Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1803 E. 2019/3472 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1803
KARAR NO : 2019/3472
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 02/05/2017
NUMARASI : 2016/328 Esas – 2017/409 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 03/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 08.03.2016 tarihinde müteveffa … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motorsiklet ile … Mahallesi … Caddesi üzerinde trafik kazası meydana geldiğini, müteveffa … söz konusu kaza sonucu hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin 3. kişi olduğunu, davalı … şirketinin kazada kusur oranlarına bakılmaksızın destekten yoksun kalma tazminatının tamamından sorumlu olacağını belirterek her bir davacı için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren ticari faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacılar vekili, 23.01.2017 harç ve tanzim tarihli ıslah dilekçesi ile talebini, davacı … açısından 55.936,37 TL’sına ve davacı … açısından 139.840,92 TL’sına çıkarmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil …A.Ş. nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde sorumluluğu olduğunu, zorunlu trafik sigortasının sorumluluk sigortası olduğunu, bu nedenle sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasının amaçlandığını, söz konusu kazanın 08.03.2016 tarihinde meydana geldiğinden davacıların taleplerinin yeni genel şartlar gereği teminat kapsamı dışında bırakıldığını, kazanın tamamen müteveffanın kusuru sebebiyle meydana geldiğini, müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; davacı … yönünden 55.936,37 TL, davacı … yönünden 139.840,92 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, davacıların taleplerinin teminat dışı olduğunu, kaza müteveffanın tek taraflı olarak tamamen kendi kusuru sebebiyle meydana geldiğinden müvekkili şirketin gerek TBK gerekse trafik sigortası genel şartları gereğince herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacıların murisinin kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olması nedeniyle sürücünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarından trafik sigortacısının sorumluluğunun bulunmadığını, sigorta hukuku konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınması gerekirken yerel mahkeme tarafından eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat tutarlarının fahiş olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, tek taraflı ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dava, 08.03.2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı davacıların oğlu olan sürücü … ölümüyle sonuçlanan tek taraflı trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat isteğine yöneliktir.Müteveffanın kullandığı … plaka nolu motosiklet, 19.02.2016-19.02.2017 tarihleri arasındaki dönem için davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalanmıştır.Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca, aynı Kanun’un 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir.Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır.Somut olayda, poliçenin ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra 19.02.2016 günü tanzim edilmiş olduğu, kazanın ise 08.03.2016 tarihinde gerçekleştiği görülmektedir.Başvuru ile başvuru sahiplerinin desteği sürücü … sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında tam kusurlu olarak tek taraflı kazaya sebebiyet verip ölmesi sonucu başvuru sahipleri destekten yoksun kaldığı iddiası ile murisin kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı şirketten destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Yine genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir.Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir.Açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın REDDİNE, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan ( 29,20 TL peşin + 604,00 TL ıslah olmak üzere toplam) 633,20 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 588,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesince davacılara iadesine, 3-Reddedilen tutarlar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca yapılan hesaplamaya göre davacı …’dan 6.503,00 TL, davacı …’dan 13.937,00 TL vekalet ücretinin alınarak davalıya verilmesine,4-Davalı tarafından yapılan 166,00 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 6-Yargılama sırasında davacı ve davalı tarafça yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan gider ile karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderin mahsubu ile kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 29,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar … yönünden HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin, davacı … yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/10/2019
.