Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2410 E. 2018/1539 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2410
KARAR NO : 2018/1539
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/09/2017
NUMARASI : 2017/4676 D.İş Esas – 2017/4676 D.İş Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Maluliyet Tazminatı)
KARAR TARİHİ: 14/11/2018
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2017 tarih ve2017/4676 D.İş Esas – 2017/4676 D.İş Karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakeresi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/4676 D.İş.- 2017/4676 D.İş. Karar sayılı kararı ile saklama kararı verilen Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 06/05/2017 tarihli ve 2016/E.40805-2017/K.18279 sayılı kararına karşı tarafların itirazı üzerine itirazın değerlendirildiği İtiraz Hakem Heyetinin 11/08/2017 tarihli 2017/İ.2076, 2017/İHK.2756 sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Başvuru sahibi başvuru dilekçesi ile, 24/10/2015 tarihinde, her ikisi de davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada …plakalı araçta yolcu olarak bulunan başvuru sahibinin ağır yaralandığını, olayda her iki sürücünün de kusurlu olduğunu, başvuru sahibinin Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin psikiyatri kliniğinde tedavi gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL iş görmezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, bilahare talebini 88.062,47 TL olarak yükseltmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. cevabında, eksik evrakla yapılan başvuru şartlarının yerine getirilmediğini, her iki araç için poliçe teminat limitinin 290.000,00 TL olduğunu, maluliyete ilişkin olarak davacının üniversite hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümlerine sevki suretiyle “Özürlü Sağlık Kurulu Raporu” olması gerektiğini, maluliyet oranının özürlülük ölçütüne göre belirlenmesi gerektiğini, hesaplamada genel şartların dikkate alınması ile TRH 2010 tablosunun uygulanması ve iskonto oranının %1,8 dikkate alınması gerektiğini, vergilendirilmiş gelirin rapora esas alınmasının ve kusur tespiti yapılmasının gerektiğini, geçici iş görmezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını belirterek yeniden maluliyet raporu ve kusur raporu alınmasını, vekalet ücreti hesabında ilgili yönetmelik maddesinin uygulanmasına karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne, 88.062,47 TL tazminatın 22/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, karara tarafların itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazların reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davalı vekilinin istinaf istemi, eksik evrakla başvuru yapılması nedeniyle dava şartı yerine getirilmediğinden talebin reddinin gerektiği, kaza ve poliçe tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihli zorunlu trafik sigortası genel şartlarının uygulanması gerektiği, başvuru sahibinin daimi maluliyetinin tespitine ilişkin karara dayanak raporun Özürlülük Ölçütüne göre belirlenmesi gerektiği, sigorta şirketinin özür oranına göre ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosu ve iskonto oranı yerine PMF tablosuna göre hesap yapılması ve 1/5 vekalet ücreti yerine tam vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu yönlerine ilişkindir.
Dava, çift trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan maluliyet raporu “Maluliyet Tespiti İşlemleri” ve “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” çerçevesinde hazırlanmış ve hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna dayanak teşkil etmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, 24/10/2015 tarihinde gerçekleşen kazaya karışan araçlardan … plaka sayılı aracın poliçe tanzim tarihi 13/01/2015 olup, bu tarih itibariyle yürürlükte olmayan zorunlu trafik sigortası genel şartlarının uygulanması imkanı bulunmadığından, “Maluliyet Tespiti İşlemleri” ve “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” karşılaştırılarak hazırlanan maluliyet raporunun ve PMF-931 yaşam tablosu-%10 iskonto oranlarını uygulayan aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Vekalet ücreti ile ilgili yapılan istinaf istemi açısından ise;
19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13 üncü fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Bu düzenlemeye uygun Yargıtay 17. H.D.nin 2016/10994 E. 2018/4624 K., 2016/13443 E. 2017/10385 K., 2016/11893 E. 2017/7995 K. ve 11. H.D.nin 2016/1573 E. 2016/7620 K. sayılı kararları oluşturulmuştur.
