Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1833 E. 2019/3597 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1833
KARAR NO : 2019/3597
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/05/2017
NUMARASI : 2014/460 Esas 2017/678 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin 08.05.2012 tarihinde yaya olarak evine gitmekte iken davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı … San. A.Ş.’ne ait aracın yan kısmı ile çarparak müvekkilinin sol ayak bileğini sıyırarak yaralanmasına sebep olduğunu, kaza sonucu müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, tedavi ve ilaç gideri için 500,00 TL masraf yaptığını, ayrıca müvekkilinin torununun tüm bakım ve ihtiyaçlarını karşıladığı için dava konusu kaza nedeniyle torununa bakamayacak duruma geldiği için bakıcı tutmak zorunda kaldığını ve bakıcıya 6 ay boyunca aylık 600,00 TL’den 3.600,00 TL bakım ücreti ödediğini, yine müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle büyük elem ve ızdırap duyarak zor ve ağrılı bir tedavi süreci geçirdiğini, müvekkilinin yaşadığı psikolojik sıkıntılardan kurtulmasının mümkün olmadığını ifadeyle; toplamda 4.100,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olarak davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacı vekili davaya konu ettiği kaza sonrasında meydana gelen yaralanmayla ilgili olarak tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinde bulunduğunu, bunun müvekkilinin sigorta şirketinin sorumluluğunda olmadığını, davacının manevi tazminat taleplerinin müvekkiline yöneltmesinde hiçbir yasal isabet bulunmadığını ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin olay yerinde son derece düşük bir hızda ilerlemekteyken davalının zarar gördüğünü fark edip, aracından inip baktığında kullandığı aracın sağ arka tekerleğinin davalının ayağını sıyırarak geçtiğini göndüğünü, aracın tekerleğinin davalının ayağının üzerinden geçmesinin, tali yolda son derece yavaşça ilerleyen araçlar düşünüldüğünde, davalının dikkatsizliği sonucunda ve müvekkilinin aracının geçişini tamamladıktan sonra meydana geldiğinin göstergesi olduğunu, yaşanan olayda müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin yokluğunda tutulan kaza tespit tutanağındaki değerlendirmeleri de kabul etmediklerini, ayrıca davacının torununa bakmakla yükümlü olup olmadığının incelenmesi gerektiğini zira davacının torununun ebeveynlerinin hayatta olması halinde torununa öncelikle bakmakla yükümlü olanın ebeveynlerinin olduğunu, bu halde de bu talepte bulunmasının mümkün olmayacağını, davalı tarafın manevi tazminatın miktarının çok yüksek olduğunu ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…. rent a car” markası altında uzun süreli araç filo kiralama işi yaptığını, davaya konu … plaka sayılı aracı 11.01.2012 başlangıç tarihli, uzun süreli araç kira sözleşmesi ile ….A.Ş.’ye 36 ay süreyle kiralanıp, teslim edildiğini, kazaya karışan aracın söz konusu şirketin kullanımına bırakıldığını, bu nedenle kiracı şirket sorumlu olduğundan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunan davalı SGK vekili cevap dilekçesinde; davacının şahıs ödemesi olarak müvekkili kuruma başvuruda bulunmadığını, Mudanya Devlet Hastanesi tarafından trafik kazası provizyonu alınmadığını, sonrasında sağlık giderlerinin kurumlarınca ödendiğini , müvekkilinin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunan … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde; dava konusu aracın müvekkilince kiralandığını, manevi zararın tazmin edilmesi için hukuka aykırı bir fiilinin zarar doğurmuş olması gerektiğini, maddi tazminatın dayanaktan yoksun olup, müvekkili açısından da kabul edilmediğini, maddi ve manevi tazminattan müvekkilinin sorumlu tutulmaması gerektiğini ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat istemi yönünden, davalılar …., …ve SGK hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile; 3.075,00 TL tazminatın tamamından davalı …., 2.700,00 TL kısmından davalı … A.Ş. ve 375,00 TL kısmından davalı SGK sorumlu olmak üzere, 07.09.2012 dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine, Manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile; 6.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den 07.09.2012 dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine, Davalı … San.ve Tic.Ltd.Şti. Hakkında açılan davanın Husumet nedeniyle reddine, “karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili ile SGK vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı…. