Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2502 E. 2019/4160 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2502
KARAR NO : 2019/4160
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 19/10/2016
NUMARASI : 2015/386 Esas – 2016/766 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 31/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;…
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’in 15/12/2013 tarihinde kullandığı … plakalı çöp kamyonu aracı ile sabah saatlerinde … Caddesi istikametinden … sokak istikametine seyrederken … sokağa geliş hızıyla dönüş yaptığı sırada sokak girişinde taşıt yolu kenarında yaya kaldırımda duran …’a çarptığını, yola düşen davacıların babaları olan ve diğer davacının eşi olan …’ı ezerek ölümüne sebep olduğunu, …’a atfı kabil kusur bulunmadığını, davalılardan …’in kazayı yapan … plakalı araç sürücüsü oduğunu, kusuru ile kazanın ve zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, bu davalının … Ltd Şti. nezdinde çalıştığını, çalışanın meydana getirdiği zarar nedeni ile işveren sıfatı ile şirketinde sorumluluğunun bulunduğunu, davalı şirketin Pendik Belediyesi tarafından ihale usulü almış olduğu temizlik işlerini yaptığını, Pendik Belediyesi’nin temizlik işinin esas sahibi olması nedeni ile meydana gelen zarardan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 66. maddesi gereğince asıl işveren sıfatı ile sorumlu bulunduğunu, davalı …’in tam ve asli kusurlu olduğunu beyan ederek davacı … için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek faizle birlikte ve davacı … için 100.000,00 TL manevi tazminat, ölenin çocuklarından her biri için ayrı ayrı 75.000,00 er TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın … Sigorta dışındaki diğer tüm davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, bütün belgelerin müvekkili şirkete ibraz edilmesi gerektiğini, kazaya karışan çöp kamyonunun müvekkili şirket nezninde trafik sigortalı olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusurlu bulunması durumunda aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasını, müvekkili şirkete dava tarihinden önce bir müracaat yapılmadığından dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka nolu aracın çöp toplama ve temizlik işini ihale ile alan … Ltd. Şti. ile yapılan sözleşme kapsamında çalıştırılan bir araç olduğunu, dava konusu kazada belediyenin herhangi bir kusurunun olmadığını, kazaya karışan aracın belediye ile ilgili olmadığını sürücünün de belediyenin çalışanı olmadığını, bu nedenle haksız ve dayanaksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ölüme sebebiyet veren … plakalı aracın işleteni olmadıklarını bildirerek davanın husumet yönünden reddini talep etmiştir. … Ltd. Şti. vekili de cevap dilekçesinde müvekkili firmanın adam çalıştıran sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın husumet yönünden reddini talep etmiştir. Davalı araç sürücüsü … ise davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacıların, maddi tazminat talebi davalı … AŞ tarafından karşılanmış olmakla, maddi tazminat yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında tüm davalılar ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, Davacıların manevi tazminat dava ve talebi yönünden taleplerin tüm davacılar için kısmen kabulü ile davacı … … için taktiren 15.000,00 TL, diğer davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 7.500,00 er TL olmak üzere toplam olarak 45.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/12/2013 tarihinden geçerli olmak üzere yasal faizle birlikte davalılar …, … Tic. Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. ile …’den müştereken müteselsilen tahsil ile davacılara ödenmesine, Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili, davalı …. Ltd. Şti. vekili ve davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazanın oluş şekli, kusur durumu gibi unsurlara göre manevi tazminat tutarının amacına uygun olarak takdir edilmediğini, yasal düzenlemelerde davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin davacı yararına hükmedilecek olan vekalet ücretinden fazla olamayacağı belirtildiği halde davalılar lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, yargılama giderlerinin de yasanın öngördüğü oranda hesaplanmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile diğer davalı … arasında Çöp Toplama, Nakli, Cadde ve Sokakların Süpürülmesi ve Yıkanması Hizmet Alımı sözleşmesi yapıldığını, davalı …’ın diğer davalı … Şirketinin alt işvereni olduğunu, teknik şartnamede “işin ifası süresince; yüklenici personeli tarafından 3.