Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2344
KARAR NO : 2019/57
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 12/05/2017
NUMARASI : 2014/169 Esas – 2017/477 Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08/07/2013 tarihinde, davalı … maliki, davalı …A.Ş’nin işleteni ve davalı …A.Ş.’nin ZMSS sigortacısı olduğu …plakalı aracın, sürücü … sevk ve idaresindeyken karıştığı kaza sonucunda davacıların miras bırakanı … öldüğünü, bu ölüm nedeniyle anne ve baba olan davacıların destekten yoksun kaldıklarını, anne, baba ve kardeşlerin bu ölüm nedeniyle manevi zarara uğradıklarını iddia ederek, HMK’nın 107.maddesi gereğince, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması koşuluyla, destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze-defin gideri olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren, davalı … yönünden yasal faiz, diğer davalılar yönünden ticari faiz işletilmek suretiyle davalılardan tahsiline, vefat edenin babası davacı … ve annesi … için 35.000,00’er TL, vefat edenin kardeşleri olan diğer davacıların her biri için 10.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ölen … bariyerleri çekip aniden aracın önüne atlaması sonucu kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisi… yayalara yasak olan E-5 tarafından sağına soluna bakmazsızın bariyerlerin üstünden arabanın önüne atlaması sonucu kazanın meydana geldiğini, müvekkilinine ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın oluşunda tüm kusurun vefat edende olduğunu, kendi kusuruyla olaya sebebiyet vermiş olduğundan tazminat talep edilemeyeceğini, destekten yoksun kalma tazminatının talep edilebilmesi için, bakım ihtiyacının doğmuş olması ve bu hususun da ispat edilebilir olması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, olay haksız fiilden kaynaklandığından ticari faiz talep edilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza nedeniyle vefat edenin anne ve babası olan davacılara 06/09/2013 tarihinde 6.984,00 TL tazminat ödendiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince,” davanın kısmen kabulüne, davacılar … ve … maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacı … yönünden 8360,29TL destekten yoksun kalma tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı … verilmesine, davalı …A.Ş. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) 09.09.2013’ten itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 08.07.2013 tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, davacı … yönünden 7996,21TL destekten yoksun kalma tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı…verilmesine, davalı … A.Ş. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) 09.09.2013’ten, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 08.07.2013 tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, 750TL cenaze giderinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacılar … ve … verilmesine, davalı … Aş yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) 09.09.2013’ten, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 08.07.2013 tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, fazlaya yönelik maddi tazminat talebinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacılar … ve … yönünden 5000’er TL, davacılar …, …, …, … ve… yönünden 3000’er TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılar …, …, …Aş’den alınarak davacılara verilmesine, manevi tazminata davalı … yönünden olay tarihi olan 08.07.2013’ten itibaren yasal faiz, davalı …Aş ve … yönünden 08.07.2013’ten itibaren ticari faiz yürütülmesine,” karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, müteveffanın %75 oranında kusurlu kabul edilerek tazminattan indirim yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu noktada hakimin takdir hakkını kullanarak daha az oranda indirim yapması gerektiğini, verilen manevi tazminat miktarlarının çok az olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, kusur durumunun yeniden tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin maliki bulunduğu araç sürücüsünün hiçbir kusurunun bulunmadığını, buna rağmen %25 oranında kusur verildiğini, müteveffanın kaza sırasında işsiz olmasına rağmen asgari ücret üzerinden hesaplama yapılamasının hatalı olduğunu, manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, adli tatilde Resmi Gazetede yayınlanarak yürülüğe giren kanun hükmünde kararname gereğince davacı lehine hükmedilen avukatlık ücretlerinin ağır ceza mahkemelerince öngörülen asgari ücret tarifesindeki avukatlık ücretini geçemeyeceğini davacılar lehine verilen avukatlık ücretlerinin hatalı olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 08/07/2013 tarihinde, davacıların oğlu ve kardeşleri olan … bariyeleri atlayarak E-5 karayoluna girdiği esnada davalı … maliki davalı … A.Ş.’nin işleteni, davalı …A.Ş.’nin … sigortacısı ve davalı … sürücüsü olduğu yolcu otobüsünün çarpması sonucu vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır. Trafik kazası tespit tutanağına göre, meydana gelen olayda sürücü ve mütevaffanın her ikisinin de Karayolları Trafik Kanununa göre kural ihlali yaptıkları, ceza yargılamasında aldırılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 01/08/2014 tarihli raporuna göre sürücü … tali kusurlu, mütevaffa … asli kusurlu olduğu, işbu dosyada aldırılan 20/04/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, sürücünün %25 oranında, müteveffanın %75 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği, bu raporlara itiraz edilmesi üzerine de üç kişilik heyetten alınan 12/02/2017 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre, meydana gelen olayda sürücü … % 25 oranında, müteveffa … %75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş ve kusura ilişkim tüm raporların birbiriyle örtüştüğü anlaşılmıştır. Buna göre, İlk Derece Mahkemesince, davalı sürücünün %25 oranında, müteveffanın %75 oranında kusurlu kabul edilerek karar verilmesi, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Başka bir deyişle, davacılar vekili ile davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. “TBK’nın 56. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, kazanın oluş şekli ve meydana geldiği yer, kazanın oluşunda müteveffa ile davalı sürücünün kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminat müessesinin amacı birlikte gözetildiğinde, davacıların her biri için Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarlarının, dosya kapsamına, usul, yasa ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, davacılar vekilinin, verilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu; davalı … vekilinin ise fazla olduğu yönündeki iddia ve itirazları yerinde değildir. Davalı … vekilinin, ticari faiz, asgari ücret üzerinde hesaplama yapılması ve davacılar lehine verilen vekalet ücreti miktarlarına yönelik istinaf iddia ve itirazlarına gelince ise, kazaya sebep olan aracın yolcu otobüsü, yani ticari araç olması nedeniyle Mahkemece ticari faize hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur. Dosya kapsamına göre, müteveffa … 2 yıllık finans-bankacılık ve sigortacılık bölümü mezunu olduğuna dair önlisans diplomasının bulunduğu ve müteveffanın eğitim durumu itibariyle emsal gelir araştırmasının yapıldığı, aktüerya bilirkişisinin de hesaplamada tüm bu hususları gözetilerek, kaza tarihinde geçerli olan asgari ücretin %1,74 katı aylık geliri olduğunu varsayarak hesaplama yapmıştır. Aktüerya bilirkişisi tarafından bu şekilde destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında dosya kapsamı, usul ve yasa açısından herhangi bir hata bulunmamaktadır. Davacılar lehine verilen vekalet ücreti miktarları yönünde de herhangi bir hata bulunmamaktadır. Çünkü, 694 sayılı KHK ile devlete karşı açılacak tazminat davalarında avukatlık ücretlerine sınırlamalar getirilmiştir. Başka bir deyişle, avukatlık ücretine sınırlama getiren KHK’nın dava konusu olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Yukarıda açıklamalar dikkate alındığında ilk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf iddia ve itirazlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 12/05/2017 tarih, 2014/169 Esas – 2017/477 Karar sayılı kararına karşı yaptıkları istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL.’sının mahsubuyla 13,00 TL harcın davacılardan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.876,29 TL harçtan peşin alınan 720,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.156,29 TL’nin davalı … tahsili ile Hazineye gelir kaydına,4-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvuruları nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/01/2019