Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2475
KARAR NO : 2019/4130
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 30/05/2017
NUMARASI : 2014/1021 Esas – 2017/428 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 30/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 10.09.2011 tarihinde sürücü … … plaka sayılı araç ile seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın takla atmasına neden olduğunu, kaza sonucunda araç içerisinde bulunan …’ün vefat ettiğini, kaza ile ilgili olarak Tosya Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/28 Esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, sanık ceza dosyasında tam kusurlu görülerek ceza aldığını, …’ün vefatıyla geriye 1955 doğumlu eşi …, 1982 doğumlu kızı … ve 1989 doğumlu oğlu … mirasçı olarak kaldığını, eş ve çocuklar desteklerini çok erken yaşta kaybetmiş olmaları nedeniyle na göre bundan böyle yaşamlarındaki boşluğun ve eksikliğin karşılığı olarak davalı taraf üzerinde caydırıcılık etkisi dikkate alınarak davacı eş için 25.000,00 TL ve çocukların her biri için 15.000,00’er TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte …’dan tahsiline, … için 1.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte …’dan tahsiline, … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının …’dan ve … Sigorta A.Ş’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı …”nin isteği ile ve hatır için arabanın sürücülüğünü yaptığını, ölen …”in emniyet kemerini takmayarak canını tehlikeye attığını, kusuru oranında ve hatır taşıması nedeniyle de indirim yapılması gerektiğini, davacı eşin olaydan kısa süre sonra evlendiğini, bu süreye kadar tazminatı isteyebileceğini, davacı …’ın işyeri olduğundan destekten yoksun kalma desteği isteyemeyeceğini manevi tazminatın tarafların kusur durumuna ve sosyal ekonomik durumuna göre verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu kazaya karışan müteveffanın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosikletin 31.12.2010-31.12.2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere, davalı şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi ile teminat altına alındığını, davacılardan müteveffanın eşi …’ün davalı şirket sigortalısı aracın işleteni olması ve bu sebeple 3.kişi sıfatını haiz olamayacağı, davacılardan müteveffanın oğlu …’ün ise destek yaş sınırını aşması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmayacağını, davacılardan müteveffanın eşinin yeniden evlenme ihtimali göz önüne alındığını, müteveffa …’ün ev hanımı olduğunu, her durumda davalı şirketin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, tazminatın “kaza tarihinden değil ancak dava tarihinden itibaren” işleyecek “yasal faiz” ile birlikte talep edebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kısmen kabulüne, davacılardan … yönünden 4.079,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının 10/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … dan tahsiline, davacılardan … için talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, davacılardan … için 5,000 TL … için 5,000 TL … için 5,000 TL … için 5,000 TL olmak üzere toplam 20,000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/09/2011 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının hakkaniyetle bağdaşmayacak ölçüde az olduğunu, kararda reddine karar verilen maddi tazminat miktarı 500,00 TL olmasına rağmen, maddi manevi tazminat yönünden ayrım yapılmadan, AÜT dikkate alınmadan davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafların birbiri ile akrabalık ilişkisi olduğundan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini ayrıca ölen kişinin emniyet kemeri takmadığından tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacılar lehine tek avukatlık ücreti verilmesi gerekirken ayrı ayrı hükmedilmesini usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı … yönünden maddi tazminatın reddine karar verildiği halde müvekkili lehine avukatlık ücreti verilmediğini davacılar aleyhine verilen avukatlık ücretinin de açık ve net bir şekilde yazılmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında 10/09/2011 tarihinde davacı …’e ait davalı … şirketine ZMSS ile sigortalı … plakalı aracın sürücüsü olan davalı …’in karıştığı tek taraflı trafik kazasında, davacıların eşi ve annesi olan yolcu … vefat etmiştir. 