Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1854 E. 2019/3622 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1854
KARAR NO : 2019/3622
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/04/2017
NUMARASI : 2014/38 Esas – 2017/306 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.04.2012 tarihinde … idaresindeki … plakalı aracın sürücüsünün kusuru ile direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sol tarafında bulunan fabrika duvarına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sebebiyle araçta yolcu olarak bulunan müvekkili … basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek şekilde yaralandığını, Antakya Devlet Hastanesi’nde, Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde gördüğü tedaviye rağmen iyileşemeyerek kazadan dolayı sürekli sakat kaldığını, dava konusu kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde geçerli bir Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin bulunmadığını, davalı Güvence Hesabı Müdürlüğüne 10.09.2012 tarihinde yapılan müracaat üzerine açılan hasar dosyasından yaptırılan aktüer hesabına istinaden müvekkilinin mezkur sakatlığı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 8.607,00 TL iş göremezlik tazminatının taraflarına ödendiğini, dava konusu kaza nedeniyle tamamen iyileşemeyerek daimi surette malül (sakat) kaldığını, müvekkili … dava konusu trafik kazasından önce inşaatlarda kalıpçı ustası olarak çalıştığını daimi sakat kalmış olması nedeni ile bakiye ömrü boyunca artık eskisi gibi ihtiyaçlarını karşılayamayacak ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağından, davalı tarafından yapılan kısmi ödemenin müvekkilinin maruz kaldığı gerçek zararını tazmin etmekten cok uzak olduğunu belirterek, davadan önce davalı tarafından yapılan kısmi ödeme düşüldükten sonra (bakiye azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere) 10.000 TL tazminatın başvuru tarihinin (10.09.2012) 8 iş günü bitimi olan 21.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili talebini 13.068,20 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının sigorta şirketi olmadığını, davanın kazaya sebebiyet verdiği açıklanan araç sürücüsüne ihbarını talep ettiklerini, davacının trafik kazası ile ilgili olarak herhangi birinden şikayetçi veya davacı olmadığından davanın reddinin gerektiğinden bahisle dava dilekçesindeki eksiklikler yüzünden itirazlarının kabulüne, davanın kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen araç işleteni ve sürücüsüne ihbarına, esas bakımından haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Asıl ve ıslah ile açılan davanın kabulüne, 23.068,20 TL’nin temerrüt tarihi olan 21/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur incelemesi yapılması konusundaki itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının ehliyetsiz kişinin aracına binmiş olması nedeniyle müterafik kusurunun gözetilmediğini, olayda hatır taşımasının varlığının gözetilmediğini, dava dilekçesinde 10.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep edilmiş olmasına rağmen taleple bağlılık ilkesinin hiçe sayılarak geçici iş göremezlik tazminatına da hükmedilmiş olmasının bozma sebebi olduğunu, hesap raporuna karşı yapılan itirazların mahkemece dikkate alınmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 16/04/2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında dava dışı … idaresindeki araçta yolcu olan davacının yaralandığı davacı ile sürücü … arkadaş oldukları ve olay günü gezme amaçlı sürücü … aracında yolcu olarak bulunurken kazanın meydana geldiği ve kaza tespit tutanağına göre de sürücünün ehliyetsiz olduğu anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi yargılama aşamasında, davacının hatır için taşındığı ve sürücünün ehliyetsiz olması nedeniyle zararın artmasına neden olduğu savunmasında bulunmuşsa da bu konuda taraf delilleri toplanmamıştr. Bu durumda, mahkemece davacının TBK’nın 52.maddesine göre zararın doğumu ya da artması bakımından müterafik kusurlu olup olmadığı ve hatır için taşınıp taşınmadığı savunması üzerinde durulmadan ve irdelenmeden karar verilmesi doğru olmamış davalı vekilinin istinafının bu konularda kabulü gerekmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, geçici maluliyetle ilgili bir talebi olmamıştır. Aktüer bilirkişi raporunda geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış ve ıslahta buna göre yapılmıştır. Mahkemece de sürekli ve geçici maluliyete göre yapılan aktüer raporundaki tazminata hükmedilmiştir. Oysa dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine HMK’nın 26.maddesi gereği hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez. Dolayısıyla, geçici maluliyet bakımından usulünce açılan bir dava bulunmadığı gözden kaçırılarak geçici ve kalıcı maluliyete ilişkin tazminat hesabı esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece bilirkişinin sürekli maluliyete ilişkin tazminat hesabı esas alınarak hüküm kurulması, ıslah dilekçesi ile talep edilen geçici maluliyet tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının da yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı vekilinin olayda kusur incelemesi yaptırılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde davacının tek taraflı kaza yapan araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından alınmakla kusurun tespiti yolcu olan davacı için sonuca etkili olmadığından talebi yerinde değildir. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına yukarıda açıklandığı şekilde ararştırma ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekili istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,3-Davalı vekili tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı Güvence Hesabı Müdürlüğü tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş. Gayrettepe İstanbul Şubesinin 21/07/2017 tarih ve … numaralı 47.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı Güvence Hesabı Müdürlüğü’ne iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/10/2019.