Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2119 E. 2019/3591 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2119
KARAR NO : 2019/3591
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/06/2017
NUMARASI : 2014/1712 Esas – 2017/810 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacılar vekili vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın eşi ve diğer davacıların babaları olan…ın, 03.12.2013 tarihinde davalı …’un yönetimindeki … plakalı özel halk otobüsünün kendisine çarpması neticesinde hayatını kaybettiğini, bu kaza sebebiyle İstanbul Anadolu 35.Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, davalı …’un kullandığı … plakalı özel halk otobüsünün trafik sigortacısının davalı … A.Ş. tarafından … poliçe numarası ile sigortalandığını, bilindiği üzere KTK.85.maddesi gereğince mali mesuliyet sigortasının zorunlu olduğunu, eşi ve çocukları için toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …ile …’dan, her davacı için şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplam 2,500,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın… A.Ş. tarafından 0001-0210-07395174 no.lu trafik sigorta poliçe numarası ile sigortalandığı, trafik sigortası gereğince dava konusu zararlara ilişkin sorumluluklarının Ölüm başına 225.000,00 TL olduğunu, trafik sigortasında, sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararların, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işletenin sorumlu olması gerektiğini, dolayısıyla KTK 86.maddesi gereğince araç işleteninin ve sürücüsünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödemekle yükümlü olmayacağını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacıların ölenin, ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmeleri gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kusursuz olduğunu, maktulun trafik kurallarım ihlal ettiğini, yaya kaldırımından, trafik hareketini kontrol etmeden, trafik hareketinin olduğu araç yoluna hızla ve kontrolsüz, tedbirsiz, kusurlu, ihmal ve dikkatsiz bir şekilde hızla koşarak taşıt yoluna girdiğini, … plakalı aracın …Ltd. Şti.’nin mülkiyetinde olduğunu, …’un … San. ve Tic.Ltd.Şti. de işçi statüsü ile şoför olarak çalıştığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; kazada işleten sıfatına sahip davalı şirketin KTK 85/1 maddesi gereğince tehlike esasına dayalı olarak sorumlu olduğunu, müteveffanın olayda %100 kusurlu olduğunu, müvekkili şirketinin tazminat ödemekle yükümlü olmasının söz konusu olmadığını, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemesi şartıyla müteveffanın davacılar üstünde bir desteğinin söz konusu olamayacağını, bu durumun kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıların SGK’dan olay sebebiyle aylık -ödenek alıp almadıklarının araştırılması gerektiğini müteveffanın sebebiyet verdiği kazadan ötürü davalı şirkete kusur yüklenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “Davanın, maddi tazminat talepleri yönünden, sigorta şirketi yönünden feragat nedeniyle reddine, davalılar … ve … San. ve Tic Ltd. Şti yönünden esastan reddine, Manevi tazminat talepleri yönünden, davacı … için takdiren 5.000,00TL, diğer davacılar …, …, …, … için ayrı aynı 2.000,00 TL olmak üzere toplamda 13.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve …Ltd. Şti ‘den müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 03.12.2013 tarihinden itiaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı …vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ceza yargılamasında taraflara verilen kusurun %50 – %50 oranında olduğunu, bu kararın Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleştiğini, mahkemece bu karar kesinleştikten sonra ve yargılamanın sonuna doğru yeniden kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak ölene % 70, davalı sürücüye % 30 kusur verildiğini, son kusur bilirkişisi tarafından verilen raporun kesinleşmiş mahkeme kararına aykırı olduğundan hukuki sonuç yaratmadığını, mahkemece dikkate alınmasına ilişkin hükmün kaldırılmasını, PMF 1931 Tarihli Yaşam tablosuna göre hesaplanan miktar üzerinden maddi tazminat taleplerini değerlendirdiğini, destekten yoksun kalma tazminatlarının TRH 2010 tarihli tabloya göre yapılması gerektiğini, müvekkillerin, ölenin eş ve çocukları olduğunu, ölümden ötürü acı ve elem duyduklarını manevi tazminat taleplerinin tamamen kabulüne karar verilmesi gerekirken çok düşük manevi tazminata hükmedilmesinin hak ve nesafet hükümlerine aykırı olduğunu, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları davanın, bu sorumluluk ilkesi ile açıldığı dikkate alınmadan ret edilen talepler yönünden her bir davalı için ayrı ücreti vekalet takdir etmiş olmasının kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tahkikat boyunca kusur oranlarının tevcihine ilişkin beyan ve itirazlarda bulunduğunu, müteveffanın kazaya kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, bu sebeple de müvekkili şirket aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, müteveffa davaya konu kazanın meydana gelmesine kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, mahkemece yaya … %70 kusurlu olduğuna kanaat getirildiği, davacıların