Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2701 E. 2019/4045 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2701
KARAR NO : 2019/4045
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 19/10/2017
NUMARASI : 2017/5315 D.İş Esas – 2017/5315 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 04/10/2017 tarih, 2017/İHK-3883)
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.01.2017 tarihinde davalı tarafa sigortalı … plakalı kamyon sürücüsünün kırmızı ışıkta geçmesi ve … plakalı araca çarpması sonucu müvekkilinin eşi …’nın vefat ettiğini, eşinin vefatıyla başvuranın destekten yoksun kaldığını, davalı … şirketine talepte bulunulduğunu ancak ödeme yapılmadığını bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 11.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 144.121,06 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkiline tazminat için müracaat edildiğini ancak evrakların tamamlanması beklenilmeden komisyona müracaat edildiğini bu nedenle başvurunun usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, sürücünün kusuru ve zarar oranında sorumluluklarının bulunduğunu, faizin ise belgelerin sunumunu takip eden 8. günden istenebileceğini belirterek haksız talebin reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvuran …’nın hukuk mahkemelerinde dava açma hakları saklı kalmak üzere hakem heyetinin uyuşmazlık dosyasından el çekmiş olduğuna karar vermiş, davacı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davacı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hakem heyetince eksik bir husus yokken yine de kusur raporu almaya karar verildiğini ve süre dolması nedeniyle dosyadan el çektirildiğini, hakem heyetinin gerekçeli kararında hem kusurun önemli olmadığı hem de kusur raporu alınması gerekeceğine ilişkin çelişkili ifadelere yer verdiğini, bilirkişi raporunun eksik olduğunu, itirazları doğrultusunda yeni rapor alınmamasının kanuna aykırı olduğunu, davacının gelirinin emsal ücret yazısına göre hesaplama yapılması gerekirken asgari ücret üzerinde yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada eşin yeniden evlenme şansı indiriminin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda destek paylarının yanlış hesaplandığını, murisin babasının yıllar önce ölmesine rağmen murisin babasına da destek payı ayrıldığını, murisin annesinin muris ile bir alakası olmadığı gibi muris annesine karşı bir destekliğinin de bulunmadığını, bu nedenle anneye pay ayırmasının da yanlış olduğunu, kazaya karışan her iki aracın trafik sigortasını da davalı taraf düzenlemesinden ötürü kusurun davacı için önem arz etmediğini ve kusur raporuna gerek olmadığını ancak itiraz hakem heyetince kusur raporu alınması gerekiyorsa dosyanın kusur bilirkişisine tevdine ve itirazlarının da göz önünde bulundurularak dosyanın yeni bir hesap bilirkişisine gönderilmesi için itiraz hakem heyetine başvurulduğunu, ancak itiraz hakem heyeti de görevini yapmayarak itirazı reddettiğini belirterek itiraz hakem heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 16. fıkrası uyarınca; Hakemler, görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç dört ay içinde karar vermeye mecburdur. Aksi halde, uyuşmazlık yetkili mahkemece halledilir. Ancak, bu süre tarafların açık ve yazılı muvafakatleriyle uzatılabilir. İstinafa konu sigorta tahkim dosyası incelendiğinde; Sigorta Tahkim Komisyonunun 31.03.2017 tarihli yazısı ile uyuşmazlık hakeminin görevlendirdiği, hakemin 16/08/2017 tarihinde uyuşmazlık hakkında karar verdiği anlaşılmaktadır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/16. maddesi uyarınca hakemler tarafından, görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç dört ay içinde karar verilmesi, sürenin uzatılması için ise tarafların açık ve yazılı muvafakatlerinin bulunması gerekir. Somut uyuşmazlıkta uyuşmazlık hakeminin, Tahkim Komisyonu tarafından görevlendirme tarihinden itibaren 4 ay içerisinde karar vermediği, başka bir ifadeyle karar tarihi itibariyle 4 aylık sürenin aşıldığı, davacı vekilince süre uzatılmasına muvafakat beyanının verildiği tarih olan 15.08.2017 ile davalı vekilince süre uzatılmasına muvafakat beyanının verildiği tarih olan 25.08.2017 itibariyle de 4 aylık sürenin geçtiği değerlendirildiğinde UHH tarafından dosyadan el çekilmesine karar verilmesinde ve itiraz üzerine de İHH’nce de davacının itirazının reddine karar verilmesinde dosya içeriği, usul ve yasaya aykırılık yoktur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/12/2019