Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2137 E. 2018/1730 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2137
KARAR NO : 2018/1730
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/06/2017
NUMARASI : 2015/122 Esas 2017/757 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Ölüm Sebebiyle Maddi ve Manevi
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde: 27/09/2012 günü davalılardan sigorta şirketinin mali mesuliyet sigortacısı olduğu, davalı …’in ruhsat sahibi olduğu ve davalı …’in sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile kusurlu olarak kaldırımda yürüyen müvekkillerinin murisi …e çarparak ölümüne neden olduğunu, murisin yüksekokul mezunu olup 2.250 TL civarında maaş aldığını, vefatından sonra geriye 3 çocuk ve bir eş bıraktığını, çocukların 17, 15 ve 14 yaşlarında öğrenci ve üniversite öğrenimlerinin sonuna kadar babalarının desteğine muhtaç olduklarını, ev hanımı olan eşinin dul kalarak üç çocuğu ile hayata tutunmaya çalıştığını belirterek toplamda 65.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 70.000 TL manevi tazminatın sigorta dışındaki davalılardan tahsili ile müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; bedel artırım dilekçesiyle … İçin 322.324,78 TL, … için 17.652,41 TL, … için 24.512,73 TL ve … için 32.605,25 TL maddi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde: HMK nun 119. maddesi gereği yasal unsurlarını taşımayan davanın usulden reddine karar verilmesini,… plakı aracın müvekkili şirket nezdinde 27.08.2012/2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 1254916 nolu poliçe ile sigortalı olduğunu, davacı murisin gelir durumunu resmi belgelerle ispatlaması gerektiğini, müvekkili şirketin sadece maddi tazminat yönünden sorumlu olup manevi tazminata ilişkin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, bu sebeple manevi tazminat yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde: Müvekkilinin … plakalı araç ile seyrederken bir kamyonetin kendisini sıkıştırdığını, aracını kurtarmak için gaza bastığını ve kaldırıma çıkıp levhaya çarptığını, araçtan inene kadar müteveffayı görmediğini, gördüğünde hemen 112’yi arayıp ambulans çağırdığını, daha sonra da gözaltına alındığını, soruşturma sırasında müvekkilini sıkıştıran kamyonet ve şoförünün bulunduğunu, ancak sürücünün suçtan kurtulmak için maksatlı olarak olayı inkar ettiğini, müvekkilinin tali kusurlu olduğunu, gerek müvekkilinin, gerekse ailesinin kaza nedeniyle büyük üzüntü duyduklarını, müvekkilinin öğrenci olduğunu, hiçbir gelirinin olmadığını, ailesinin ekonomik durumunun iyi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda: “Maddi Tazminat davasının ıslah edilmiş haliyle kabulüne, davacı … için 322.324,78 TL (davalı … yönünden 181.501,44 TL ile sınırlı olmak üzere), davacı …. için 17.652,41 TL (davalı … yönünden 10.885,34 TL ile sınırlı olmak üzere), davacı … . için 24.512,73 TL (davalı … yönünden 14.127,12 TL ile sınırlı olmak üzere) ve davacı … için 32.605,25 TL (davalı … yönünden 18.258,94 TL ile sınırlı olmak üzere) maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, alacağa sigorta yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz, diğer 2 davalı yönünden olay tarihi olan 27/09/2012 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 15.000,00 TL, davacı …. için 5.000,00 TL, davacı …. için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 27/09/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesi ile: Mahkeme kararına esas teşkil eden bilirkişi raporuna karşı ileri sürülen hiçbir itirazın mahkeme tarafından haksız bir şekilde ve hiçbir sebep ileri sürülmeksizin değerlendirmeye alınmadığını, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itiraz sonucunda yerel mahkeme tarafından ek bilirkişi incelemesi de yapılmadığını, eksik inceleme ve değerlendirmeler sonucuna göre verilen mezkur ilamın bozulması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda birinci seçenekte emsal ücret araştırmasına dayanan müteveffanın gelir durumuna ilişkin tespitlerin somut verilere dayanmadığını ve mahkemenin kabul etmiş olduğu bu hesaplamanın hatalı olduğunu, dosyada kazadan önce müteveffanın en son çalıştığı yer tarafından bildirilen gelir durumunu içerir yazılı bir belge mevcut iken sendikalara sorularak emsal ücret araştırması yapılmasının afaki tespitler ile müteveffanın gelir durumunun olduğundan daha fazla gösterilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini, söz konusu olay haksız fiil sonucu meydana geldiğinden davacı tarafın ancak yasal faiz talep edebileceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Eldeki davada, desteğin … Pastanesi unvanlı iş yerinde tezgahtar, kasa ve muhasebe görevlisi olarak çalıştığı iddia edilmiş, anılan iş yerinden son iki ay bordrosu gönderilerek, “bunun haricinde dışarıya servis yaptığı için bahşiş aldığı” bildirilmiştir. Ne var ki Mahkemece, desteğin en son çalıştığı yerdeki son maaş bordrosu gönderilmesine rağmen yeterli ve yasal olmayan “bordroların imzasız olduğu” şeklindeki gerekçeyle seçenekli bilirkişi raporundaki Tez-Koop ve Oleyis Sendikalarının aynı iş kolundaki bir kişinin ortalama maaşını bildiren yazılarına dayanılarak belirlenen miktara göre tazminata hükmedilmiştir. Her ne kadar destekten yoksun kalma tazminatı varsayımsal bir hesaplama ise de gerçek durum varken varsayıma göre hesap yapılamaz.
Çalışan desteğin aylık ücret ve bahşişle çalıştığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Desteğin maaşına ilişkin bordrosu dosyada mevcuttur. Ancak ikramiye ve fazla çalışma ücretleri olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca bahşişin ortalama miktarı hususunda yazılı belge (çalıştığı iş yerinden veya meslek odalarından) de bulunmamaktadır.
O halde, varsa ikramiye ve fazla çalışma ücretleri olup olmadığı ve bunlara ilişkin bordrolar, yine SGK Müdürlüğünden desteğin hizmet cetvelleri istenmeli, desteğin alabileceği bahşişin belirlenebilmesi için de; iş yerinin özelliği ve kapasitesi açıklanarak, meslek odasından alabileceği bahşiş oranı sorulmalı, verilecek cevaplar ve gelen kayıtlar diğer delillerle birlikte değerlendirilerek desteğin aylık gelir durumunun tam olarak belirlenmesinden sonra aynı bilirkişiden ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülerek aşağıdaki karara varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/06/2017 tarih, 2015/122 Esas ve 2017/757 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/12/2018