Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1734 E. 2019/3405 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1734
KARAR NO : 2019/3405
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI : 2015/746 Esas – 2017/496 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/09/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/03/2009 tarihinde müvekkillerinin müşterek çocuğu … yocu olarak bulunduğu … plakalı araçla … plakalı aracın çarpışması neticesinde vefat ettiğini, … plakalı aracın sigortacısı olan davalı … şirketine yapılan başvuru neticesinde müvekkillerine 15.878,67 TL ödeme yapıldığını ancak ödemenin gerçek tazminat miktarından çok düşük olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kaydıyla müvekkili … için 300,00 TL, müvekkili … için 300,00 TL olmak üzere toplam 600,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ilk başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, … plakalı aracın müvekkili nezdinde kaza tarihini kapsayan bir trafik sigorta poliçesi bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin müşterek çocuğunun 07/03/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda vefat etmesi sonucu müvekkillerinin davalı … şirketine destekten yoksun kalma tazminatı başvurusunda bulunduğu, davalı … tarafından 15.878,67 TL ödeme yapıldığı, müvekkillerine yapılan ödeme sonucunda ibraname verilmediği gibi taraflar arasında herhangi bir anlaşma veya uzlaşma da sağlanmadığı, davalı şirket tarafından da dava dosyasına, ibraname, anlaşma, uzlaşma veya sulh sözleşmesi de sunulmadığı yalnızca husumetin kendisine yöneltilemeyeceği savunmasında bulunduğunu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, KTK’nın 111/2.maddesinin tazminat sorumluluğuna ilişkin anlaşmaların olması halinde bu anlaşmaların iptaline ilişkin başvuru süresini hüküm altına aldığını, müvekkilleri ile davalı şirket arasında herhangi bir uzlaşma sağlanmadığından iş bu hükme dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 07/03/2009 tarihinde davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile … plakalı araçla … plakalı aracın çarpışması sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların müşterek çocuğu olan … ettiği davacılardan müteveffanın anne ve babası oldukları, açmış oldukları dava ile destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri, … plakalı araç için kaza tarihi kapsar şekilde davalı şirket nezdinde düzenlenmiş ZMSS poliçesinin dosya içerisinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili, davadan önce davalı tarafından davacılara ödenen 15.878,67 TL’nin gerçek zararın altında olduğu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş, davalı vekili ise davadan önce yapılan ödemelerin yeterli olduğu ve müvekkilinin ibra edildiğini, ibraname tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra dava açıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler.Somut uyuşmazlıkta davacıların müşterek çocuğu olan müteveffanın 07/03/2019 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda vefatı üzerine davalı … şirketine yapılan başvuru sonucu 15.878,67 TL ödeme yapıldığına ilişkin belge dosyada mevcuttur. Ancak bu ödeme nedeniyle taraflar arasında herhangi bir anlaşma veya uzlaşma sağlandığına (davalının ibra edildiğine) ilişkin belge dosyaya sunulmamıştır. Esasen davalı vekili de müvekkilinin ibra edildiği savunsa bile böyle bir belge düzenlendiğini ispat edememiştir. Bu durumda dosya kapsamında 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca düzenlenmiş, davacının imzasını taşıyan bir belge bulunmadığı ve davalı tarafından da ibraz edilmediği halde, İlk Derece Mahkemesince uygulanma koşulları oluşmayan 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkatealınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/09/2019