Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2422 E. 2019/3798 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2422
KARAR NO : 2019/3798
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 11/09/2017
NUMARASI : 2017/4309 D.İş Esas – 2017/4309 D.İş Karar
DAVA : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 29/11/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 21.12.2016 tarihinde davalı şirkete sigortalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, aracın olay yerinden çekildiğini, alkol raporu da alındıktan sonra tüm evraklarla birlikte davalı şirkete başvuru yapılarak hasar dosyası açıldığını, ekspertiz raporuna göre araçta 90.000,00 TL hasar tutarının tespit edildiğini, raporun davalı şirkete gönderildiğini ancak davalı tarafından sürücünün olay yerini terk etmesinden dolayı talebin reddedildiğini ifadeyle, aracın ikinci el bedeli olan 125.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesine özetle, kazaya karışan aracın müvekkili şirkete genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, meydana gelen hasar nedeni ile hasar dosyası açılarak araştırma rapor hazırlatıldığını, rapor doğrultusunda başvurunun teminat dışı olması sebebi ile talebin reddedildiğini, kazadan sonra olay yerine intikal eden polis ekibinin kaza tutanağını tanzim ederken kaza anındaki sürücü olduğu iddia edilen şahsın beyanına inanmayarak “sürücü belirlenemedi” ibaresine yer verdiğini, sürücünün olay yerini terk ettiğini, bu nedenle poliçe genel şartları gereğince talebin reddinin gerektiğini, kazadan yaklaşık 19 saat sonra alkol muayenesinin yapıldığını, aradan geçen süre içerisinde sürücünün alkol oranının tespit edilemeyeceğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “başvurunun kabulü ile 125.000,00 TL’lik tazminat tutarının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvuruya konu talebin teminat dışı olduğunu, kaza yerine gelen polis ekibinin kaza tutanağını yazarken sürücü olduğunu iddia eden şahsın beyanına inanmayarak resmi tutanağa “sürücü belirlenemedi” ibaresini yazması karşısında sürücünün olay yerini terk ettiğinin aşikar olduğunu, kaza saatinden yaklaşık 19 saat sonra alkol muayenesinin yapıldığını, aradan geçen süre içerisinde başvuranın alkol oranının tespit edilmeyeceğini, itiraza konu kararın hüküm kısmının açık ve net olmadığını, müvekkili şirketin aracın çekme belgesini teslim alması koşuluyla ödeme yapmasının söz konusu olacağını, ancak müvekkiline teslim edilmeyen tahkim dosyasına sunulan aracın çekme belgesinin müvekkili tarafından dosyadan alınmasının mümkün olmadığını, bu nedenle sovtajın müvekkiline bırakılmasının hukuken hatalı olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan aracın ikinci el değerine yönelik maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Kazaya karışan … plaka nolu araç 20.01.2016 – 20.01.2017 tarihleri arasında tüm oto sigorta genişletilmiş kasko poliçesi ile davalı şirket nezdinde sigortalıdır.Kaza 20.12.2016 tarihinde meydana gelmiş olup, bu tarihte tutulan kaza tespit tutanağı ile kazanın saat 05:00 sıralarında meydana geldiği, … plaka sayılı aracın karıştığı kazada, kaza yerindeki şahısların çelişkili beyanlarından dolayı araç sürücüsünün belirlenemediğinin tutanakta yazılı olduğu, kaza mahalli alkol tespit tutanağında “sürücü belirlenemedi” ibaresinin yazılı olduğu, aynı tarih saat 23:20 de… Hastanesi tarafından düzenlenen … ilişkin adli raporda etil alkol (kanda) yazılı olduğu, … plaka sayılı aracın davacı adına kayıtlı olduğu dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmaktadır.Davacı tarafça, kazaya karışan aracın trafikten çekme nedeniyle kaydının silindiğine dair işlem yapılarak buna ilişkin ruhsat fotokopisi dosyaya sunulmuş olmakla bunun dosyadan alınmasının mümkün olmayacağına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığı gibi 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, “alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.Ayrıca Motorlu Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinde; Taşıtın, uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların sigorta teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları ile Yargıtay 17. HD 22.1.2018 Tarih ve 2017/2411 E. 2018/74 K.).Somut olayda, davalının sigortaladığı aracın trafikte seyri sırasında kazanın meydana geldiği, araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi başlı başına teminat dışı hallerden olmamakla birlikte, alınan doktor raporuna göre etil alkol (kanda) yazılı olduğu anlaşılmıştır. Kazanın, münhasıran (salt) alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği yönünden bilirkişi raporu alınmamıştır. Alınan rapor, kazanın münhasıran alkol etkisinde meydana gelip gelmediğini kabul için yeterli olmayıp eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince bu açıdan davalıya ispat imkanı tanınarak, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulundan, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.Belirtilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 8-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre …tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, …Bankası AŞ Esentepe Kurumsal Bankacılık Merkezinin 15/09/2017 tarih ve … numaralı 155.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı …. İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2019