Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1867 E. 2019/3458 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1867
KARAR NO : 2019/3458
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/05/2017
NUMARASI : 2014/797 Esas – 2017/564 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait olan davalı şirket nezdinde kasko sigortalı olan … plaka nolu kamyoneti ile 03.08.2013 tarihinde dava dışı … plakalı araç arasında maddi ve yaralamalı hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, sürücü … alkolsüz olduğunu, araçta bulunan yolcuların sayısının yolcu haddinin aşıldığı gerekçe gösterip davalının müvekkilinin aracında meydana gelen hasarı ödemediğini, araçta bulunan 10 kişiden 6’sının çocuk olduğunu, aracın taşıma kapasitesinin aşılması durumunun farazi olduğunu araç hakimiyetinin kaybedilmesine başlı başına neden olamayacağını, müvekkilinin asli kusurlu olmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin kazadan sonra İstanbul’a dönebilmek için minibüs kiraladığını, iki parça halinde 1.180,00 TL ödediğini, ayrıca aracın hasar bedeli olarak 11.500,53 TL ve 840,05 TL müvekkili tarafından ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 13.520,58 TL tazminatın rizikonun gerçekleşme tarihi olan 03.08.2013 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalı sigortacıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa ait … plaka nolu aracın müvekkili şirket nezdinde kasko sigortalı olduğunu, kazadan sonra tutulan tutanakta sigortalı aracın istiap haddinden fazla yük ve yolcu taşıması sırasında dava konusu kazanın meydana geldiğinin kayıt altına alındığını, bu nedenle de meydana gelen hasarın poliçe kapsamında değerlendirilemeyeceğini, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kabulü ile; toplam 14.550,00 TL alacağın (13.520,58 TL’sine temerrüt tarihi olan 27/09/2013 tarihinden itibaren, 1.029,42 TL’sine ıslah tarihi olan 11/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek) avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu hasarın teminat dışı olduğunu, yolcu taşıma kapasitesi 6 kişi ile sınırlı olan kamyonette 10 yolcunun bulunması sonucu şoförün rahat hareket edemeyerek direksiyon hakimiyetini kaybetmesine neden olacağını, yerel mahkemenin davacı tarafından dava dilekçesinde talep edilen ve faturaya dayanan 12.340,58 TL giderilen hasar için müvekkil şirketin 14.550,00 TL ödemesi yönünde adaletsiz hüküm tesis ettiğini, davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olunduğu, kısmı olarak açılan davada ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı itirazının değerlendirilmediğini belirterek verilen kararın kaldırılmasını talep etmektedir.Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Açılan dava ile davacı maddi tazminat talebi olarak 11.500,53 TL ve 840,05 TL hasar bedeli, 1.180,00 TL taşıma ücreti bedeli olarak toplam 13.520,58 TL’nin tahsilini istemiş, yargılama sırasında 11/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen zarar miktarı doğrultusunda talebini 1.029,42 TL artırarak 14.550,00 TL ye yükseltmiştir. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.10 maddesindeki “Taşıtın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşınması sırasında meydana gelen zararların teminat dışında olduğuna” ilişkin istisna hükmünün uygulanabilmesi için riziko ile istiap haddinden fazla yük ve yolcu taşıma arasında uygun illiyet bağının bulunması ve kazanın sırf bu nedenle meydana gelmesi gerekmektedir.Elde ki dava da Mahkemece alınan 06/05/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; sürücü … 6 kişilik kamyonete 10 kişi alıp istiap halini aşmış halde, bu durum dikkate alınmadan, oldukça hızlı seyrettiği, sürücünün meskun mahalde hız kuralını, yaya geçitlerine yaklaşma kuralını, doğrultu değiştirme kuralını ve istiap haddine aşmama kuralını ihlal etmesi, dalgın, dikkatsiz ve tedbirsiz davranması nedeniyle olayda tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, aynı raporun devamında tazminatın poliçe kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş, hasar yönünden 27/08/2013 tarihli eksper raporu dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Bu durumda dosya kapsamı ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davaya konu kazanın sırf araca fazla yolcu alınması nedeni gerçekleşmediği, sigortalı araç sürücüsünün trafik kazasının gerçekleşmesine neden olan başka kural ihlalleri de bulunduğu anlaşıldığına göre davacının aracında oluşan hasarın poliçe kapsamında değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu bende ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Ancak İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının delil olarak sunduğu 3 ayrı fatura esas alınarak değiştiği belirtilen parçaların kaza ile uyumlu olup olmadığı (kaza ile illiyet bağı bulunup bulunmadığı) faturalarda yazılı parça ve işçilik bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığı konularında denetlenmekle yapacak şekilde değerlendirme içeren bilirkişi raporu aldırılarak ve dava dilekçesindeki talep ile bağlı olunarak karar verilmesi gerekirken ekspertiz raporuna göre değerlendirilme yapılan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.Kabule göre de davacı tarafından 11/06/2016 tarihli 1.029,42 TL bedelli ıslahının sadece hasar bedeli üzerinden yapıldığı, davacının dava dilekçesi ile 11.500,53 TL ve 840,05 TL olmak üzere toplam 12.340,58 TL hasar tazminatı talep ettiği, bu doğrultuda ıslah ile toplam hasar talebinin 13.370,00 TL olmasına rağmen mahkemece hasar tazminatı yönünden talepten fazlasına karar verilmesi, dava dilekçesi ile talep edilen 1.180,00 TL araç kiralama bedeli hakkında karar verilmemiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda esas ve karar numarası belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/10/2019