Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2559 E. 2019/3728 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2559
KARAR NO : 2019/3728
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/09/2017
NUMARASI : 2015/933 Esas – 2017/1076 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ… :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı bulunan …. San. Ve Tic. A.Ş’ye ait … plakalı aracın davalıların ilgili olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu hasara uğradığını, bu kaza sebebiyle davacı şirketin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigortalısına sigorta tazminatı ödediğini, kaza sonrasında düzenlenen anlaşmalı kaza tutanağı ve mezkur olay nedeniyle hazırlanan ekspertiz raporuna göre davalının kusurlu olduğunu, davacı … şirketinin TTK. Md.1472 v.d. gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalıların kusur sorumluluğunu karşılayacak alacak için rücu hakkının doğduğunu belirterek İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası başlatılan icra takibine davalıların tarafından haksız ve dayanaksız olarak itiraz edildiğinden öncelikle … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir-haciz konulmasına ve fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 9.975,00 TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 10/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı … şirketine … plakalı aracın 13/04/2013 – 2014 tarihleri arasında … numaralı trafik poliçesi ile sigortalandığını, poliçeden doğan sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere araç başı maddi zararlarda azami 25.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, dava konusu alacak taleplerinin zaman aşımı yönünden değerlendirilmesi gerektiğini, davacının davalı … şirketine rücu edebilmesi için öncelikle sigortalısının hukuki haklarına kanunda öngörülen şekilde halef olduğunu kanıtlaması gerektiğini, dava konusu hasarın davalı … şirketinin sorumluluğunun başlangıcından önce meydana geldiği için teminat dışı olduğunu, her durumda sigorta teminatının başlaması için rizikodan önce poliçe teminatının ödenmesi olması gerektiğini belirterek öncelikle başlatılan icra takibine konu olan alacak taleplerinin zaman aşımına uğrayıp uğramadığının tespitinin gerektiğini, davacı yanın taraf sıfatına haiz olup olmadığının araştırılmasını, eğer ki taraf sıfatına haiz değil ise davacı tarafından ikame edilen huzurdaki davanın öncelikle bu sebeple reddine karar verilmesini, dava konusu kaza ve hasar tarihini kapsayan geçerli bir poliçe bulunmaması sebebiyle davacı tarafın davalı şirketten talep edebileceği bir zarar kaleminin de bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, İstanbul… . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yetkiye, borca ve takibe itiraz edildiğini, bu sebeple yetkisiz icra müdürlüğünde açılan icra takibine dayanarak açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacı … ile davalı …’nin şirket merkezinin … da olsa dahi, gerek davacı şirketin gerekse de davalı şirketin İzmir’de Ege Bölge Müdürlüğünün bulunduğunu, davacının sunduğu … Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi’nin dahi İzmir’de düzenlendiğini, esas yetkili mahkemelerin İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu tüm bu nedenlerle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini sonuç olarak ise, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kabulü ile, 9.975,00 TLnin davalılar … ve …’dan 10/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …Ş’den ise 10/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı … plakalı araca ilişkin kaza tarihini kapsayan poliçe bulunup bulunmadığı hususunun yetirince araştırılmadan eksik inceleme sonucu kurulan hükmün hatalı olduğunu, kazanın 13.04.2013 tarihinde saat 17:15’te meydana geldiğini ancak poliçenin aynı gün saat 17:20’de tanzim edildiğini, kaza saatinde kazaya karışan araçla ilgili müvekkili tarafından düzenlenmiş bir poliçe bulunmadığını, bu nedenle davacının müvekkilinden talep ettiği hasardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kaza tarihini kapsayan bir poliçeden söz edilemeyeceğinden dava konusu hasarın teminat dışında kaldığını, müvekkilinin sorumluluğunun primin veya ilk taksitin ödenmesiyle başlayacağından, kazadan sonra prim ödemesi yapılmış ise hasarın poliçe vadesi dışında olacağından müvekkilinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, prim ödemesinin hangi tarih ve saatte yapıldığının ilgili bankaya yazı yazılarak tespit edilmesi gerektiğini, ilk primin kaza anında ödenmemiş olması durumunda müvekkilinin sorumluluğunun söz edilemeyeceğinden zarara uğrayan üçüncü kişilerin de sorumluluğu henüz başlamamış olduğundan müvekkilinden tazminat talep edilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, iki taraflı trafik kazasından kaynaklanan ve davacı sigortacı tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının davalılardan rucüen tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sigorta kapsamında sigortacının zarardan sorumlu tutulabilmesi için, rizikonun poliçe vadesi içinde gerçekleşmesi gerekir.Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında sigorta hukuku düzenlenmiş olup TTK’nun 1401- 1452. maddeleri arasında, tüm sigorta türleri bakımından uygulama alanı bulacak olan, sigorta sözleşmelerine ilişkin genel esaslar belirlenmiştir.6102 sayılı TTK’nun 1421/1. maddesinde “aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar” şeklinde düzenlenmiştir. İyiniyet ve karşılıklı güven ilişkisine dayanan sigorta sözleşmelerindeki doğru beyan yükümlülüğü, TTK’nun 1435/1. maddesinde “sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir” denilerek düzenlendikten sonra; TTK’nun 1439/1. maddesinde, bu yükümlülüğe uyulmamasının yaptırımı “sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440 ıncı maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez” şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nun 1458/1. maddesinde ise geçmişe etkili sigorta “sigorta, sigorta koruması sözleşmenin yapılmasından önceki bir tarihten itibaren sağlanacak şekilde yapılabilir. Ancak, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalkmış olduğu, sözleşmenin yapılması sırasında, sigortacı ile sigorta ettiren ve sigortadan haberi olmak şartıyla, sigortalı tarafından biliniyorsa sözleşme geçersizdir. Rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalktığının sigorta ettiren veya sigortalı tarafından bilinip sigortacı tarafından bilinmediği durumlarda, sigortacı sözleşme ile bağlı olmamakla birlikte, ödenmesi gereken primin tamamına hak kazanır” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Davaya konu somut olay incelendiğinde; davaya konu kazanın tarih ve saatinin, kaza tespit tutanağında 13/04/2013 saat 17:15 olarak belirtildiği; davalı … şirketine husumet yöneltilmesine yol açan trafik sigorta poliçesinin tanzim tarihinin davalı vekilinin cevap dilekçesine eklediği poliçe suretinde 13/04/2013 saat 17:20 ve poliçe başlangıç saatinin ise aynı gün saat 12:00 olduğu, davalı … şirketinin yazı cevabı ekinde eklediği poliçe suretinde tanzim tarihinin 13/04/2013 saat 17:02 ve poliçe başlangıç saatinin ise aynı gün saat 12:00 olduğu görülmektedir. Anılan bu belgelere göre, poliçenin tanzim saatine ilişkin çelişki bulunmaktadır. Bu itibarla; davalı sigortacının sigorta poliçesi gereği sorumluluğunun başlamasından sonra, davaya konu kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin (rizikonun poliçe vadesi içinde olup olmadığının) saptanması önem kazanmaktadır. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, sigortacının sorumluluğunun başlaması için poliçede kararlaştırılan primin ödenmiş olması gerekliliği ile poliçenin tanzim saatindeki belirsizlik dikkate alındığında, poliçe tanzim saatinin netleştirilmesindeki zorunluluk açıkça ortaya çıkmaktadır. Mahkemenin bu hususta herhangi bir araştırma yapmadan ve davalı yanın bu savunması üzerinde durmadan karar vermesi, eksik inceleme mahiyetindedir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davalı sigortacının trafik sigorta poliçesi kapsamında davacının zararından sorumluluğunun doğması için davalı poliçesinin vadesi içinde gerçekleşmiş bir kazanın olması gerektiği; davalı trafik sigortacısının sorumluluğunun, ancak poliçe priminin ödendiği andan itibaren başlayacağı hususları gözetilerek, poliçe priminin tahsil edildiği saatin ve poliçenin davalı sigortacının sistemine girdiği saatin saptanması; bu belirlemelerden sonra, yukarıda anılan yasal düzenlemeler de dikkate alınıp davalı sigortacının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmamıştır.Bu nedenlerle, davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … AŞ vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … AŞ tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası AŞ Mecidiyeköy Şubesinin 07/11/2017 tarih ve … numaralı 20.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … AŞ’ne İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/11/2019