Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2191 E. 2019/3707 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2191
KARAR NO : 2019/3707
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 10/07/2017
NUMARASI : 2017/3137 D.İş Esas – 2017/3137 D.İş Karar
DAVA : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 22.05.2016 tarihinde müvekkillerinin oğlu … idaresindeki … plakalı araçla seyir halindeyken önünde seyreden … idaresindeki davalıya sigortalı … plakalı aracın kasasından yola düşen merdivene çarpmamak için direksiyon manevrası yapması üzerine ıslak zeminde kayan araçla yaptığı kazada yaralandığını ve 01.08.2016 tarihinde vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, soruşturma dosyasından alınan bilirkişi raporu ve ceza dosyasından alınan ATK raporu ile sigortalı araç sürücüsünün asli, müteveffanın ise tali kusurlu olduğunun belirlendiğini, ancak müteveffaya atfedilecek kusur olmadığından bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, müteveffanın polis memuru olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, davalıya başvuru yapıldığı halde davalı tarafından ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir müvekkili yönünden 25.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 22.11.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 17.02.2017 harç tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplam 149.530,48TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru konusu taleple ilgili hasar dosyası açıldığını, eksik evrak talep edildiğini ancak banka hesap numaraları bildirilmediğinden başvuru şartlarının gerçekleşmediğini, başvurunun reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da kusur durumunun tespiti gerektiğini, destek kaybı tazminatının hesabında tüm destek görenlerin dikkate alınması gerektiğini, hesaplamada genel şartlar uyarınca TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faizin dikkate alınması gerektiğini, ölen polis memuru olduğundan İç İşleri Bakanlığı’nca hak sahiplerine bağlanan gelirlerin rücuya tabi kısmının mahsubu için bakanlığa yazı yazılmasını talep ettiklerini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulü ile … için 73.454,10 TL, … için 76.076,38 TL tazminatın 07.12.2016 tarihinden işleyen yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya ilişkin hasar dosyası açıldıktan sonra davacıdan hesap numarası istenildiğini ancak hesap bilgisinin müvekkiline ulaştırılmadığını, daha sonrasında tahkime başvuru yapıldığını, davacılar tarafından tahkime başvuru şartı yerine getirilmediği halde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kazanın müteveffanın görevi başında meydana geldiğinden İçişleri Bakanlığına yazı yazılarak hak sahiplerine gelir bağlanıp bağlanmadığının tespit edilmesi gerekirken eksik tahkikat ile hüküm kurulduğunu, genel şartlar uyarınca TRH 2010 yaşam tablosu ile %1,8 teknik faiz oranı esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken PMF tablosu esas alınarak hesaplama yapıldığını, mevzuat değişikliğinden önce verilen, güncelliğini yitirmiş bulunan Yargıtay kararları doğrultusunda PMF’den hesaplama yapılarak hüküm kurulmasının haksız ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, vekalet ücretinin de bu yöndeki düzenlemeye aykırı olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen Sigorta şirketine başvuru koşulu da mahiyeti itibariyle eksik evrakların tamamlanması ya da dava tarihinden sonra başvuru yapılması suretiyle her zaman giderilmesi mümkün olduğundan usul ekonomisi ilkesi gereğince tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir (aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/12/2018 tarih, 2018/4932 Esas ve 2018/12056 Karar sayılı kararı).Somut uyuşmazlıkta, başvuru tarihi olan 13.12.2016 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup, başvuru tarihinden önce davalı … Şirketine 08.11.2016 tarihli ihtarname ile başvuru yapılmış olmakla, KTK 97. ve Sigortacılık Kanunu’nun 30/13.maddesindeki başvuru koşulu yerine getirilmiştir.Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre, sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yeni Genel Şartların C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre; yeni Genel Şartlar, yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut uyuşmazlıkta, poliçe tarihi 31.07.2015 ve kaza tarihi 22.05.2016 olduğuna göre,tazminat hesabında poliçe tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılması gerekmektedir (Aynı doğrultuda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/05/2018 tarih, 2017/4323 E. ve 2018/4743 K. sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1315 E. 2017/1239 K. sayılı kararı). Buna göre davacının maluliyetinin belirlenmesi için Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak rapor alınarak ve bilahare aktüer bilirkişiden TRH-2010 tablosunun ve iskonto oranı (teknik faiz) %1,8 olarak dikkate alınarak hazırlanacak tazminat hesabı ile maluliyet tazminatının belirlenmesi gerekir.Diğer yandan; hakem heyetince kamu personeline devlet tarafından yapılacak ödemenin belirlenmesi ve bundan sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesinin düşünülemeyeceği yönünde gerekçe ile karar verilmiş ise de; SGK tarafından hak sahibi davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının, ödeme yapılmış ise miktar ve niteliğini ile rücuya tabi olup olmadığının net biçimde saptanması ve rücuya tabi ödemeyse tazminattan düşülmesi gerektiği de açıktır. Bu açıdan SGK kurumuna yazı yazılarak gelecek yanıta göre değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.Kabule göre de; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/02/2018 tarih, 2015/6820 E. ve 2018/493 K. sayılı kararında açıklandığı üzere 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13 üncü fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Bu durumda Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.Belirtilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine önderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kannu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 8-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … AŞ tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası Çankaya/Ankara Şubesinin 06/07/2017 tarih ve … numaralı 215.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … AŞ’ne İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/11/2019