Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2383 E. 2019/3795 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2383
KARAR NO : 2019/3795
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/09/2017
NUMARASI : 2014/926 Esas 2017/619 Karar
DAVA : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.09.2011 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki aracı ile tam kusurlu olarak müvekkilinin kullandığı … plakalı araca çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/3029 soruşturma sayılı dosyasından alınan ve 26.09.2011 tarihli Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan raporlarda sürücü … tam kusurlu olduğu, müvekkilinin ise kazanın oluşumunda kusursuz olduğu kanaatine varıldığını, müvekkilinin … Alsancak Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık kurulu raporuyla tespit edildiği üzere %84 oranında sürekli sakat kaldığını, müvekkilinin söz konusu kazadan önce emekli aylığıyla geçimi sağladığını, sakatlık oranından ötürü işten güçten kaldığını ve geçimini sağlamakta zorlandığını, davalı sigorta şirketine yaptıkları başvuru ile 2012 tarihinde 15.722,45 TL ödeme aldıklarını, bu nedenlerle davalı sigorta şirketi azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla şimdilik (maddi) sürekli sakatlık tazminatı olarak 20.000,00 TL, sürekli bakım gideri olarak şimdilik 20.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL tazminatın 11.09.2011 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 53.036,09 TL sürekli sakatlık tazminatı ve 20.000,00 TL bakım gideri tazminatı olmak üzere toplam 73.036,09 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu kaza sebebiyle % 84 oranında malul kaldığı yönündeki iddianın yerinde olmadığını, davalı sigorta şirketince de bildirilen maluliyet oranında göre maluliyetten doğan maddi tazminat hesabı yaptırıldığını, davacı için % 19 maluliyet oranında göre 15.722,45 TL maddi tazminat miktarlı hesaplamanın davalı şirketçe kabul edildiğini ve belirlenen tazminat miktarı davacı vekilinin de kabulü üzerine 13.08.2012 tarihinde davacıya ödendiğini ifadeyle, davanın reddine, tedavi giderlerine yönelik tazminat talebinin reddine, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, davacı … yararına 53.063,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 03.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleri dahilinde davalı sigorta şirketinden tahsiline, sürekli bakım gideri ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından sürekli bakım giderine ilişkin bir tespitin bulunmadığı bu nedenle sürekli bakım gideri hesabı yapılmasının mümkün olmaması nedeniyle, sürekli bakım gideri yönünden davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin maluliyet oranının tespiti için ATK’dan rapor alındığını ancak mahkemece ATK’dan sürekli bakım giderinin hesaplanması ve müvekkilinin ömür boyu bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyacının olup olmayacağı yönünde bir tespitin istenilmediğini, yerel mahkeme tarafından öncelikle bu durumun tespit edilmesi gerektiğini ifadeyle, mahkemenin usul ve yasaya aykırı olarak eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yaralanma ile sonuçlanan çift taraflı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 11.09.2011 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın ile davacının kullandığı … plakalı araca çarpması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle sürekli sakatlık tazminatı ve sürekli bakıcı gideri talep edildiği anlaşılmaktadır. Kaza tarihindeki Yönetmelik hükümlerine göre alınan ATK’nın 27.06.2014 tarihli raporunda “davacının % 42,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 11.09.2011 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği” görüşü açıklanmış olup 13.01.2017 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda brüt asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak 9 aylık bakıcı giderinin 7.800,09 TL olduğu açıklanmıştır. Mahkemece, sürekli bakım gideri yönünden sunulan delil ve alınan ATK raporunda davacının sürekli bakım ihtiyacı belirtilmemiş olduğundan bu yöndeki talebin ispatlanamadığı gerekçesi ile red yönünde hüküm kurulmuşsa da bu rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme esas alınan ATK maluliyet raporunda davacının “% 42,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 11.09.2011 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceğinin” bildirilmiş olması karşısında, meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan bu maluliyet nedeniyle davacının bakıma muhtaç olup olmadığı, bakıma muhtaç ise süre ve ölçüsünün ne olduğu konularında, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan ek rapor ya da Üniversite Adli Tıp Anabilim Dalında görevli bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle) sonucuna göre sürekli bakıcı ihtiyacının belirlenmesi halinde aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06/05/2019 tarih, 2016/12685 Esas ve 2019/5484 Karar sayılı ilamı).Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2019