Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2213
KARAR NO : 2019/3776
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 15/08/2017
NUMARASI : 2017/3769 D.İş Esas 2017/3769 D.İş Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın 12.05.2016 tarihinde … sevk ve idaresinde iken yapmış olduğu tek taraflı kaza neticesinde … vefat ettiğini, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 40.100,00 TL olmak üzere toplam 80.200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini davacı … için 66.452,00 TL, … için 59.324,00 TL olmak üzere toplam 125.776,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özet; meydana gelen ölüm rizikosunun poliçe teminatı dışında kaldığını, aksi kanaatin hasıl olması halinde TRH tablosunun hesaplamaya esas alınması gerektiğini beyan ederek başvurunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun reddine karar vermiş, davacılar vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davacı vekilinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem kararının kaldırılarak, başvuru sahibi …’un talebinin kabulü ile 66.452,00 TL ile başvuru sahibi … talebinin kabulü ile 59.324,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 21.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahiplerine ödenmesine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; KTK’ya göre kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücünün yakınlarının talebinin teminat kapsamında olmadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, genel şartların sigorta sözleşmelerinin ayrılmaz parçaları olduğunu, 01.06.2015 tarihli genel şartlara göre davaya konu talebin poliçe kapsamında olmadığını belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Somut olayda, tek taraflı kazada, davalı … şirketine trafik sigortalı … plakalı araç sürücüsü olan davacıların desteği … vefat etmiştir. Kaza tarihi 12.05.2016, poliçe tanzim tarihi ise 09.07.2015 tarihidir. Başvuru sahipleri, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın desteğin tam kusuru ile tek taraflı kaza yapması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca, aynı Kanun’un 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır.Somut olayda, kazanın 12.05.2016 tarihinde gerçekleştiği, poliçenin ise ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra 09.07.2015 günü tanzim edilmiş olduğu görülmektedir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Yine genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Bu nedenle Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince başvurunun reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kabulüne, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına ve başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilmesi amasıyla kaldırılmasına, ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM OLUŞTURULMASINA, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verildiğinden,Buna göre, 1- Davacıların başvurusunun reddine, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen vekalet ücretinin 1/5’i olan 2.562,40 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,4-Başvuru sahipleri tarafından yapılan tahkim yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,B-İstinaf incelemesi yönünden;1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III-Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,3-Davalı tarafça yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcı ile 30,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,Dair, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliği ile karar verildi.12/11/2019