Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2194 E. 2019/3984 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2017/2194
KARAR NO : 2019/3984
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/09/2017
NUMARASI : 2017/4304 D.İş Esas – 2017/4304 D.İş Karar
DAVA : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 28/06/2009 tarihinde müvekkilinin eşi … sevk ve idaresindeki davalı şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç ile… plakalı römork ve … plakalı çekiciden oluşan tırın karıştığı kaza sonrasında müvekkilinin oğlu … vefat ettiğini, müvekkilinin eşi … Çankırı Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/6 Esas ve 2012/18 Karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre %100 kusurlu bulunduğunu, davalı şirkete bu davadan önce 15/09/2019 tarihinde bir dava açıldığını, davanın açılmamış sayıldığını ancak temerrüt tarihinin en az bu tarih olduğunu, davalı şirkete tazminat talepli başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla PMF 1931 tablosuna göre ve Yargıtay kararları doğrultusunda 5.000,00 TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketleri nezdinde Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta ( trafik ) poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın karıştığı kazadan kaynaklanan tazminat talebinde bulunması üzerine hasar dosyası açıldığı, başvurunun eksik evrakla yapıldığını, KTK 86.maddesi gereğince, araç işletenin kusursuz olması durumunda sigortacının tazminat ödeme sorumluluğunun olmayacağını müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, talep haksız fiilden kaynaklandığından ancak yasal faize hükmedebileceğini beyan ederek başvuru sahibinin talebinin reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, “Davanın kabulü ile 51.914,74 TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, söz konusu alacağa 29/11/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince ” Sigorta Hakem Heyetinin 09/05/2017 tarih ve K-2017/19093 sayılı kararının kaldırılarak başvurunun reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2009 yılında Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıpta takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş olunan destek tazminatı talebi hakem heyetince başvuru kabul edilmiş ancak temerrüt tarihi eski karar tarihine göre değil de komisyona başvuru öncesinde sigortaya yasa gereği yapılan faiz başlangıcının belirlendiğini, basit bir hatanın düzeltilmesi için itiraz neticesinde itiraz komisyonunun karşı tarafın herhangi bir itirazı da olmamasına karşın daha önce dava açılmış olunması gerekçesi ile STK’da açılamayacağına dair karar verdiklerini, bu nedenle tahkim kararının müvekkil lehine düzeltilmesini talep ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Sigrota Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacının destekten yoksun kalma tazminat talebi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı başvuruda bulunan davacı tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince, 5684 sayılı Yasa’nın 30/14.maddesi gereğince daha önce mahkemeye intikal etmiş olayla ilgili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle UHH kararının kaldırılmasına başvurunun reddine karar verilmiştir.Kesin hüküm oluşturduğu iddia edilen İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin dosya içinde bulunan gerekçeli karar örneğinden; davacılar …. ve …’nin, arasında davalı ….’ninde olduğu davalılar aleyhine 15/09/2009 tarihinde maddi tazminat talebiyle dava açtığı, Mahkemece 30/12/2011 tarihinde HMK’nın 150.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Sigortacılık Kanunu’nun 30/14. maddesinde yer alan “Mahkemeye ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklarla ilgili olarak Komisyona başvuru yapılamaz” şeklindeki düzenleme özel bir dava şartı niteliğindedir. Aynı taraflar arasında aynı konuda açılan derdest davalar ile kesin hüküm oluşturan davalar madde kapsamında değerlendirilmelidir. Davanın açılmamış sayılması kararı nihai bir karardır. Yargıtay HGK’nın 07/02/2001, 20-100/108 sayılı kararında da belirtildiği gibi HMK’nın 150.maddesine göre, davacının açılmamış sayılacağı kararı yasanın emredici nitelikte hükmü gereği olup başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden yürürlük kazanır. Davanın açılmamış sayılması, bu konuda herhangi bir davanın bulunmadığı anlamına gelir. Bu sebeple daha önce açılan fakat HMK’nın 150/6.maddesi hükmü uyarınca açılmamış sayılan dava dolayısıyla daha önce ortaya çıkmış bulunan sonuçlar ( örneğin zamanaşımı kesilmesi veya sürenin durması gibi) açılacak olan ikinci dava bakımından kesinlikle dikkate alınmaz. Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır. (HMK’nın 150/7). Bu sebeple açılmamış sayılan davada verilen dava dilekçesindeki talep miktarı sonradan açılacak davalar bakımından önleyici veya sonuç doğurucu etki meydana getirmez. Maddi hukuk bakımından açılmamış sayılan davanın mevcut kabul edilmemesi gerekir. Somut olayda, kesin hüküm oluşturduğu iddia edilen İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin ilamı ile HMK’nın 150.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden bu karar kesin hüküm sonuçlarının doğurmayacağından başka bir ifadeyle maddi hukuk bakımından dava mevcut kabul edilmeyeceğinden İtiraz Hakem Heyetince 5684 sayılı Yasa’nın 30/14.maddesi kapsamında değerlendirilerek daha önce mahkemeye başvuruda bulunulduğu gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Açıklanan gerekçeyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına; davacı vekilinin UHH kararına karşı itirazları incelenerek karar verilmesi için dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2019