Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2518 E. 2019/3730 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2518
KARAR NO : 2019/3730
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/04/2017
NUMARASI : 2015/848 Esas – 2017/396 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine sigortalı işleteni ve sürücüsü davalı … ait … plakalı aracın 01/07/2013 olay tarihinde sevk ve idaresinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde karşıdan karşıya geçmekte olan davacıların desteği … çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında; davacıların desteğinin vefat ettiğini; davacının desteğini yitirmesi nedeni ile destekten yoksunluk zararına ve manevi zarara uğradığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacılardan her biri için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma/ maddi tazminatının olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine; ayrıca her bir davacı için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı … 01/07/2013 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 4.678,28 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesi kapsamında kendi sigortalısının kusuru oranında zarar görenin uğradığı gerçek zararın tazmini noktasında bulunduğunu; müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin güncelleştirilmesi gerektiğini, davacıların desteklik olgusunu ispat etmeleri gerektiğini, ödeme nedeni ile sorumluluklarının olmadığı nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davada mahkememin yetkili bulunmadığını; yetkili mahkemenin Eleşkirt/ Ağrı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu; bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiş; davanın esası yönünden de olayla ilgili … A.Ş tarafından ödeme yapıldığını; maddi tazminat talebinin haksız olduğunu; ayrıca manevi tazminat talebinin de tarafların barışması ve bu kapsamda şahitler huzurunda davacıya 20.000,00 TL ödendiğinden bu husustaki talebin de hakkaniyete uygun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, davacı … için 500,00 TL ve davacı … için 500,00 TL olmak üzere toplam: 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalı …’den 01/07/2013 olay tarihinden itibaren davalı …. A.Ş’den 24/07/2015 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, Davacı vekilince maddi tazminatın davada tahkikatın bittiği bildirildikten sonra ıslah ile artırıldığı dikkate alınarak davacıların ileride dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla ıslah ile artırılan dava değeri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, Davacı … için 35.000,00 TL ve davacı … için 35.000,00 TL olmak üzere toplam: 70.000,00 TL manevi tazminatın 01/07/2013 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği yer, davacıların ve müvekkilinin ikamet adresi Ağrı olmasına rağmen davanın yetkisiz olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde açıldığını, davalı … şirketi tarafından kaza nedeniyle davacılara ödeme yapıldığını, davacıların bu miktarı az bularak tekrar dava açmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kazadan sonra tarafların barıştığını ve davacının şikayetinden vazgeçtiğini, davacılara 20.000,00 TL manevi tazminat ödediklerini, buna rağmen davacıların tekrar manevi tazminat davası açmasının iyi niyet ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve tamamen zenginleme aracına dönüştüğünü, müteveffanın %75 kusurlu olduğu bir kazada 70.000,00 TL manevi tazminat hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanun’un 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukukî sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, davalı … şirketinin merkezinin Üsküdar/İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Dolayısı ile davacının birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davayı davalının sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu Adliyesinde açarak yetkili mahkemeyi seçmiş olduğu anlaşıldığına göre, davalı … vekilinin mahkemenin yetkisine yönelik istinaf iddia ve itirazının yerinde değildir.2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler.Davalı … tarafından 28/04/2014 tarihinde davacılara 5.730,33 TL kısmi ödeme yapılmış, makbuz ve ibraname dosya kapsamana sunulmamıştır. Dava tarihinden önce, davalı … tarafından davacılara 5.730,33 TL tazminat ödendiği husunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Her ne kadar yapılan ödemenin yeterli olduğunu iddia etmişse de tüm tazminatın karşılandığına dair herhangi bir ibranamenin verilmediği ve yapılan ödemenin yetersiz olduğu bilirkişi raporuyla tespit edildiğinden, davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, ” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Dosya kapsamında davalı … vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu 28/08/2015 ve 30/07/2013 tarihli belgelerde manevi tazminat ödendiğine ilişkin bir beyan geçmediği gibi davacılar tarafından imzalandığına ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır. Bu haliyle davacılara manevi tazminat karşılığı ödeme yapıldığı saptanamamıştır. Davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir Davaya konu trafik kazası nedeni ile davalı ve müteveffanın olaydaki kusur durumları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü gibi manevi tazminat miktarının belirlenmesinde ölçü olarak alınması gereken unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar fazla olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı kanısına varıldığından davacılar lehine ayrı ayrı 35.000,00 TL manevi tazminat verilmesine ilişkin mahkeme kararı kaldırılarak davacılar lehine ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin manevi tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-a-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, b-Davacı … için 500,00 TL ve davacı … için 500,00 TL olmak üzere toplam: 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalı …’den 01/07/2013 olay tarihinden itibaren davalı … A.Ş’den 24/07/2015 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,c-Davacı vekilince maddi tazminatın davada tahkikatın bittiği bildirildikten sonra ıslah ile artırıldığı dikkate alınarak davacıların ileride dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla ıslah ile artırılan dava değeri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-a-Davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, b-Davacı … için 25.000,00 TL ve davacı … için 25.000,00 TL manevi tazminatın 01/07/2013 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacılara ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Yargılama masrafları hakkında:a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.483,81 TL harçtan peşin alınan 344,97 TL ile 15,00 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 3.123,84 TL karar harcının davalı … tahsili ile hazineyi irat kaydına,b-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca;aa)Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden 1.000,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,bb)Kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerindenDavacı … için 3.000,00 TL nispi vekalet ücreti ve davacı … için 3.000,00 TL nispi vekalet ücreti olmak üzere toplam: 6.000,00 TL vekâlet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine,c-Davalı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, d-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 344,97 TL peşin harç ile 15,00 toplamı: 387,67 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.171,85 yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, e-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,f-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 26,40 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalı …’ye verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/11/2019