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı müvekkilin dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, yerel mahkeme tarafından yeterince irdelenmeden hüküm tesis edildiğini, dava konusu olayın meydana geldiği yerin rampa niteliğinde kabul edilecek dik bir yol olduğunu ve burada müvekkilinin ara yola girdiğinden hızının yüksek olması düşünülemeyeceğini, bilirkişinin müvekkilinin KTK’nın 52/b maddesi uyarınca hızını trafik durumuna göre ayarlamadığı yönündeki tespitlerinin kabul edilerek hükme esas alınmasının yerinde olmadığını, davacının bakıcı ücreti ile tedavi ve ilaç gideri taleplerini herhangi bir belge ile ispat edemediğini, hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, cismani zarar nedeniyle manevi tazminatın söz konusu olabilmesi için, cismani zararın hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkması ve illiyet bağının gerçekleşmesi gerektiğini, davanın bir zenginleşme aracı olarak görülmesi ve fahiş manevi tazminat isteminde bulunulması iyi niyetten uzak bir tutum olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. SGK vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin ihbar olunan olarak davada taraf sıfatına haizken gerekçede 375,00 TL’den faiziyle sorumlu kılınması yönünde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bakıcı ücreti olarak talep edilen bedel ile ilgili herhangi bir belge ibraz edilemediğini, sadece tanık ifadesine dayalı olarak makul-olağan vb. değerlendirmeler baz alındığı ifade edilerek rapor tanzim edildiğini ve bu raporun hükme esas alındığını, davacı adına hiçbir SGK kaydı da sunulamadığını, somut olarak ödendiği dahi kanıtlanamayan bakıcı ücreti konusundaki taleplerin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, manevi tazminatın red edilen kısım yönünden müvekkili kuruma da red vekalet ücreti takdir edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava; 08.05.2012 tarihinde sürücü davalı … idaresindeki … plaka nolu aracın davacıya çarparak yaralanmasına sebep olması şeklinde oluşan trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine yöneliktir.HMK’nın 341/2. fıkrasına göre miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4. fıkrasına göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında;” HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2017 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.110,00 TL olacaktır. Mahkemece maddi tazminata ilişkin talep açısından, davalı … yönünden 2.700,00 TL üzerinden kabulüne karar veriliğinden karar kesindir.Türk Hukuk Sisteminde hüküm sadece davada taraf olanlara yönelik olarak verilebilir. Bu kural uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen taraf, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi mecburi dava arkadaşlığı dışında ıslah yolu ile dahi taraf değiştirilemez. İhbar olunan kimse 6100 s. HMK`nın 64. ve 69. maddeleri uyarınca davada davalı sıfatını kazanamayacağı gibi bu kişi aleyhine hüküm de kurulamaz. Taraf sıfatı kamu düzenine ilişkin olup usulüne uygun olarak hakkında açılmış bir dava bulunmadığına göre SGK hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır.Dosyada bulunan 15.06.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi kusur raporuna göre olay yeri, oluş ve mevcut verilere göre yapılan değerlendirme ile sürücü …’ in % 75 oranında kusurlu bulunduğu, yaya … % 25 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda Mahkemece aldırılan kusur raporunun olayın oluşuna uygun düştüğü, gerekçeli ve yeterli olduğu nazara alındığında davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Hükme esas alınan maluliyete ilişkin 14.07.2014 tarihli ATK raporunda; yaralanmanın kişinin yaşamını tehlikeye sokmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi ve birden fazla skorlama yapılarak kişide tariflenen kırıkların müştereken hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkileyecek nitelikte olduğu kanaati açıklanmış ise de maluliyet oranı ve iyileşme süresi açıklanmamıştır. Rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir.Mahkemece; davacı … yaralanmasının mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise geçici ya da kalıcı mı olduğu, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı ve iyileşme süresi konusunda ATK ‘dan yada üniversitelerin adli tıp ana bilim dalı başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre bilirkişi rapor alınması ile tarafların mali ve sosyal durumları ile birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca reddi, manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusu ile SGK vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b. maddesi uyarınca reddi, manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusu ile SGK vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/10/2019