Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2044 E. 2019/3692 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2044
KARAR NO : 2019/3692
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMES: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/07/2017
NUMARASI : 2016/1089 Esas – 2017/593Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşinin sevk ve idaresinde bulunan… plakalı araca 20/08/2016 tarihinde davalı … Şirketine ait ve davalı erhan gürel yönetimindeki… plakalı aracın çarpması nedeniyle araçta değer kaybı oluştuğunu iddia ederek 5.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Bakırköy 9.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiştir. Davalılar … Şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kazanın oluşumunda davacının kusurlu olduğunu, davacının maliki olduğu aracın ağır hasar aldığına ilişkin beyanlarının gerçek dışı olduğunu ifade ederek davanın reddini istemiştir.Davalı sigorta şirketi cevap dilekesinde özetle: sigorta şirketine yazılı başvuru şartının gerçekleşmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, davacının gerçek zararının giderildiğini, araçta hasar olmadığını, olayın teminat dışında kalan hasarlardan olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kısmen kabulü ile 4.632,50 TL değer kaybı tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden ve sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 20/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ….San ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …. ve… San ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde davacı yanın dava yoluna başvurmadan önce sigorta şirketine başvuru zorunluluğunun dava şartı niteliğinde olduğunu, davacının sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunmadan direkt olarak dava açtığını, davanın öncelikle dava şartı eksikliğinden kaynaklı olarak usulden reddine karar verilmesi gerektiği, bilirkişi raporuna itirazlarının mahkeme değerlendirilmediği, müvekkilinin meydana gelen bu kaza neticesinde kusurunun bulunması halinde dahi davacı yanın belirtmiş olduğu miktarda değer kaybı olmasının mümkün olmadığını, bilirkişi, şahsi kullanıma ait olan bir aracın yılda ortalama yapabileceği kilometre aralığı 15.000-20.000 km olması gerektiğini, dava konusu değer kaybının tespiti istenen aracın 4,5 ay gibi çok kısa bir sürede 14.751 km yol almış olması konusuna ve kaza sonucu araçta değişen parçaların araçta değer kaybına sebep olup olmadığı konusuna değinmeden sadece araçta meydana gelen parça değişikliği hesaplaması üzerinden raporunu tamamladığını, bu haliyle bilirkişi raporu denetime elverişli olmayıp, hatalı olarak düzenlendiğini, bilirkişinin aracın kaza öncesi piyasa değeri ile kaza sonrası piyasa değerini tespit etmediğini, değer kaybı bu değer arasındaki fark olmasına rağmen bilirkişinin değişen parça bazında bir değerlendirme yaparak raporu tanzim ettiğini, bilirkişinin eksik incelemeye ve hatalı değerlendirme ve tespitlere dayanan raporu tanzim ederek dosyaya sunduğunu ve yerel mahkemenin de bu raporu hükme esas aldığını,denetime elverişli olmayan ve hatalı olarak düzenlenmiş bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda kurulan hükmün usule ve esasa aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacı vekili dava açmadan önce sigorta şirketine KTK’nın 97.maddesine göre başvuruda bulunmamış olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davalılar istinaf başvurusunda bulunmuş iseler de, istinafa gelen tarafların sıfatı ve davacı tarafça dava açıldıktan sonra bu eksikliğin giderildiği ve sonradan tamamlanabilen dava şartlarından olduğundan bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.Davacı dava dilekçesinde hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybını talep ettiği bilirkişi raporuyla tespit edilen değer kaybı oranında mahkemenin davayı kısmen kabul ettiği bilirkişinin Üniversitelerin Otomotiv Ana Bilim Dalında görevli öğretim üyesi olması zorunluluğunun bulunmadığı anlaşılmakta, bu yöne ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir. Bilirkişi raporu değer kaybı hesaplanan yeni genel şartlar “ek1 Değer Kaybı Hesaplaması’na” göre yapıldığı, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan genel şartlara göre değer kaybı hesaplamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalılar …Şirketi vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 316,44 TL harçtan peşin alınan 80,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 236,44 TL harcın davalılar … Şirketi’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf talep edenin istinaf başvusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/10/2019