Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2412 E. 2019/3800 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2412
KARAR NO : 2019/3800
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI : 2017/4979 D.İş Esas 2017/4996 D.İş Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.03.2016 tarihinde davalıya sigortalı … plakalı araç sürücüsünün yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarparak müvekkilinin yaralanmasına ve ömür boyu bakıma muhtaç olmasına sebep olduğunu, müvekkilinin kaza tarihindeki gelirinin asgari ücret olduğunu ve taleplerinde tüm denkleştirme nedenlerinin dikkate alındığını, sigorta şirketinin tam kusuruna dayanılmadığını, sigorta şirketine gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığı gibi cevap dahi verilmediğini ifadeyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik yaşam boyu bakım ve bakıcı gideri için 5.050,00 TL tazminatın sigorta şirketinin temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 310.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kaza nedeniyle tazminat talebinde bulunulması üzerine hasar dosyası açıldığını, haksız ve mesnetsiz talebin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS genel şartları gereği sürekli sakatlık ve sürekli bakıcı tazminatının tek teminat kapsamına alınarak tek teminattan ödendiğini, bu nedenle aynı başvuran tarafından yapılan sürekli sakatlık talepli komisyon nezdinde 2017/E.3489 sayılı başvurunun bulunduğunu, yapılacak hesaplamada iş bu hususunda dikkate alınması gerektiğini, maluliyet oranının belirlenmesi için dosyanın ATK’ya gönderilmesi daha sonra da aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, poliçe tanzim ve kaza tarihinin genel şartların yürürlüğe girdiği tarih sonrası olduğunu, bu nedenle TRH tablosunun baz alınması gerektiğini belirterek haksız faiz isteminin ve başvurunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulü ile 310.000,00 TL bakıcı gideri maddi tazminat bedelinin 17.01.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS genel şartları gereği sürekli sakatlık ve sürekli bakıcı tazminatının tek teminat kapsamına alınarak tek teminattan ödendiğini, bu nedenle aynı başvuran tarafından yapılan sürekli sakatlık talepli komisyon nezdinde 2017/E.3489 sayılı başvurunun bulunduğunu, yapılacak hesaplamada iş bu hususunda dikkate alınması gerektiğini, ayrıca 2017/E.3489 sayılı sürekli sakatlık talepli başvuru dosyasında sulh olunduğunu ve davacıya 23.06.2017 tarihinde 268.929,54 TL asıl alacak ödemesinin yapıldığını, kaza tarihinde sakatlık bakıcı tek teminat olup, 41.070,46 TL teminatın kaldığını, tazminat hesabında TRH tablosunun baz alınması gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakım ve bakıcı giderine yönelik tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 31.03.2016 tarihinde ZMSS sigortalı … plakalı araç sürücüsü olan … yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve kalıcı şekilde sakat kaldığı iddiası ile sürekli bakıcı gideri talebi ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurarak tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut olayda kaza tarihi 31.03.2016, davalı tarafından ZMSS ile sigortalanan araca ilişkin poliçenin tanzim tarihi ise 29.01.2016 olup, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren 14.05.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonra olduğundan yeni genel şartlar uygulanacaktır. Genel Şartların C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.Karayolları Trafik Kanunu’nun 93. maddesi gereği zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir.Bir sözleşmenin genel işlem koşulu kapsamında olması için sözleşme yapılırken taraflardan birinin önceden tek taraflı olarak sözleşme şartlarını hazırlayarak diğer tarafa sunması gerekir. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan aldığı yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel şartları, Türk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmekte mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır.01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek de mümkün olmayacaktır. Kaldı ki; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle zorunlu sigortacının kapsamındaki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.b maddesinde” Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” şeklinde düzenlenmiştir.C maddesinde Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.KTK’nın 98. maddesine göre ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde  Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır (Ek cümle: 04/04/2015-6645 S.K./60. Md )Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez. Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini asmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı %50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir. Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüsü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir.Trafik kazası sebebiyle sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Her ne kadar yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiş ise de KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmıştır. Bu giderler kapsamında bakıcı gideri bulunmadığı açıktır. Bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Ayrıca sigorta şirketleri tarafından poliçe bazında KTK 98. maddesindeki sayılanlar kapsamında SGK’ya katkı payı aktarımı yapıldığı nazara alındığında, KTK 98.madde kapsamı dışında sağlık giderleri teminatı içinde kalan tazminat kalemlerine ilişkin sigortalıdan alınan prim ücretleri sigorta şirketlerinin uhdesinde kalmaktadır. Bu doğrultuda sigorta şirketlerinin KTK 98. madde dışında kalan sağlık gideri teminatı kapsamındaki geçici bakıcı gideri tazminatından poliçe limiti ile sorumluluğu devam edecektir. Mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan sürekli bakıcı bakıcı giderleri sürekli sakatlık teminatı kapsamında olacaktır. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/10/2019 tarih, 2019/14 Esas ve 2019/9227 Karar sayılı ilamında” sürekli bakıcı giderine ilişkin talebin sürekli sakatlık teminat limiti” içerisinde sayılması gerektiği yönünde karar verilmiştir. Bu durumda davalı vekilinin, davacıya “sürekli sakatlık teminatı” kapsamında “sürekli sakatlık” tazminat ödemesi yapıldığı yönündeki savunması üzerinde durularak davacı başvuran tarafından sürekli sakatlık talebi için Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde 2017/E.3489 sayılı dosya ile yapılan başvurusuna ilişkin dosya getirtilerek ve teminat limiti gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekir. Bu belirlemenin yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınmalıdır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Somut olayda, hükme esas alınan Fırat Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 19.01.2017 günlü maluliyet raporunun olay tarihine göre “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümleri yerine “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ” hükümlerine göre hazırlandığı; Aktüer raporunda Yeni Genel Şartlar ve ekleri uyarınca TRH-2010 yaşam tablosu verilerinin esas alınması ve iskonto oranı (teknik faiz) 1,8 olarak dikkate alınmak suretiyle tazminat hesaplanması gerekirken PMF 1931 yaşam tablosu ve prograresif rant yöntemine göre hesaplama yapıldığı, raporda geçici veya kalıcı bakıcı giderinin mi hesaplandığı konusunda açıklık bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda (yargılamanın tahkim yargılaması olduğu göz önüne alınarak) başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu, tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, sürekli bakıcı gerekip gerekmediği konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte rapor alınıp bilahare aktüerya bilirkişisinden alınan maluliyet raporu içeriği ve daha evvel sürekli sakatlık talebi ile komisyon nezdinde 2017/E.3489 sayılı dosya ile yapılan başvurusuna ilişkin dosya getirtilerek ve sürekli sakatlık gideri teminat limiti gözetilerek davacının talep edebileceği kalıcı bakıcı giderinin hesaplanması için ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Belirtilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2019