Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2394 E. 2019/3986 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2394
KARAR NO : 2019/3986
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/07/2017
NUMARASI : 2014/1090 Esas – 2017/666 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; araç sürücüsü … olan ve müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı motosiklete dava dışı araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığını ve davacı müvekkilin yaralandığını, müvekkilinin kazanın ardından Kuşadası Devlet Hastanesine kaldırıldığını, davacının geçirmiş olduğu kaza nedeniyle %10 oranında özürlü kaldığının özür durumunun sürekli olduğunun Kuşadası Devlet Hastanesinin 15/01/2013 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporu ile tespit edildiğini, davacının kazadan sonra işitme ile ilgili sıkıntılar yaşadığını, uzun bacak aleti takıldığını, sürekli tedavi görmeye mahkum kaldığını, psikolojisinin bu kaza nedeniyle bozulduğunu, kaza sonucu yaralanan müvekkili için 3.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınması gerektiğini, belirterek davanın kabulü ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında hiçbir sigorta sözleşmesinin olmadığı, kamu yararı gereği kurulan müvekkil kurumun ticari bir işletme ve tacir olmaması, davacının da tacir ya da şirket olmadığı, zararının ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni ile ticari işten bahsetmenin mümkün olmadığını, güvence hesabının sorumluluğuna gidilmeden önce kazaya sebep olduğu bildirilen araçların olay tarihini kapsayan mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, güvence hesabının sorumluluğunun olmadığını, güvence hesabının yönetmeliğine göre motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar kapsam dışı olduğunu, davacıya davaya konu kaza nedeniyle sosyal güvenlik kurumunca ödeme yapılmış olunabileceğini, davacı motosiklette yolcu taşıma kapasiteli olmayan motosiklete binilmesi mümkün değilken davacının müterafik kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kısmen kabulü ile hastane ulaşım masrafı talebi yönünden 250,00 TL, maluliyet yönünden 15.209,26 TL olmak üzere toplam 15.459,26 TL’nin 29/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının kask, dizlik, eldiven takmaması ve yolcu taşıma kapasitesi olmayan motosiklete binmiş olması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, kusur indiriminin açıkça hatalı değerlendirildiğini, hesaplanan tazminat miktarından … %75 kusuru indirilerek müvekkilin sorumlu olduğu tutarın 17.209,26 TL olarak tespit edilmiş ise de %25 oranındaki kusur kapsamında kalan müvekkilinin sorumluluğunun 5.736,42 TL olarak tespit edilmesi gerektiğini, ulaşım giderlerinden müvekkil kurumun sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, 6111 Sayılı Kanunun Geçici 1.maddesi ile bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve bu dönem için de ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceğinin düzenlendiğini, İstanbul 16.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/351 Esas sayılı dosyasından verilen 2013/610 Karar sayılı kararda da; “6111 Sayılı Kanun’un 59.maddesi gereğince bakım giderlerinin sigorta şirketlerinden talep edilemeyeceği, bu giderlerin SGK’ndan talep edilmesi gerektiği kanaatine varılarak bakım giderlerinin davaya dahil edilen SGK’ndan tahsiline” karar verildiğini, belirtilen sebeplerle yerel mahkemece ulaşım giderlerinden sorumlu tutulma bakımından verilen kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı ve tedavi masrafı, hastane ulaşım masrafı ve mahrum kalınan kar istemlerine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 19/06/2012 tarihinde dava dışı sürücü … kullandığı … plakalı sigortasız motosiklette davacının yolcu olarak bulunduğu, dava dışı araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki araç ile çarpışması sonucu davacının yaralandığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre, davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsünün asli ve %75 oranında kusurlu olduğu, karşı taraf araç sürücüsünün %25 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacı hakkında Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama Araştırma Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunda belirlenen %5,2 oranında çalışma gücü kayıp oranına göre PMF 1931 Yaşam Tablosu uygulanarak 22.945,68 TL tazminat hesaplanmış, davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsünün %75 kusur oranına göre sorumluluğunun 17.209,26 TL olduğu tespit edilmiştir. Sigortasız motosiklet sürücüsünün %75 kusur oranına tekabül eden tazminat hesabına göre ve taleple bağlı kalınarak 15.209,26 TL üzerinden karar verilmiş olmasına göre davalı vekilinin %25 kusur oranına göre hesaplanan tazminata hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nun 98.maddesine göre Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu dışında kalan tedavi giderleri yönünden sigorta şirketinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu kapsamda kaza tarihi itibariyle belgeli tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun karşıladığı giderler dışında kalan, belgesiz tedavi giderleri kapsamında kalan ulaşım giderlerinden sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı sorumlu olacaktır. Bu nedenle davacının gerçekleşen maluliyeti nedeniyle tedavisi sırasında ulaşım masrafı yapacağı kanaatine varılarak ulaşım masrafının KTK’nın 98.maddesine girmemesi nedeniyle TBK’nın 50.maddesi (eski BK’nun 42.maddesi) dikkate alınarak ulaşım gideri olarak takdiren 250,00 TL’ye karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları da doğru görülmemiştir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44.maddesinde (6098 sayılı TBK’nın 52.maddesi) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmalıdır.Somut olayda, trafik kaza tespit tutanağında sürücünün kask takmadığı belirilmiş ancak yolcu olan davacının kask, dizlik, eldiven takıp takmadığına ilişkin açıklama yapılmamıştır. Kaldı ki davacıdaki yaralanma sağ ayağında kırık şeklindedir. Bu durumda, davacı yolcunun kask, dizlik, eldiven takmaması nedeniyle zararın arttığı davalı tarafından ispat edilemediğinden ve yolcu taşıma kapasitesi olmayan motosiklete binilmesi sebebiyle kazanın meydana geldiği ve zararın arttığı da ispat edilemediğinden mahkemece tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yönlere ilişkin istinaf itirazları da yerinde değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 1.056,02 TL karar harcından peşin alınan 265,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 791,02 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf talep edenin istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2019.