şahıslara, yükleniciye ya da Pendik Belediyesi’ne karşı her türlü maddi-manevi zararın tazmininden yüklenici sorumlu olacaktır” denildiğini, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kusur raporunun trafik uzmanı bir bilirkişiden alınması gerektiğini, makine yüksek mühendisi tarafından hazırlanan raporu kabul etmediklerini, kazaya sebep olan sürücüsünün mali-ekonomik durumu, olay tarihi, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler ve davacıların sosyal-ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazayı yapan aracın müvekkiline ait olmasının müvekkilini sorumlu kılmayacağı, bu aracın uzun süredir … Şirketi’nin kullandığını, kazayı yapan aracı diğer davalı … Şirketi’nin işlettiğini, araç üzerinde fiili tasarrufta bulunanın diğer davalı … olduğundan müvekkilinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, mahkeme tarafından davalı … ve … firmasından dava konusu aracın kira sözleşmesini istemeden müvekkili hakkında hukuka aykırı karar verdiğini, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve davacıların zenginleşmesini sağlayacak mahiyette olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dahili Davalı …. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 15/12/2013 tarihinde davalı … Ltd. Şti. adına kayıtlı davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yaya olan …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacıların eş ve babası olan …’ın vefat ettiği, olay nedeniyle vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacılar vekilinin ve bir kısım davalılar vekilinin manevi tazminat miktarına değinen istinaf itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Kusur raporunda kaza mahalli, kaza vaktindeki araç ve insan trafiği, yol durumu, aracın hızı, kazanın meydana geldiği yerin kontrolsüz kavşak oluşu da irdelenmek suretiyle, meskun mahalde hız kuralını, sola dönüş kuralını vearacın teknik özelliklerine göre hızın gerekli şartlara uygunluğu da değerlendirilmek suretiyle davalı sürücü …’in % 100 oranında kusurlu olduğu görüşü açıklanmış, bu rapor hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan rapor oluş ve değerlendirme açısından karar vermeye yeterli görülmekle ve ayrıca; davalı … Belediyesi ile davalı …. Ltd. Şti. arasında aktedilen çöp toplama, nakli, cadde ve sokakların süpürülmesi ve yıkanması işine ait sözleşme 18. maddesi ile denetleme ve kontrole ilişkin düzenleme gözetildiğinde; kural olarak, iş sahibi, üçüncü kişilerin zarar görmesinden sorumlu tutulamaz. Ancak iş sahibi ile yüklenici arasında yapılan sözleşmede, iş sahibinin, yükleniciyi denetleme ve kontrol yetkisi bulunduğunu belirten hükümlerin varlığı halinde, üçüncü kişilere verilen zararlardan iş sahibinin de zincirleme sorumluluk ilkesine göre sorumlu olması gerekmektedir. Bu durumda, meydana gelen zarardan davalı … de sorumlu olacaktır. İşin yüklenici firmaya yaptırılması, davalı idarenin sorumluluğunu kaldırmayacağı gibi davacının taraf olmadığı, belediye ile yüklenici firma arasında yapılan sözleşme hükümleri, davacıya karşı ileri sürülemeyecektir. Bu nedenlerle davalı … vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Davalı … Ltd. Şti. kazayı yapan aracın müvekkiline ait olmakla birlikte bu aracın uzun süredir … Şirketi’nin kullandığını ifade etmesi açısından, uzun süreli kiralama ilişkisini ispat edemediğinden bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda zorunlu dava arkadaşlığı dışında dahili davalı adında bir müessese bulunmamakta olup, husumetin yöneltildiği kişi dışında bir başka kişinin davaya ithali mümkün bulunmamaktadır. 2918 sayılı KTK.nu 88. maddesi ile aracın sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı arasında müteselsil sorumluluk öngörülmüş olup aralarında ihtiyari dava arkadaşılığı söz konusudur. Davacı müteselsil borçlulardan isterse birine karşı isterse ikisine karşı ve isterse de üçüne karşı birden dava açabilir. Bu durumda dahili davalı kurumu hukukumuzda düzenlenmemiş olduğundan dava açılırken davalı olarak gösterilmemiş olan müteselsil borçlunun davaya dahil edilmesi mümkün değildir. Yani bu davaya davalı olarak ıslah yoluyla dahi dahil edilemezler (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/03/2016 tarih, 2015/16736 E. ve 2016/3680 K. sayılı kararı). Eldeki davada, … Ltd. Şti’ nin dahili davalı olarak davaya dahil edilmesi ve aleyhine hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu nedenle mevcut hal ile hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan dahili dava edilen … Ltd. Şti. nin diğer istinaf nedenlerinin incelenmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2.maddesi gereğince manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. İlk Derece Mahkemesince bu hükme aykırı olarak kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden davacılar lehine ayrı ayrı 5.300,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği halde davalılar lehine 5.800,00 TL vekalet ücreti hükmedilmiş olması doğru