Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2684 E. 2018/1416 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/2684
KARAR NO : 2018/1416
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/03/2017
NUMARASI : 2016/128 Esas – 2017/146 Karar
DAVA : Tasarrufun İptali (TBK’nın 19.maddesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/128 Esas – 2017/146 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli şirketin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı …’ın sahibi bulunduğu … ünvanlı şirketin, müvekkilinin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğu … isimli şirketten şirketin resmi kayıtlarına göre, 17.757,50 TL alacaklı olduğunu, 2014 yılından sonra gelişen kriz nedeniyle müvekkilinin 27/07/2014 tarihine kadar şahsi mal varlığından yaptığı ödemelerle… isimli şirketin borçlarını ödediğini, şirketin dava dışı ortağı ve aynı zamanda müvekkilinin kardeşi olan …’nın şirketten uzaklaştığını, oğlu ile birlikte yeni bir şirket kurduğunu, … isimli şirketin borçlarını önemsemediğini,… isimli şirket adına …bank A.Ş’den kredi kullanıldığını, kullanılan kredilerden dolayı müvekkil ve kardeşi olan …’nın sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kefillerden birinin borcu ödemesi halinde, diğer kefil için de borç ortadan kalkmış olacağından, dava dışı 3.kişi olan müvekkilinin kardeşi . ..’nın kayınvalidesi olan davalı … tarafından ödenmiş gösterilerek, alacağın …bank A.Ş ‘den temlik alındığını, davalı …’nin İstanbul …Noterliği’nin … yevmiye numarası ile alacağı temlik aldığını ve aynı gün noterliğin … yevmiye numaralı sözleşmesi ile diğer davalı …’a temlik ettiğini, davalı …’nin 81 yaşında olduğunu, alacağın temliki karşılığında banka kanalıyla ya da başka bir kanalla ödeme yapılmadığını, yapılan temliklerin muvazaalı olduğunu iddia ederek TBK’nın 19.maddesinde her iki temlik sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Bursa mahkemeleri olduğunu, davacının temlik sözleşmesinin tarafı olmadığını, dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı tarafın İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibine muhatap olduğu için temlik sözleşmesinden haberdar olduğunu, temlik sözleşmesinin varlığını öğrendiği tarihten itibaren davanın zamanaşımına uğradığını, imzalanan kredi sözleşmesinden davacının müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, muvazaalı işleri yapanın davacının bizzat kendisi olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, …bank A.Ş’ye olan borcunun müvekkili tarafından, makbuzla alacaklı bankaya ödeme yapılarak temlik alındığını, ödeme ve temlik işlemlerinin gerçek olduğunu, herhangi bir muvazaanın söz konusu olmadığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi, “aktif husumet eksikliği sebebiyle HMK 114-115 maddeleri gereğince dava şartlarının eksikliğinden davanın reddine ” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tahkikat duruşmasının usulüne uygun yapılmadığını, ön inceleme duruşmasının yapılmadığını, mazeret dilekçesi sunmalarına rağmen mazeret hakkında bir karar verilmeksizin tahkikat duruşmasına geçilerek ve tahkikat tamamlanarak davacı vekili ile davalı … vekilinin yokluğunda davanın esası hakkında hüküm tesis edildiğini, deliller toplanmadan karar verildiğini, tarafların iddia ve savunmalarına bağlı olmaksızın davanın esasına girilmeden hatalı olarak karar verildiğini iddia ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, TBK’nın 19. maddesi gereğince, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
İlk Derece Mahkemesince, ön inceleme duruşmasında, tasarrufun iptaline tabi olduğu iddia olunan alacağın devri sözleşmesinde davacının taraf olmadığından, HMK’nın 114. ve 115.maddeleri gereğince, aktif husumet eksikliği( dava şartı eksikliği) gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Öncelikle, dosyanın fiziki incelemede ve Uyap’tan yapılan sorgulamasında, davacı vekilinin 07/03/2017 tarihinde mazeret dilekçesi konusunda İlk Derece Mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin davanın sonlandırılmasına karar verilmesi HMK’nın 140. ve 147.maddelerine aykırıdır.
Davacı tarafça davalılar arasında gerçekleştirilen alacağın devri sözleşmelerinin muvazaalı olduğu iddia edilerek TBK’nın 19.maddesine dayanılarak tasarrufun iptali talep edilmektedir. Tasarrufun iptaline tabi olduğu iddia olunan alacağın devri sözleşmesinde davacının taraf olması zaten imkansızdır. Çünkü davalılar arasında gerçekleştirilen bir tasarrufun muvazaalı olduğu iddia edilerek iptali talep edilmektedir. Bu durumda, alacağın devri sözleşmesinde taraf olmadığı gerekçesiyle aktif husumet eksikliğinden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir.
O halde, İlk Derece Mahkemesi’nce yapılması gereken TBK’nın 19.maddesine göre, muvazaa hukuksal olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin tarafların tüm delillerinin toplanarak değerlendirilmesi sonucunda bir karar verilmesidir.
Bu nedenle; HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2017 tarih, 2016/128 Esas 2017/146 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Davacı tarafça istinaf başvurusu nedeniyle yapılan, 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 74,80 TL posta giderinden oluşan toplam 172,90 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK ‘nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/10/2018.

.