6098 sayılı Borçlar Yasası’nın, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu 44. Madde) öngörülen sebepler,daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Anılan madde kapsamında yer alan indirim sebeplerinden bir kısmı; zarar verici fiile rıza, ortak veya kişisel kusurdur. Zarar gören, zararlandırıcı olayın sebep olacağı zarara önceden razı olabilir. Zarar gören, zarara açık veya örtülü bir irade beyanıyla razı olabileceği gibi rızanın, diğer bir takım olgulardan da çıkarılması mümkündür. Hatır taşıması ise bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Somut olayda destek …, davacı eş …’e ait araçta seyahat ettiğinden hatır taşıması koşulları oluşmamıştır. Yine davacılar desteği yolcu konumunda olduğu sırada aracın tek taraflı kazası sonucu yaşamını yitirmiştir. Davalıya sigortalı olan aracın sürücüsü, olay nedeniyle yargılandığı ceza mahkemesindeki savunmasında; kendisi dışındaki yolcuların emniyet kemerinin takmadıklarını beyan etmiştir. Davalı …’in taksirle ölüme neden olma suçundan yargılandığı davada kusurunu ortadan kaldırmak ve cezadan kurtulmak amacıyla bu şekilde beyanda bulunduğunun göz önüne alınması gerekir. Kaldı ki kendisi araç kullanırken arka koltukta seyahat eden desteğin emniyet kemeri takmadığının fark etmesi de olağan yaşam tecrübeleriyle açıklanabilir bir durum değildir. Ayrıca trafik kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belli olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda davalı … vekilinin hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği yönündeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Mahkemece ceza dosyasındaki kusur oranı tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alınarak ve olayın oluş şekline göre davanın kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, olayla ilgili ceza dosyasında alınan kusur raporu, kazanın oluş şekli, kusur durumu ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2.maddesi gereğince manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. Manevi tazminat davasının maddi tazminat talebiyle açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. İlk Derece Mahkemesince bu hükme aykırı olarak kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden davacılar lehine ayrı ayrı 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği halde davalılar lehine, bu miktarı aşacak şekilde ve maddi ve manevi tazminat ayrımı yapılmaksızın tek olarak 5.621,23 TL vekalet ücreti hükmedilmiş olması, yine davacı …’ün reddedilen maddi tazminat davası bakımından istinaf talep eden davalı … yararına vekalet ücreti hükmedilmemiş olması doğru olmadığından davacılar vekili ile davalı … vekilinin bu yönlere değinen istinaf talebinin kabulüne ve hükmün vekalet ücretleri bakımından düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Kabule göre de HMK’nın 355.maddesine göre yapılan incelemeye göre, kabul edilen manevi tazminat miktarları yazılırken rakamlarda binler hanesi ile yüzler hanesi arasına “.” yerine “,” konulması doğru olmamış, hüküm bu yönden düzeltilmiştir. Açıklanan nedenle davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : A-Davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE Davacılardan … yönünden 4.079,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının 10/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline, Davacılardan … için talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı talebinin REDDİNE, Davacılardan … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL … için 5.000,00 TL … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alınması gereken 1.644,89 TL harçtan peşin alınan 255,95 TL nin mahsubu ile eksik kalan 1.388,94 TL harcın davalı …’dan alınarak Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 284,00 TL ( 24,30 TL BH, 245,95 TL PH, 3,75 TL VH ) harcın davalı … ‘dan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının yaptığı, bilirkişi ücreti 3.450,00 TL, tebligat gideri 326,00 TL toplam 3.776,00 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.262,85 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi hükümleri gereğince, kabul edilen destekten yoksun kalma tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine, 6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince, davacı …’ün red edilen destekten yoksun kalma tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ten tahsili ile davalı …’a verilmesine, 7-Manevi tazminat davası bakımından kendilerini vekil ile temsil ettiren davacılar lehine kabul edilen manevi tazminat miktarları üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan; – Davacı … için 1.980,00 TL, – Davacı … için 1.980,00 TL, – Davacı … için 1.980,00 TL, – Davacı … için 1.980,00 TL, vekalet ücretinin davalı …’dan tahsil edilerek belirtilen miktarlarda adı geçen davacılara ödenmesine, 8- Manevi tazminat davası bakımından kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … lehine red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2.maddesi gereğince hesaplanan; -1.980,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ten, -1.980,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ten, -1.980,00 TL vekalet ücretinin …’ten, -1.980,00 TL vekalet ücretinin …’ten, alınarak davalı …’a verilmesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacılar ve davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 76,40 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 3- İstinaf aşamasında davalı … tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalı …’a verilmesine, 4-Duruşma yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2019