Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2441
KARAR NO : 2019/4051
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/07/2017
NUMARASI : 2015/254 Esas – 2017/603 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçesinde özetle; 10/08/2014 tarihinde müvekkillerinin murisi …’nun kullandığı … plakalı traktöre, davalı …’nın sevk ve idaresindeki arkasında … plakalı yarı römork takılı … plakalı tırın arkadan çarpması ile traktörün sol şeride devrildiğini, daha sonra da diğer davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin çarpması ile murisin vefat ettiğini, vefatın hangi aracın çarpması sonucu gerçekleştiğinin tespitinin mümkün olmadığını, … plakalı araç ruhsat sahibinin … olduğunu, davacıların meydana gelen kaza nedeniyle desteklerini yitirdiklerini ve cenaze ve defin gideri yaptıklarını belirterek 10.000,00 TL maddi, 50.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmişlerdir. Davacı vekili bilahare vermiş olduğu dilekçesinde maddi tazminat talebinin 8.000,00 TL’sinin destekten yoksun kalma ve 2.000,00 TL’sinin cenaze ve defin giderine ilişkin olduğunu, 8.000,00 TL’nin de 5.000,00 TL’sinin …, 3.000,00 TL’sinin … için talep edildiğini, cenaze ve defin giderinin eşit olarak talep edildiğini, manevi tazminata ilişkin talebinin sigorta ve feragat edilen davalılar dışındaki davalılardan tahsilini talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalı … Petrol Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, murisin çocukların geçimini sağladığına yönelik iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusursuz olduğunu, davacıların talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacıların maddi destekten yoksun kaldıklarını iddiasının dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortanın sorumluluğunun poliçe limitinde ve kusur oranına göre olduğunu, cenaze ve defin giderinin teminat dışında kaldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “1-Davalılar … ve … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 2-Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, 3-Davacıların cenaze ve defin gideri taleplerinin kısmen kabulü ile 1.587,60 TL maddi tazminatın davalı … yönünden sigorta poliçesindeki teminat nispetinde ve dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 10/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar …, … Petrol ve … Nakl. Paz. Ltd. Şti. ve … sigorta A.Ş’nden müştereken ve müteselsilen alınarak eşit oranda davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 4-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 35.000,00 TL, davacı … için 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Petrol ve … Nakl. Paz. Ltd. Şti. müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili ile davalı … Petrol ve … Nakliyat Paz. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, müvekkilinin hızı, kazanın oluş şekli, hasar durumları dikkate alındığında müvekkilinin kazaya yol açmadığının GPRS kayıtlarına ilişkin dökümle sabit olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen özeni gösterdiğini ancak yüklü olan römork yüzünden traktörü geç fark ettiğini ve hızının fazla olmadığı yönündeki beyanlarının dikkate alınmadığını, kusur dağılımının hatalı yapıldığını, hatalı rapora itirazlarının da dikkate alınmayarak hukuka uygun olmayan bir karar verildiğini, müvekkilinin işçi statüsünde çalıştığını ve hükmedilen tazminat miktarının kesinlikle hakkaniyete ve anılan kıstaslara uygun olmadığını, hükmün gerekçe kısmında karar verilen manevi tazminat miktarı, toplam ve (kabul anlamına gelmemek üzere) tespit edilen kusur oranları bakımından açıklanmadığını, def’in ve cenaze giderleri bakımından hükmedilen maddi tazminat miktarının da itiraz ve beyanlar dikkate alınmaksızın bu konuda bir araştırma yapılmadan belirlendiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Petrol ve … Nakliyat Paz. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan kusur raporunun haksız ve hatalı olduğunu, tırın kaza anındaki hızını gösteren ARVENTO kayıtları dikkate alınmadan rapor düzenlendiğini, tırın çarpışma anındaki hızının yasal hız limitlerinin altında olduğunu, yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti ile keşif yapılması talepleri dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, dava konusu kazada ehliyetsiz ve trafik kurallarına aykırı traktör kullanan sürücü müteveffa …’nun asli kusurlu olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu hak ve nefaset kurallarına aykırı olduğunu, davacılar tarafından cenaze ve defin giderine ilişkin yaptıklarını iddia ettikleri masraf belgelerini dosyaya sunmadıklarını ve ispat edemedikleri halde cenaze ve defin gideri adı altında hükmedilen maddi tazminatın yasal olmadığını, kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden müvekkili aleyhine aynı miktarda vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal olmadığını, ayrıca davacılar lehine hükmedilen avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin de haksız ve hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı tarafın maddi tazminat bakımından istinaf talepleri değerlendirildiğinde; HMK’nın 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2017 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.110,00 TL olacaktır. Bu halde kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarı karar tarihi itibarı ile 2017 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından İlk Derece Mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir. Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu durumda,, istinaf konusu karar maddi tazminat davası bakımından HMK’nın 341. maddesine göre kesin olduğundan, maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Aynı şekilde kabul edilen maddi tazminata göre verilen vekalet ücreti de kesinlik sınırında kaldığı gibi avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri ve 13. madde düzenlemesiyle değerlendirildiğinde bu hususa değinen istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekillerinin manevi tazminat bakımından istinaf talepleri değerlendirildiğinde; Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kaza tarihi, davacının uğradığı zararın kapsamı, bedensel zararlarda yaralanmanın mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakıalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta; Kaza gece 21.20 de olmuş, kazadan sonra düzenlenen CD izleme tutanağında traktörde sarı renkli tepe lambası olduğu, arkadan görünmeyi sağlayacak reflektör olup olmadığının görülemediği açıklanmış, 08.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda traktörün sarı renkli tepe lambası yanık vaziyette seyir halinde olduğu, römorkun arkasında reflektör ve uyarıcı bir aydınlatma tespit edilemediği açıklanmış, Asliye Ceza Mahkemesine sunulan bilirkişi raporunda … ve … kusurlu bulunmuş, …’a kusur verilmemiş, mahkemece alınan 07.03.2016 tarihli rapor ile … % 70, … kusursuz, müteveffa % 30 kusurlu bulunmuş, aynı bilirkişiden 30.05.2016 tarihli ek rapor alınmış, Arvento kayıtlarına ilişkin CD bulunmadığından bunların incelenmediği açıklanmış ayrıca arka tarafı yeterince aydınlatacak ışık bulunduğundan aynı oranların geçerli olduğu açıklanmıştır. O halde Mahkemece; TBK’nın 53. maddesi hükmü de gözetilerek meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için, ceza dosyasında alınan kusura ilişkin tüm belgeler ve rapor da temin edilerek, Arvento kayıtları da incelenerek kusur raporu alınması ile tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kabule göre de; Reddedilen manevi tazminat yönünden, davacının 13.01.2017 tarihli oturumda feragat ettiği diğer davalılar lehine de olacak şekilde vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin istinaf talebi açısından, haklarında red kararı verilen diğer davalıların yargısal giderden feragat beyanları olmadığından istinaf eden … Petrol ve … Nakliyat Paz. Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı … vekili ile davalı … Petrol ve … Nakliyat Paz. Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı … vekili ile davalı … Petrol ve … Nakliyat Paz. Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … vekili ile davalı … Petrol ve … Nakliyat Paz. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/12/2019