Ankara Barosu tarafından Danıştay Onuncu Dairenin 2016/735 esas sayılı dosyasıyla açılan yönetmeliğin iptali talepli davada, bu kısma ilişkin yürütmenin durdurulması talebinin de reddedildiği anlaşılmaktadır.
İlgili yönetmelik iptal edilmemiş olduğundan ve yönetmeliğin açıkça yasaya aykırı olduğunu kabul edebilme imkanı da bulunmadığından, Tahkim heyetince verilen kararlarda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak, AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı kabul edilmekle, davalı tarafın bu yöne değinen istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince hükmün kaldırılarak esas hakkında yeniden kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A-1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK’nun 353/1-b/2 maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararın kaldırılarak ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
2-Davalının, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı itirazın KISMEN KABULÜNE, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararın KALDIRILMASINA,
3-Başvuru sahibinin BAŞVURUSUNUN KABULÜNE,
4-88.062,47 TL tazminatın 22/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine,
5-Başvuru sahibinin yaptığı başvuru ücreti 1.321,00 TL, bilirkişi ücreti 350,00 TL, Adli Tıp raporu ücreti 1.500,00 TL olmak üzere toplam 3.171,00 TL yargılama masrafının davalı sigorta şirketinden alınarak başvurana verilmesine,
6-Davacı vekil ile temsil edilmiş olduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesine göre hesaplanan 1/5 vekalet ücreti 1.959,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine,
7-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılmış harçların yatırana iadesine,
B-İstinaf Başvurusu Açısından;
1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
3-103,00 TL istinaf yargılama giderinin başvuru sahibinden alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 5684 sayılı Yasanın 30/12., 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere vekalet ücreti açısından üye hakim Kemal Şahin’in karşı oyu ile oy çokluğu ile diğer hususlarda oy birliği ile karar verildi.14.11/2018.

KARŞI OY

Avukatlık Kanunu’nun, “Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması” başlıklı 168.maddesine göre, avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır. 169.maddesine göre de, yargı mercilerince karşı tarafa yükletilebilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz. Dayanağını Avukatlık Kanunu’nun bu maddelerinden alan 30/12/2017 tarihli ve 30286 sayılı A.A.Ü.T’nin ” Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonu’nda Ücret” başlıklı 17/2.maddesine göre, “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken tarifenin 2.kısmının 2.bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla tarifenin 3.kısmına göre, avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin 3.kısmına göre, nispi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nispi ücretin 1/5’ine hükmedilir. “
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesine 13/06/2012 tarihli ve 6327 sayılı Kanun’un 58.maddesi ile eklenen 17.fıkrasında, “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemeye uygun olarak da, yukarıda belirtildiği gibi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde ” Tarifenin 3.kısmına göre, nispi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nispi ücretin 1/5’ine hükmedilir. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu maddelerde “talebi reddedilenler ” olarak belirtilenler, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerdir. Çünkü Sigorta Tahkim Komisyonu’nun önüne gelen tek bir talep vardır. O da, sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerin başvuru talebidir. Sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine karar verilmesi halinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkim’de ve Sigorta Tahkim Komisyonu’nda Ücret” başlıklı 17.maddesine göre, tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
20/09/2017 tarihine kadar istisnasız tüm kararlarında Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuranlar (sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler) lehine yukarıdaki düzenlemeleri dikkate alarak, tam nispi vekalet ücretine hükmeden Yargıtay 17.Hukuk Dairesi, bir anda görüş değiştirerek, 20/09/2017 tarihli ve 2016/11893 Esas – 2017/7995 Karar sayılı ilamı ile, 19/01/2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Sigortacılıkta Tahkim’e İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin” 16/13.maddesini gerekçe göstererek, her iki taraf için de vekalet ücretinin beşte biri olduğuna karar vermiştir.