olmadığından davacılar vekilinin bu yöne değinen istinaf talebinin kabulüne ve hükmün vekalet ücreti bakımından düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HMK’nın 355. maddesi gereğince, kamu düzenine ilişkin olarak yapılan inceleme göre de; Mahkemece dava konusuz kalsa dahi maddi tazminat davası bakımından harç alınmamış olması ve hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı için kabul edilen miktarın tamamı üzerinden binde 68,31 oranında ilam harcı alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile Harçlar Kanunu’nun 28. madde yapılan değişiklik ile ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanacağına ilişkin hüküm gereğince 1/20 oranında harç alınması doğru olmadığından oluşturulan yeni hükümde manevi tazminata ilişkin harç miktarı düzeltilmiş ve maddi tazminat davası bakımından harç alınmasına karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin ve dahili davalı …. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının aşağıdaki yazılı olduğu şekilde düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : A- Davacı vekili ve dahili davalı …. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacıların, maddi tazminat talebi davalı …Ş. tarafından karşılanmış olmakla, maddi tazminat yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında tüm davalılar ile ilgili olarak KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Davacı …’ın maddi tazminat istemi davalı …Ş. tarafından karşılanmış olmakla, diğer davalılarında sorumlulukları kalmadığından maddi tazminat yönünden dava konusuz kalmış ise de davalılar yararına vekalet ücreti taktir edilmesine yer olmadığına, 3-Davacıların manevi tazminat dava ve talebi yönünden taleplerin tüm davacılar için KISMEN KABULÜ ile davacı … … için taktiren 15.000,00 TL, diğer davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 7.500,00’er TL olmak üzere toplam olarak 45.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/12/2013 tarihinden geçerli olmak üzere yasal faizle birlikte davalılar …, … Ltd. Şti. ile …’den müştereken müteselsilen tahsil ile davacılara ödenmesine, 4-Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine, 5-Dahili dava edilen … Ltd. Şti. aleyhine usulünce açılan bir dava olmadığından adı geçen yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 6- a- Maddi tazminat davası bakımından alınması gereken 29,20 TL harcın peşin yatırılan 1.400,40 TL peşin harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına, b-Manevi tazminat davası bakımından alınması gereken 3.073,95 TL ilam harcından bakiye kalan 1.371,20 TL peşin harcın (Peşin alınan 1.400,40 TL peşin harçtan maddi tazminat davası bakımından alınması gereken 29,20 TL harcın mahsubundan sonra kalan) mahsubuyla kalan 1.702,75 TL ilam harcının davalılar …, … Ltd. Şti. ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, 7-Kabul edilen manevi tazminat davası bakımından kendisini vekil ile temsil eden davacılar yararına 2016 yılı AAÜT tarifesi uyarınca taktir olunan 5.300,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … Ltd. Şti. ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, 8-Red edilen manevi tazminat davası bakımından reddedilen tutar üzerinden 2016 yılı AAÜT tarifesi 10/2 maddesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılar …, … Ltd. Şti.’ne ödenmesine, 9-Davacıların peşin yatırdığı 1.400,40 TL harcın davalılar …, … Ltd. Şti. ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, 10-Davacıların peşin nispi harç dışında yaptığı yargılama gideri olarak 29,00 TL ilk harç, 821,50 TL bilirkişi ücreti ve tebligat gideri ki cem’an 850,50 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 95,70 TL’nin dahili davalı dışında kalan davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, redde tekabül eden bakiye masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına, 11-Hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansından artan tutarın ilgili iadesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacılar ve dahili davalı …. Ltd. Şti. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2- İstinaf talep eden davalılar … ile … Ltd. Şti.’den ayrı ayrı alınması gereken 3.073,95 TL ilam harcından peşin alınan 85,70 TL harcın mahsubuyla kalan 2.988,25 TL istinaf karar harcının davalılar … ile … Ltd. Şti.’den ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 80,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının dahili davalı …. Ltd. Şti. Dışında diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4-İstinaf aşamasında dahili davalı …. Ltd. Şti. tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak … Ltd. Şti.’ye verilmesine, 5- İstinaf talep eden davalılar … ile … Ltd. Şti.’nin yaptıkları yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/12/2019