maddi tazminat talepleri bakımından fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verildiğini, manevi tazminat talepleri bakımından verilen kararın, olayın oluş şekli, müteveffanın yaşı ve davacıların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alındığında aslında manevi tazminat şartlarının oluşmadığının görüldüğü, kişisel hakların ihlali söz konusu olsa dahi eğer hafif kusur söz konusu ise kişide manevi tazminat isteme hakkının doğmayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 03.12.2013 tarihinde davalı …’un sevk ve idaresindeki… plakalı özel halk otobüsünün yaya olan …çarpması nedeniyle ölümüne sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.Davacılar vekilinin ve davalı …vekilinin kusura yönelik istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; Davalı … hakkında İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/423 Esas, 2014/101 Karar sayılı dosyasında yargılama yapılmış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı sürücü … ile müteveffa yayaya asli kusur atfedildiği, dosya kapsamında bilirkişi raporu doğrultusunda davalı …’in mahkumiyetine karar verildiği, kararın yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.İlk Derece Mahkemesince yargılama sırasında kusur tespiti için alınan 29/05/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda ve ek raporlarında davalı sürücü … %50, müteveffa yayanın % 50 kusurlu olduğu mütalaa edilmiş, ödenmesi gereken destek tazminatı hesaplanmıştır. Mahkemece bilahare trafik kusur bilirkişisinden alınan 02.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı sürücü … %30, müteveffa yayanın %70 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Mahkemece yaya … %70 kusurlu olduğuna kanaat getirilerek hüküm kurulmuştur. Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan kusur bilirkişi raporları, ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 15/12/2014 tarihli kusur raporu arasında kusur oranlarında çelişki ortaya çıkmıştır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince kusur oranları bakımından bilirkişi raporları arasında oluşan çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden yada İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan çelişkilerin giderecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetli görülmemiştir.Davacı tarafın aktüerya raporuna yönelik (yetiştirme giderleri, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz dikkate alınarak hesaplama yapılması) itirazlarının değerlendirilmesinde; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre yeni genel şartlar, yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen kazalara uygulanacaktır.Somut uyuşmazlıkta, kaza 03/12/2013 tarihinde gerçekleşmiştir. Kaza tarihinin, 01/06/2015 tarihinden önce olduğu dikkate alındığında, dava konusu kaza sonucu destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında eski genel şartların dikkate alınması gerekmektedir. Hesap bilirkişisi raporunda eski genel şartalar çerçevesinde PMF 1931 tablosu ve progresif rant formülü uygulanarak hesaplama yapılmış olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı nedenle davacılar vekilinin bu bende ilişkin istinaf başvurularının reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik (davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi ) istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde;Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 3. maddesinde; “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur” denilmektedir. Bu madde hükmüne göre mahkemece maddi tazminat talebinin reddi gerekçesinin davalılar yönünden ortak olduğu nedenle davalılar açısından reddedilen tazminat taleplerinde davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle davacılar vekilinin bu bende ilişkin istinaf başvurularının kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.Davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde;Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kaza tarihi, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Eldeki davada, yukarıda açıklandığı üzere manevi tazminatın belirlenmesinde kriterlerden biri olan olayın meydana gelmesinde kusur oranları netleştirilmeden (kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden) davacıların manevi tazminat talebi hakkında karar verilmiştir. O halde Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde kusur bilirkişi rapor alındıktan sonra belirtilen ilkelere göre değerlendirme yapılarak somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.Açıklanan nedenler ile davacılar vekilinin aktüerya bilirkişi raporuna ilişkin istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekilinin diğer istinaf başvuruları ile davalı …vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacılar vekilinin ve davalı …vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili ve davalı …vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşamasında yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı …vekili tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, 23.224,62 TL bedelli teminatın davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/10/2019