Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2579 E. 2019/3786 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2579
KARAR NO : 2019/3786
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 19/10/2017
NUMARASI : 2017/5309 D.İş Esas 2017/5306 D.İş Karar
DAVA : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; 14/10/2012 tarihinde plakası saptanmayan motosikletin yaya kaldırımı üzerinde bulunan müvekkiline çarptığını, müvekkilinin kazaya bağlı olarak %54 kalıcı sakatlık hali oluştuğunu ve yatağa bağımlı hale geldiğini, sürücünün kaldırımda bulunan müvekkile çarpmasında %100 kusurlu olduğunu, davalıya başvuru yapıldığını ancak netice alınamadığını, alacak belirsiz olduğundan bilirkişi raporunun tebliği gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 5.100,00 TL’nin en erken temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 109.230,28 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; KTK’nın 97.maddedeki başvuru şartı henüz tamamlanmadığından başvurunun usul yönünden reddi gerektiğini, tespit edilemeyen aracın varlığının ve kazaya sebebiyet veridğinin somut deliller ile tespiti gerektiğini, yeniden maluliyet raporu alınması gerektiğini, yeni genel şartlara göre hesaplama yapılması gerektiğini , başvurunun reddi gerektiğini belirtmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti,” başvurunun kabulü ile, 109.230,00 TL’nin 24/10/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabından alınarak başvuru sahibine ödenmesine,” karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvuruda tahkime başvuru şartları yerine getirilmediğini, 14/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu başvuru sahibi davacı yaralanmış ve malul kaldığını, başvuru sahibi tarafından kazaya karışan aracın plakası tespit edilemediğinden bahisle Dokuz Eylül Üniversitesi’nce tanzim edilen ve %54 maluliyet oranı tespit edilen sağlık kurulu raporu dayanak yapılarak, maluliyet tazminatının tazmini için müvekkil kuruma başvuruda bulunulduğunu, başvuruyu değerlendiren Güvence Hesabı nezdinde hasar dosyası açılmış ve söz konusu raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği’ne uygun olmamasından ötürü, başvuru sahibi vekilinden mevzuata uygun olarak rapor sunulması halinde talebinde değerlendirilebileceği yazılı olarak bildirildiği, Güvence Hesabı’na yapılmış geçerli bir başvurunun varlığından söz edilemeyeceğini, tazminat talebine ilişkin olarak Sayın Hakem heyeti tarafından öncelikle tazminat hesabına esas teşkil edecek trafik kazasından kaynaklı daimi maluliyet oranının tespiti ve trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, mevzuata uygun olarak maluliyet oranının tespiti gerekir iken hastayı dahi görmeksizin salt belgeler üzerinden tanzim edilen raporun dayanak yapılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli maluliyet tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut uyuşmazlıkta, tahkime başvuru tarihi olan 17/02/2017 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça başvuru tarihinden önce davalı Güvence Hesabına yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Davacı tarafından yapılan başvuru üzerine Güvence Hesabı tarafından verilen cevap ile; sunulan raporun uygun yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediği belirtilerek, kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun sağlık kurulu raporu talep edilmiştir. Ancak, eksik olduğu bildirilen kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekir. Bu durumda, davalı Güvence Hesabı tarafından davacının başvurusuna verilen cevap talebi karşılamadığından, dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde görülmemiştir.Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi baz alınarak 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Somut uyuşmazlıkta UHH tarafından esas alınan 09/01/2017 tarihli sağlık kurulu maluliyet raporunda esas alınan yasal düzenlemeler (Yönetmelikler) açıklanırken,” 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ve 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ” ekindeki “Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli kapsamında ” denilmiştir. Oysa davacının maluliyet oranının az yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek sadece kaza tarihi olan 14/10/2012 tarihinde geçerli bulunan ” Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ” hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği halde çelişki ve belirsizlik oluşturacak şekilde birden fazla yönetmeliği atıf yapılan ve hangi rapora göre maluliyetin belirlendiği anlaşılamayan yetersiz, çelişkili ve geçersiz olan maluliyet raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu durumda, (yargılamanın tahkim yargılaması olduğu göz önüne alınarak), başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak 3 kişilik uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan ” Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte rapor alınıp, tespit edilecek maluliyet oranına göre tazminat hesabı yapılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca davalı vekilinin maluliyet raporuna ilişkin istinaf itirazının kabulüne, İtiraz Hakem Heyeti kararı kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı aşlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 8-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre Güvence Hesabı tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası Gayrettepe/İstanbul Şubesinin 13/10/2017 tarih ve …. numaralı 164.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı Güvence Hesabı’na İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/11/2019