Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2141 E. 2019/3717 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2141
KARAR NO : 2019/3717
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/04/2017
NUMARASI : 2014/1285 Esas 2017/321 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … eşi diğer müvekkillerinin babası olan … yoldan karşıya geçmeye çalışırken davalı…. Şti’ne ait, diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı yolcu otobüsünün çarpması sonucu vefat ettiğini, olay sonrası tutulan tutanakta tüm kusurun vefat edene yüklendiğini, ancak bu durumun kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını, tüm kusurun vefat edende olamayacağını, eşinin ve babalarının vefatı nedeniyle desteklerini yitiren davacıların maddi zarara uğradıklarını belirterek her bir müvekkili için şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan ve davacı … için 20.000,00 TL, diğer müvekkillerinin her biri için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihiyle birlikte işleyecek faiziyle birlikte davalılar … ve… Ltd. Şti’den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 15/03/2017 harç tarihli dilekçesiyle her bir davacı için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını davacılardan … için 45.679,87 TL artırarak 46.679,87 TL, davacı … için 5.093,86 TL artırarak 6.093,86 TL’ye, … için 5.093,86 TL artırarak 6.093,86 TL’ye yükseltmiştir.Davalı … Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetki ve görev yönünden reddi gerektiğini, kazanın meydana geldiği yerine Adana ili olduğunu, HMK 16.maddesi uyarınca haksız fiilin meydana geldiği yerin bağlı olduğu Adana Asliye Ticaret Mahkemelerinin bu davaya bakmaya yetkili olduğunu, manevi tazminata ilişkin talep yönünden de Adana Asliye Hukuk mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu ileri sürülmüş, esas yönünden de dava konusu kazanın oluşumunda müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün hiçbir kusurunun olmadığını, kaza tespit tutanağından bu hususun açıkça anlaşıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigortacısı olduğunu, sigortacının sorumluluğunun işletene düşen hukuki sorumlulukla sınırlı bulunduğunu, dolayısıyla sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmaması sebebiyle açılan davanın haksız bulunduğunu, aksinin kabulü halinde davacıların zararının aktüer bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini, manevi tazminatın müvekkili sigorta şirketinden istenemeyeceğini ve ancak yasal faiz isteminde bulunabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacılar … destekten yoksun kalma yönünde maddi tazminata ilişkin taleplerinin kabulü ile,Davacı …. için 46.679,87 TL, Davacı … için 6.093,86 TL,Davacı … için 6.093,86 TL, Toplam 58.867,59 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, Bu miktarlara davalı sigorta şirketi yönünden 19/08/2014, diğer davalılar ….Ltd.Şti ve … yönünden kaza tarihi olan 25/04/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına,Davacılar…. açtığı destekten yoksun kalma tazminat talebinin REDDİNE,Davacıların manevi tazminat davalarının KISMEN KABULÜ İLE,Davacı … için 4.000,00 TL, Davacıların …, … her biri için 2.000,00’er TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …..Ltd. Şti ve … kaza tarihi olan 25/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı …. Ltd Şti. vekili ve katılma yoluyla … A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yolun bir yönünün trafiğe kapatılması kararı alınmış ise de fiilen her iki yönden de kullanıldığı için müteveffanın hayatın normal akışı içinde ters yönden gelen bir aracı hesaba katması, normal akışın tersinden gelen bir araca dikkat etmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, araçtaki takografın saat ayarının bir saat geri olarak ayarlandığını ve bundan dolayı özellikle ve kasıtlı olarak sürekli 1 saat geriden kayıt aldığını, bu durumdan dolayı araç sürücüsüne KTK’nın 31/1-b maddesini ihlalden dolayı 356,00 TL ceza kesildiğini, sadece bu delilin bile sürücünün kusurunu ortaya koyduğunu, yerel mahkemenin hüküm kurarken bu delilleri gözetmeden, müteveffaya % 75 kusuru gözeterek hüküm kurmasının ve kusur oranı oranında tazminat miktarının düşürülmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilleri … dışındaki müvekkillerinin yetişkin olduğu gerekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmemesinin bir bozma nedeni olduğunu, müvekkilleri için üç davalıya karşı tek dava açılmasına rağmen, her bir müvekkili aleyhine ve kendilerini vekil ile temsil eden … Ltd.Şti. ile … A.Ş.’ye ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. Ltd Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde: müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını ve kural ihlalinin olmadığının açık ve net bir şekilde belirlendiğini, ceza dosyasındaki bilirkişi raporunda Karayolları Genel Müdürlüğünün %15 oranında kusurlu, ATK raporunda ise Karayolları Genel Müdürlüğüne hiçbir kusur verilmeksizin müvekkili şirket sürücüsünün %25 ölen desteğin %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin yalnızca 03.01.2017 tarihli rapordaki kusur dağılımına göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, raporlara yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, desteğin vefat tarihinde 60 yaşında olduğunu ve bu tarih itibariyle yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre pasif dönemde olduğu kabul edilerek hesap yapılması gerekirken 65 yaşına kadar aktif dönem hesabı yapılmasının ayrıca davacı çocukların destek sürelerinin 18 yaş ile sınırlanması gerekirken 22 yaşına kadar uzatılmasının hatalı olduğunu, manevi tazminat miktarının hakkaniyete aykırı ve fahiş olduğunu, hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı ve eşitsiz olduğunu, ticari faize hükmedilmesinin mümkün olmadığını, davacıların yasal faiz dışındaki taleplerinin reddi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Sigortalısına yüklenen kusuru kabul etmediklerini, destek hesabında da farazi tahmin ve emsal ücretin esas alınmasının doğru olmadığını ifade ile davacı tarafın istinaf talebinin reddine, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında vekalet ücreti ve destek pay hesabı takdirinde, ayrıca araç ticari araç olduğundan reeskont faizi uygulanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.Desteğin elde edebileceği gelir yönünden, sadece emsal ücret araştırmasına ve ortalama hesapla bulunan rakama dayalı olarak hesaplama yapılmış olması usul ve yasaya uygun değildir. Davacılar desteğinin emekli olmakla pasif devrede olduğu dikkate alınmak suretiyle, desteğin muhtemel bakiye ömür süresinin tamamı için AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonucuna gidilmesi doğru görülmemiştir.Olaya yönelik Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2014/733 E. nolu ceza dosyası getirtilerek dosyada verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği de incelenmek suretiyle ceza mahkemesinde ve dosyada alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan çelişkilerin giderilecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonucuna gidilmesi doğru görülmemiştir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kaza tarihi, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Eldeki davada, yukarıda açıklandığı üzere manevi tazminatın belirlenmesinde kriterlerden biri olan olayın meydana gelmesinde kusur oranları netleştirilmeden (kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden) davacıların manevi tazminat talebi hakkında karar verilmiştir. O halde Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde kusur bilirkişi rapor alındıktan sonra belirtilen ilkelere göre değerlendirme yapılarak somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı … Ltd Şti. vekili ve katılma yoluyla … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekili ile davalı …. Ltd Şti. vekili ve katılma yoluyla … A.Ş. vekili vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili ile davalı …. Ltd Şti. vekili ve katılma yoluyla …. A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/11/2019