Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1755 E. 2019/3688 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1755
KARAR NO : 2019/3688
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/07/2017
NUMARASI : 2017/3152 D.İş Esas – 2017/3152 D.İş Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili … vaki kaza nedeniyle %64 oranında malul kaldığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğunu, müvekkilinin uğramış olduğu güç kaybı için zararın kapsamı belli olduktan sonra artırılmak üzere maddi tazminat talep etmiş: 27/02/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 82.772,63 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçenin limitinin ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının dikkate alınması gerektiğini, tazminat tutarı üzerinden hatır taşıması indirim yapılması gerektiğini haksız ve dayanaksız bulunan davanın karar verilmesi gerektiğini iddia etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kısmen kabulüne, 69.060,52 TL tazminatın 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, aleyhinde başvuru yapılmış olan davalıdan alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, başvurunun kısmen kabulüne, 69.060,52 TL tazminatın 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, aleyhinde başvuru yapılmış olan … A.Ş’den alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan maluliyete ilişkin raporun Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden veya Üniversite Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınması gerektiğini, ceza dosyasında ve Emniyet tutanaklarında uzlaşma söz konusu olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Başvuru dilekçesinde 06/06/2011 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu kaza tarihi itibariyle davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı sürücü… sevk ve idaresindeki … plakalı araçtan davacının hareket halindeyken indiği sırada aynı yönde gelen ve plakası tespit edilemeyen başka bir aracın davacıya çarpması sonucu oluşan kazada davacının yaralandığı iddia edilerek güç kaybı tazminatı talep edilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kusur ve maluliyet konusunda davacı tarafın yukarıda sözü edilen başvuru dilekçesine eklediği adli tıp raporlarına göre, tazminat konusunda rapor aldırarak ve belgelenmediğindan davacının asgari ücrete göre, PMF 1931 Yaşam Tablosu dikkate alınarak hesaplanan 82.872,63 TL tazminattan 1/6 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak başvurunun kısmen kabulüne karar vermiştir. Dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu 26/09/2016 tarihli maluliyet raporu, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmiş ve davacının %64 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta maluliyet raporu, kaza tarihi 06/06/2011 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde değildir. Aynı kaza nedeni ile Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2155 Esas sayılı dava dosyasında davacı, davalı Güvence Hesabı aleyhine plakası tespit edilemeyen aracın sorumluluğundan dolayı tazminat davası açmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak bu kararın istinaf edilmesi üzerine Gaziantep BAM 17. Hukuk Dairesinin 2017/790 Esas ve 2018/1039 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2155 Esas sayılı dava dosyası kapsamında Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda sürücü … %25 oranında, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %25 oranında ve yolcu …’ın %15 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Dairemizce Adana Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak soruşturma dosyasının bir örneği istenmiştir. Soruşturma dosyası kapsamından davacının ifadesinde sigortalı … plakalı araç hareket halindeyken inmesi nedeni ile kazanın gerçekleştiği ve yaralandığını beyan ettiği, dava dışı … plakalı araç sürücüsünün de aynı yönde ifade verdiği anlaşılmıştır. Davacı, ifadesinde davacı ve şikayetçi olmadığını ve uzlaşmak istediğini bildirmiş ise de dosya kapsamında uzlaşma tutanağı bulunmadığı görülmüştür. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73/7. maddesi gereğince, davacının suça ilişkin şikayetten vazgeçme beyanında, şahsi haklarından da vazgeçtiğini açıkça ifade etmediği gözetildiğinde, şikayetten vazgeçme beyanı eldeki tazminat talebine engel değildir. Taraflar arasında açıkça uzlaşma sağlandığına dair soruşturma dosyası ve eldeki dosyada belge bulunmadığından bu yöne değinen istinaf itirazının da reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/10/2019