Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1873 E. 2019/3596 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1873
KARAR NO : 2019/3596
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/06/2017
NUMARASI : 2015/916 Esas – 2017/517 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile 22.08.2008 tarihinde sürücü … yönetimindeki … plakalı şehirlerarası yolcu otobüsünün seyir halindeyken davacının eşi …’ın inmek istemesi üzerine durduğunu ve valizini kendisine teslim edildikten sonra U dönüşü yaparken yolcuyu ezerek kazaya neden olduğunu, kazaya ilişkin tahkikatın Tuzla 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/1952 E. 2010/597 K. sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, aracın davalı …A.Ş. nezdinde 509 sayılı Yolcu Taşıma Poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın kaza tarihini kapsayan koltuk sigorta poliçesi olmadığından davanın Güvence Hesabı’na yöneltildiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı …A.Ş.’den tahsiline, belirtilen koltuk sigortası tazminatı limiti olan 100.000 TL’nin Güvence Hesabı’ndan tahsiline ve her bir davacıya hisseleri oranında 25.000,00 TL olarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 27.01.2017 harç tarihli dilekçesi ile 1.000,00 TL ye yönelik talebini 17.907,49 TL sına ıslah etmiştir.Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Sigortasına ilişkin davanın Can Sigortası poliçesi gereği özel yetki kurallarının geçerli olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davadan önce başvuru şartını yerine getirilmediğini, kazanın aracın seyri sırasında ve yolculuk sırasında meydana gelmediğinden davalı kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kazadan önce davacının murisinin araçtan indiğini ve yolculuğunun sona erdiğini, bu nedenle Ferdi Kaza Koltuk sigortasına başvurulamayacağını, kazayla ilgili ceza davası dosyasının celp edilmesi gerektiğini, faiz istemi, başlangıç tarihi ve yargılama giderleri talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … ve diğerlerinin başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını, yapılan inceleme sonucu 22.08.2008 tarihinde otobüste bulunan … indikten sonra valizini unutup geri almaya geldiğinde kazanın meydana geldiğini, bu nedenle davacının talebinin poliçe kapsamında olmadığını, davacının taleplerinin ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun kusur oranında olduğunu, bu nedenle kusur yönünden inceleme yapılması ve ayrıca zararının da hesaplanması gerektiğini, ölen şahıslara SGK tarafından bir ödeme yapılmışsa bunun mahsubunun gerektiğini, davalı şirketin temerrüte düşmediğini ve dava açılmasına neden olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, Davacı eş … İşcan için 17.907,49 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan … sigortadan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte alınarak davacı … verilmesine, Davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; meydana gelen kazada oluşan zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığını, vefat eden şahsın yolculuğunu tamamlayıp otobüsten indiğini, sonrasında valizini unutup geri almaya geldiği esnada kazanın meydana geldiğini, bu nedenle bir sorumluluk bağı bulunmadığını, illiyet bağının kesildiğini, yapılan yargılamada oluşan zarar ile poliçe arasındaki illiyet bağının araştırılmadığını, ileri sürülen savların dikkate dahi alınmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın yetkili Balıkesir Asliye Hukuk mahkemelerinde açılması gerektiğini, yerel mahkemenin yetkisiz olduğunu, davaya konu kazanın aracın seyri sırasında ve yolculuk sırasında meydana gelmediğinden müvekkili kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bilirkişi raporunda da bu durumun tespit edildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 7. maddesinde de “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vukuu bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. HMK 16. madde hükmü, HUMK’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak HMK’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2015 tarih, Esas No: 2013/11-2359,Karar No: 2015/1443).Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Dava trafik kazasından kaynaklanmakta olup, trafik kazası netice itibari ile bir haksız fiildir. Davaya konu trafik kazası Tuzla’da meydana gelmiş, davalı Güvence Hesabı’nın adresi Şişli/İstanbul diğer davalı … A.Ş.’nin adresi Maslak/İstanbul’dur. Davacıların dava tarihindeki yerleşim yeri ise Tuzla, Bayrampaşa ve Gaziosmanpaşa’dır. Davacı taraf seçimlik hakkını kullanarak davalıların yerleşim yeri mahkemesinde dava açtığından davalı Güvence Hesabının bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, can sigortası türlerinden olup, bir meblağ sigortası olması itibariyle de ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir.Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın A.1.maddesine göre, bu sigorta ile sigortacı yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımacılığı kapsamında seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını, taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içinde, duraklamalar da dahil olmak üzere, maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı teminat altına alır. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Somut olayda; 22.08.2008 tarihinde sürücü… yönetimindeki … plakalı şehirlerarası yolcu otobüsünün Giresu’ndan İstanbul’a seyir halinde iken, araçta yolcu olarak bulunan … Şifa mahallesinde otobüsten indiği, otobüsün U dönüş manevrası yaparken … aracın sol ön tekerlek altında kalması sonucu yaralandığı ve davamında vefat ettiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta araçta yolcu olarak bulunan müteveffa Yılmaz İşcan otobüsten indikten sonra kaza meydana gelmiş ise de; yolcuya ait bagajın tam olarak tesliminde gerekli özenin gösterilmemiş olması, destek yolcunun bagajı/valizinin eksik verilmiş olması ve yolcunun bagajını almak için otobüse yönelmesi esnasında kazanın meydana gelmiş olması nedeniyle seyahatin/yolculuğun tam ve gereği gibi sona ermediği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince “…muavin tarafından yasa hükümlerine göre gerekli özenin gösterilmemesi ve yolcunun bagajının teslim edilmemiş olması ve yolcunun bagajını teslim almak için otobüse yönelmesi esnasında bu kazanın meydana gelmiş olması nedeniyle seyahat işleminin tam olarak sona ermediği ve müteveffanın yolcu statüsünün devam ettiğinin kabulü gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalılar …A.Ş. vekili ile davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalılar … A.Ş. vekili ile davalı Güvence Hesabı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı … A.Ş. yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.223,26 TL harcın peşin alınan 2.014,00 TL harçtan mahsubu ile 790,74 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı … A.Ş.’ye mahkemesince iadesine, 3-Davalı Güvence Hesabı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 1.708,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,00 TL harcın davalı Güvence Hesabı’ndan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı … A.Ş. yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin; davalı Güvence Hesabı yönünden kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/10/2019