Anayasa’nın 124.maddesine göre, “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.” Bu yetki çerçevesinde çıkarılacak bir yönetmelik, dayandığı kanuna aykırı olmamalıdır. Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13.maddesi ile getirilen “tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde taraflar aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti, her iki taraf için de avukatlık asgari ücret tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücreti için beşte biridir. ” şeklindeki düzenleme, açıkça Avukatlık Kanunu’nun 168.ve 169.maddelerine, A.A.Ü.T’nin 17/2.maddesine, 5684 sayılı Kanun’un 30/17.maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Kanuna aykırı olan bu yönetmeliğin dikkate alınması mümkün değildir. Ayrıca, kanuna aykırı bir yönetmeliğin iptal edilip edilmemesinin de hiçbir önemi yoktur. Çünkü dayanağı olan kanuna açıkça aykırı bir yönetmelik yok hükmünde sayılmalıdır.
Ayrıca, Hazine Müsteşarlığı’nca çıkartılan 19/01/2016 tarihli ” Sigortacılıkta Tahkim’e İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin” 6.maddesiyle, Sigortacılıkta Tahkim’e İlişkin Yönetmeliğin 16/13.maddesine eklenen ” tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti her iki taraf için de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin beşte biridir. ” şeklindeki düzenleme, Sigortacılıkta Tahkim Sistemi’nin amacıyla ve 6327 sayılı Kanun ile getirilen ” talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asagari Ücret Tarifesi’nde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” şeklindeki maddenin gerekçesiyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Çünkü, 6327 sayılı Kanun ile, Sigortacılık Kanunu’nda yapılan değişikliklerin genel gerekçelerinden birisi ” Sigortacılıkta Tahkim Sistemi’nin işlerliliğinin artırılabilmesi amacıyla yeni düzenlemelere gidildiği ” şeklinde belirtilmiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17.maddesinin özel gerekçesi de ” Sigorta Tahkim Komisyonu’na genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için yargılama gideri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabildiği dikkate alınarak gerekli düzenleme yapılmıştır. ” şeklinde açıklanmıştır.
Kanun koyucunun buradaki açık ve asıl amacı, Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvuruların tek taraflı olduğu gerçeğinden hareketle, daima davacı tarafta yer alan sigortalılar ve sigortadan faydalananları korumaktır. Başka bir deyişle, ” talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler ” ifadesi, aleyhine başvuru yapılan davalı konumundaki sigortacıyı içermemektedir. Kanun koyucu, burada, sigortalılar ve sigortadan faydalananları korumak ve Sigortacılıkta Tahkim Sistemi’ne başvuruyu özendirmek amacıyla, sigortalılar ve sigortadan faydalananlar lehine pozitif bir ayrımcılığı açıkça tercih etmiştir. Başka bir deyişle, kanun koyucu, Sigortacılık Kanunu’nun 30/17.maddesi ile getirilen, “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” şeklindeki düzenleme ile, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuracak olan davacı konumundaki “güçsüz” sigortalılar ile davalı konumundaki “güçlü” sigorta şirketlerini eşit olarak görmediğini ve de göremeyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Ne yazık ki, kanun koyucunun bu açık iradesine ve dayandığı kanuna aykırı bir şekilde, Hazine Müsteşarlığı tarafından çıkartılan 19/01/2016 tarihli “Sigortacılıkta Tahkim’e İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ve kanuna açıkça aykırı olan bu yönetmeliğe üstünlük tanıyan Yargıtay, hükmedilecek vekalet ücreti yönünden, “güçsüz” sigortalılar ile “güçlü” sigorta şirketlerini eşitlemiştir. Adeta, Anatole France’ın “Hukuk, o muhteşem eşitlikçiliğiyle, köprü altında yatmayı, sokaklarda dilenmeyi ve ekmek çalmayı, zengine de yoksula da aynı şekilde yasaklar.” söylemindeki ironiyi teyit etmiştir…
Bu çerçevede, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nce davacı lehine tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin, Sigortacılıkta Tahkim Sistemi’nin amacına, Sigortacılık Kanunu’nun 30/17.maddesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne, kanun koyucunun iradesine ve de insancıl ve demokrat bir hukuka uygun olduğu kanısındayım.
Bu nedenle, davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden saygın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.14/11/2018.