Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2568 E. 2019/3725 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2568
KARAR NO : 2019/3725
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/09/2017
NUMARASI : 2014/154 Esas 2017/814 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/02/2013 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tramvay yolu üzerinde karşıdan karşıya geçen müvekkiline % 100 kusurlu biçimde çarparak yaralanmasına neden olduğu, aracın davalı sigorta şirketince sigorta ettirildiğini, müvekkilinin bu kaza nedeniyle 3-4 ay süre ile yatarak tedavi gördüğünü ancak iyileşemediğini, çalışma gücünü tamamen kaybettiğini, müvekkilinin bu kazaya uğramadan önce 1750,00 TL net maaş + yol + yemek olarak çalıştığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tedavi gideri, yol ve para medikal giderler, ileri bakım iyileştirme tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli maluliyet ve bakım tazminatı olarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 70.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın haksız olduğunu, istenilen tazminatın fazla olduğunu, olaya sebebiyet veren davacının kendisi olduğunu, kaza nedeni ile kendisinin işlerinin ve psikolojisinin bozulduğunu, kaza nedeni ile açılmış olan ceza davasının derdest olduğunu, davacının almış olduğu maluliyetin kazadan sonra oluşup oluşmadığının meçhul olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kazaya karışan aracı ZMSS ile sigortalamış olduğunu, meydana gelen kazada herhangi bir kaza raporunun bulunmadığını, kaza nedeni ile polis memurları tarafından tutulan tutanakta aracın olay yerinden ayrıldığından dolayı kaza raporunun tutulamadığının belirtildiğini, kaza tutanağı bulunmadığından kusur oranının tespitinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin maddi tazminat talepleri açısından poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumu raporunun alınmasının gerektiğini, tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, manevi tazminattan sorumlu olmadıklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 138.296,44 TL tazminatın davalı … bakımından kaza tarihi olan 19/02/2013 tarihinden, davalı …Sigorta bakımından (poliçe limitleriyle sınırlı olarak) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, davacı tarafın tedavi ve yol giderlerine ilişkin talebinin feragat nedeni ile reddine, davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000 TL manevi tazminatın davalı …den kaza tarihi olan 19/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece takdir edilecek manevi tazminat miktarının, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiğini, hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, tarafların yaşı, olay tarihi gibi özellikleri manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurması gerektiğini, müvekkili aleyhine verilen manevi tazminat miktarının bu hususlar göz önüne alındığında fahiş olduğu açık bir şekilde görüleceğini, mahkemece hükmedilen manevi tazminat oranı müvekkili açısından ödenebilir bir meblağ olmadığını, müvekkili hakkında hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara işletilen faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi de yasaya ve hakkaniyete aykırı bir durum olduğunu, aktüerya bilirkişisi tarafından maddi tazminata ilişkin hesaplama yapılırken 2 dönem için hesaplama yapıldığını, bilirkişi, davacının ileri ki yıllar ve pasif dönem zararını hesaplarken 2017-2047 yılları arasında hesaplama yaptığını, 2017-2047 yılları için oluşan bir zarar için 18.04.2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiğini, bu bakımdan ileriye dönük bir şekilde hükmedilen tazminatlar için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece verilen iş bu karara karşı manevi tazminat miktarının fahiş olması ve her iki tazminat miktarı için de işletilen faizin tarihi bakımlarından istinaf yoluna başvurma ile davanın reddine veya hükmün bozulmasına karar verilmesini talep ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Somut olayda, uyuşmazlık haksız eylemden (trafik kazasından ) kaynaklanmaktadır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 18/10/2018 tarihli ve 2015/14114 Esas – 2018/9287 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağından zarar gören, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalı .. yönünden faiz başlangıcının kaza tarihi, davalı Sigorta Şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “TBK’nın 56/2. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalı … vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazları ve dosyadaki deliller (kazanın oluş şekli, yaralanmanın derecesi, İyileşme süresi, kusur oranları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları) birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece davacı için belirlenen manevi tazminat miktarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 11.496,33 TL harçtan peşin alınan 513,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.983,33 TL harcın davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davalı … istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, manevi tazminat yönünden HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin, maddi tazminat yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/11/2019