Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2133 E. 2019/3703 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2133
KARAR NO : 2019/3703
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/05/2017
NUMARASI : 2015/1006 Esas – 2017/470 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …in sahibi olduğu sürücü …’nun kullanımındaki aracın 26.06.2015 tarihinde davacının kullanımındaki motosiklete çarparak, yaralamalı hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, davacının herhangi bir kusurunun vaki olmadığını bu nedenle tüm davalıların müştereken ve müteselsilen (davalılardan sigorta şirketi poliçe limitiyle sorumlu olmak kaydıyla) sorumluluğu ile davacı için, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 3.000 TL maddi tazminatın, davalılardan sürücü … ile araç sahibi … sorumluluğunda olmak üzere, davacı müvekkil için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Olay dikkatli bir şekilde incelendiğinde davacının kazaya sebebiyet verdiği, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu, diğer taraftan müvekkilinin kaza sonrası olay yerini terk etmeyerek yaralıyı acilen hastaneye kaldırmak için gerekli çabayı gösterdiğini, istenilen manevi tazminat miktarının oldukça fahiş olduğunu ve karşı tarafın zenginleşmesine matuf olabileceğini, maddi tazminatın da yersiz olduğunu ifadeyle davanın reddedilmesini talep etmiştir.Davalı …ye usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup davaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “addi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile tarafların sosyal ve ekonomik durumların, olayın oluş şekli, davacı da yarattığı elem ve keder hak ve nesafet ölçüleri de değerlendirilerek, davalılar … ve …’in ayrı ayrı 5.000’er TL manevi tazminat yükümlülüğü altında bırakılarak davacı tarafa kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin talep ettiği 20.000,00TL manevi tazminatın fahiş olmadığını, hatta müvekkilinin yaşadığı sıkıntılar düşünüldüğünde düşük bir miktar olduğunu, davalıların ekonomik durumu nazara alındığında hükmedilen 10.000,00TL manevi tazminat bedelinin son derece düşük olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının manevi tazminat yönünden kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından müvekkili …’nun asli kusurlu olduğu iddia edilmiş ise dahi davacının kazanın meydana gelmesinde birinci derecede asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası üzerine düşen görevini yerine getirdiğini, kaza sonrasında müvekkilinin, olay yerini terk etmeyerek yaralıyı acilen hastaneye kaldırmak için gerekli çabayı gösterdiğini ve müvekkilinin söz konusu olayın meydana gelmesinden dolayı son derece müteessir olduğunu, polis merkezinde uzlaşma teklifini kabul ettiği halde, davacının uzlaşmak istemediğini, olay nedeniyle, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.26.06.2015 Tarihinde davalı … idaresindeki … plaka nolu araç ile davacı … idaresindeki … plaka nolu aracın çarpışması sonucu, davacının yaralanmasından kaynaklanan davada; kaza tespit tutanağı ile sürücü …’ in sola dönüş kuralını ihlal ettiği kanaati açıklanmıştır. Yine Gaziosmanpaşa C.B.S. 2015/24038 soruşturma nolu dosya fotokopisindeki belgelere göre … plaka nolu araç diğer davalı … adına kayıtlıdır. Dosyada aleyhine hüküm kurulan davalılara ilişkin araştırma yanıtı olmakla beraber davacı açısından sosyal ve ekonomik durum araştırma yanıtına rastlanılmamış, davacı tanığı İsa’ nın beyanı alınmıştır.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, ” Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar devamında; davacı açısından sosyal ve ekonomik durum araştırması cevabı gelmeden, kusur yönünden Gaziosmanpaşa C.B.S. 2015/24038 soruşturma nolu dosyasından alınan kusur raporu getirtilip tartışması yapılmadan ve gerektiğinde ayrıca kusur raporu alınmadan ve ayrıca davacının uğradığı zararın kapsamını belirlemek açısından maluliyet raporu alınmaksızın, sonuç olarak açıklanan eksiklikler ikmal olunup manevi tazminat açısından değerlendirilmeksizin hüküm kurulması doğru olmamıştır.Kabule göre de; müteselsil sorumlu olan davalılar açısından ayrı ayrı tazminata hükmedilmesi de doğru olmamıştır.Bu nedenlerle, davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirme yapılarak karar verilmesi için doyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekili ile davalı … ve … vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili ile davalı … ve … vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/11/2019