Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2087 E. 2019/3521 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2087
KARAR NO : 2019/3521
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/12/2016
NUMARASI : 2015/716 Esas – 2016/1023Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/12/2010 tarihinde … plakalı araçta meydana gelen kazada yolcu olarak bulunan … ağır yaralandığını, … uygulanan tedavilere rağmen sağlığına kavuşamadığını, kalıcı olarak sakat kaldığını, … maliki bulunduğu … plakalı aracın kaza tarihinde … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile davalı şirkete kayıtlı olduğunu, maddi zararın giderilmesi için davalı sigorta şirketine yazılı müracaatta bulunulduğunu, davalı sigorta şirketinin 19.388,00 Tl lık kısmi ödemesinin davacının hakkettiği tazminat alacağının çok altında olduğundan düzenlenen ibranamenin makbuz hükmünde olduğunu, davacı zararı yapılan ödeme miktarından fazla olduğundan davalının bakiye tazminat alacağı için sorumluluğunun devam ettiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 800,00 TL kalıcı ve geçici maluliyet tazminatı ile 200,00 TL tedavi gideri( bakıcı/refakatçi tazminatı) olmak üzeri 1.000,00 TL tazminatın, temerrüt tarihinden işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davaya konu olan trafik kazası 12/12/2010 tarihinde meydana geldiği, iki yıllık zaman aşımı süresi belirtilmiş olup huzurdaki dava ise 04/05/2015 tarihinde açıldığını, zamanaşımı dikkate alınarak davanın reddine, müvekkil şirket tarafından davacı tarafa 13/03/2014 tarihinde 19.388,00 TL tazminat ödemesi yaptığını, iş bu ödeme yaptıktan sonra da 1,5 yıl davacı tarafından bu ödemeye ilişkin bir itirazda bulunulmadığını, davacı meydana gelen trafik kazası nedeniyle tedavi ve bakım giderleri talebininde bulunduğunu, ancak trafik kazalarına bağlı giderlerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığını, dava konusu zarar kaleminin haksız fiilden kaynaklandığını, kazaya karışan aracın ticari araç olmadığı nedenle avans faiz talep etmesinin mümkün olmadığını, olayda hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, iş bu nedenle poliçe teminatında olmayan, tedavi ve bakıcı giderleri yönünden müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini beyan etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince; Davacı tarafından açılan Maluliyet Tazminat davasının kabulü ile, 78.009,03TL’nin 13/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafından açılan bakıcı giderleritazminat davasının kabulü ile, 3.164 TL’nin 13/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda toplam tazminat tutarı hesaplanırken geçici iş göremezlik zarar tutarı 2.666,41 TL yerine sehven 64.618,21 TL’nin esas alındığını, 60.000,00 TL tutarında ve geçici iş göremezlik hesaplamasında maddi hata yapıldığını, yerel mahkemece dosyaya düzeltme beyanı sunulmasına rağmen dikkate alınmadığını, davada ıslahla talep edilen alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, yerel mahkemenin müterafik kusur durumunu hiç irdelemediğini, kusur dağılımına itiraz ettiklerinden Adli Tıp Kurumundan rapor alınma talebinin değerlendirilmediğini, bakıcı gideri hesaplamasının doğru olmadığını, davacının araçta yolcu olarak bulunduğunu, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına gereği hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, SGK tarafından yapılan ödeme olup olmadığının araştırılmadığını, müvekkili şirketinin temerrüde düşürülmediğini, uyuşmazlığının haksız fiilden kaynaklı olduğunu faiz oranının yasal faiz olması gerektiğini, faiz talebinin reddinin gerektiğini belirterek verilen kararın kaldırılmasını talep etmektedir.Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davalı Halk Sigorta tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın tek taraflı gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2. maddesinde ise “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.5237 sayılı TCK’nın 89.maddesinde düzenlenen ve somut olayda eyleme uyan taksirle yaralama suçunun ceza zamanaşımı süresi aynı Kanun’un 66/1-e maddesine göre 8 yıl olduğundan açılan dava 8 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir. Bu nedenle davalı vekilinin zaman aşımına ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Dosya kapsamında kazaya karışan dava dışı … ait … plakalı aracın ruhsat bilgilerinde hususi nitelikte olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu doğrultuda kazaya sebebiyet veren aracın hususi araç olması ve olayın haksız eylem niteliği dikkate alınarak temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde ve dosya içeriğinde davalı tarafından 13/03/2014 tarihinde ödeme yapıldığı ihtilafsız olmakla davalı yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihinin ödeme tarihi kabul edilmesinde ayrıca bilirkişi raporunda bakıcı giderinin bürüt asgari ücretten hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu yönleri ilişen davalı istinaf itirazları yerinde değildir. Dosya kapsamında alınan 28/11/2016 tarihli bilirkişi raporunun 6. sayfasında davacının 4 aylık geçici iş göremezlik tazminat miktarının 2.666,41 TL hesaplanmasına rağmen raporun 8. sayfasında 64.618,21 TL olarak gösterildiği ve bu miktar üzerinden sonuç tazminat miktarının tespit edildiği, yine 5 yıl + 8 aylık işlemiş sürekli iş göremezlik tazminatının da raporun 6. sayfasında 64.618,21 TL olarak gösterilmesine rağmen raporun 8. sayfasında 39.618,34 TL olarak gösterilip % 7 maluliyet oranında hesaplama yapıldığı görülmektedir. Bilirkişi tarafından hükümden sonra 06/03/2017 tarihli dilekçe ile düzeltme beyanı içerir rapor sunulmuştur. Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde ve yargılama safahatında tazminatın dayandığı olayda hatır taşıması ve davacının müterafik kusuru bulunduğu iddia edilmesine rağmen mahkemece gerekçeli kararda hatır taşıması ve müterafik kusur şartlarının dosya kapsamına göre mevcut olup olmadığı gerekçeleri ile tartışılmadan, davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı yönünde SGK’ na yazılan müzekkere akıbeti araştırılmadan, bilirkişi raporu denetlemeden, davalı iddiaları ve bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden, hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik inceleme ve eksik delil ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı yönünde SGK’ na yazılan müzekkere akıbeti araştırılarak sonucunun dosya kapsamına alınması, davacı tarafından rapor kapsamına itiraz edilmediği ve istinaf talebinde bulunulmadığı gözetilerek davalı lehine usuli kazanılmış hak niteliğinde olan hususlar gözetilerek bilirkişi raporundaki maddi hataları giderecek şekilde başka bir bilirkişiden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, dosya kapsamında hatır taşıması ve müterafik kusur durumu şartlarının mevcut olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesidir.Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince istinafa konu yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talep eden tarafa iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı … AŞ tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası Rıhtım-Kadıköy Şubesinin 09/03/2017 tarih ve … numaralı 155.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … AŞ’ne iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/10/2019