Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2695 E. 2019/3998 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2695
KARAR NO : 2019/3998
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/06/2017
NUMARASI : 2014/1571 Esas – 2017/563 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı adına kayıtlı … plakalı araç sürücüsü … asli kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü olan … vefat ettiğini, müvekkili … müteveffanın annesi … ise mütevaffanın babası olup oğullarının vefatı ile onun desteğinden mahrum kaldıklarını, dava konusu kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ve yürürlükte bulunan zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmadığını, davalı Güvence Hesabı Müdürlüğüne yapılan müracaatları üzerine taleplerinin red edildiğini belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı baba … için 2.500 TL ve anne … için 2.500 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı Güvence Hesabı’ndan kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami trafik sigortası poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren diğer davalılar yününden ise olay tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı anne … için 100.000 TL ve davacı baba … için 100.000 TL manevi tazminatın 19.09.2012 olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Çarşamba Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, öncelikle yetki itirazının karara bağlanmasını, esasa ilişkin olarak dava konusu trafik kazasında davacıların murisi de kusurlu olduğundan davanın reddi gerektiğini, davacıların murisinin müterafik kusurlu olduğunu, illiyet bağının tespitinin gerektiğini, davacılara bu kaza sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazında bulunduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, yetki itirazında da bulunarak Çarşamba Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı … 04.10.2012 tarihli belge ile maddi ve manevi tazminat yönünden ibra ettiğini ve şikayetinden vazgeçtiğini diğer davacı … de ceza mahkemesinde feragat ettiğini, bu nedenle KTK’nın 111.maddesi gereğince 2 yıl olan hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, istenen manevi tazminat tutarının çok fazla ve fahiş olduğunu, takdir edilecek manevi tazminatın hakkaniyete uygun olması gerektiğini, her iki müvekkilinin de ekonomik durumlarının iyi olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetki itirazında bulunarak Çarşamba Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı … 04.10.2012 tarihli belge ile maddi ve manevi tazminat yönünden ibra ettiğini ve şikayetinden vazgeçtiğini diğer davacı …’nin de ceza mahkemesinde feragat ettiğini, bu nedenle KTK’nın 111.maddesi gereğince 2 yıl olan hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, istenen manevi tazminat tutarının çok fazla ve fahiş olduğunu, takdir edilecek manevi tazminatın hakkaniyete uygun olması gerektiğini, kazada kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davacı tarafın maddi tazminat davasının kabulü ile; davacı … için 18.246,04 TL, davacı … için 15.363,84 TL’ nin davalılar …ve … açısından 19/09/2012 tarihinden; davalı Güvence hesabı açısından 02/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile Tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 20.000 TL, davacı … için 20.000 TL’nin 19/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar …. ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı Güvence Hesabı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı Güvence Hesabı vekili ise istinaf dilekçesinde özetle, Davacının şikayetten vazgeçmesi nedeni ile artık tazminat istenemeyeceğini, cürümden zarar gören şikayetten vazgeçmiş olmakla yerel mahkemece davacı yan davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı … tarafından dosyaya sunulan 04.10.2012 tarihli beyan ile kaza nedeniyle meydana gelen zararlarının … plakalı araç sürücüsü …’dan karşılandığı anlaşıldığından davacının aynı zamanda müvekkil kurumdan yapmış olduğu talebin sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, müvekkil kurum ve diğer davalı … müşterek ve müteselsil sorumlu olduklarından …. tarafından davacılara ifada bulunulduğundan, müvekkil kurumun da sorumluluğunun sona ereceğini, Mahkemece isticvap yapılmadan karar verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacıların murisinin tescilsiz ve ehliyetsiz olarak kullanmakta olduğu motosiklet ile birlikte dava konusu kazaya karıştığını, muris kasksız ve ehliyetsiz motosiklet kullandığından kusurlu olduğunu ve bu sebeple davanın reddi, aksi halde BK’nın 51 ve 52. maddeleri gereği indirim uygulanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, çift taraflı ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 19.09.2012 tarihinde müteveffa sürücü… sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalı sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı traktörün arkasına takılı römorkun sağ arka yan kesimine çarpması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacıların desteği … vefat ettiği, Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/116 Esas Sayılı dosyası kapsamında soruşturma aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 24/12/2012 tarihli kusur raporuna göre sürücü … asli müteveffa sürücü … tali kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 23/06/2015 tarihli kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sürücü … %60 oranında, sürücü … %40 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi gereğince tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir.Somut uyuşmazlıkta davacı … 04.10.2012 tarihli dilekçesi ile şüpheli … ile maddi ve manevi tazminat konusunda anlaştıklarını ve bu nedenle şikayetinden vazgeçtiğini bildirmiştir. Ancak feragat dilekçesi bedel ihtiva etmediğinden makbuz hükmünde değildir. Ayrıca düzenlenmiş bir ibraname ya da ödeme belgesi sunulmadığına göre KTK’nın 111.maddesi uygulanamayacaktır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73/7. maddesi gereğince, davacıların suça ilişkin şikayetten vazgeçme beyanlarında, şahsi haklarından da vazgeçtiklerini açıkça ifade etmedikleri gözetildiğinde, şikayetten vazgeçme beyanı eldeki davayı açmaya engel değildir. Bu nedenle bu yöne değinen istinaf itirazının reddi gerekir.Müterefik kusura ilişkin istinaf bakımından değerlendirme yapıldığında: Davalı Güvence Hesabı vekili, kask takılmaması nedeniyle müterafık kusur indirimi yapılması gerektiği savunmasında bulunmuşsa da mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Davacıların murisi motosiklette sürücü olup kaza tespit tutanağına göre murisin kask takıp takmadığının tespit edilemediği, ölü muayene tutanağına göre müteveffanın ciddi kafatası travmasına bağlı olarak ölümünün gerçekleştiği belirlenmiştir. Bu durumda müteveffanın ölüm nedeni dikkate alındığında, motosiklete kasksız binmiş olduğu kanaatine varıldığından olayda müterafik kusuru söz konusudur. Bu nedenle davalı Güvence Hesabı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı kabul edilerek bilirkişi raporunda belirlenen destekten yoksun kalma tazminat miktarlarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği halde Mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmamış olması doğru olmamıştır. Daire kabulüne göre de davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-)Davacı tarafın maddi tazminat davasının kabulü ile; davacı … için 14.596,84 TL, davacı … için 12.291,00 TL’nin davalılar … ve … açısından 19/09/2012 tarihinden; davalı Güvence Hesabı açısından 02/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,2-)Davacı tarafın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 20.000 TL, davacı … için 20.000 TL’nin 19/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.569,00 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 798,00 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.771,00 TL harcın 1.836,70 TL’sinin tüm davalılardan; 1.934,30 TL’sinin davalılar … ve …. müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan maddi tazminata ilişkin kısım üzerinden hesaplanan 3.226,54 TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 5-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan manevi tazminata ilişkin kısım üzerinden hesaplanan 4.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 6-)Davalılar … vekili lehine red edilen manevi tazminat talebi yönünden 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı tarafa verilmesine, 7-)Davacı tarafından yatırılan 798,00 TL peşin harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 8-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.021,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul durumuna göre 321,175 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 9-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde kendilerine iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 25,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2019