Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1710 E. 2019/880 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1710
KARAR NO : 2019/880
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/05/2017
NUMARASI : 2015/216 Esas 2017/363 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 31/05/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 17/03/2011 tarihinde müvekkili şirkete sigortalı, davalıya ait ve dava dışı … sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın emniyet şeridinde … plakalı aracın yanında bulunan …. isimli şahıslara çarparak olay yerini terk ettiğini, ceza dosyasında müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğuna karar verildiğini, …. isimli şahısların vefatı nedeniyle müvekkili tarafından … için 331.385,14 TL, … için 281.068,01 TL ödeme yapıldığını, kaza sonrasında olay yerini terk eden sigortalı araçtaki sürücünün KTK’nın m.81/b-c-d bentlerinin ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ihlal edildiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili tarafından hak sahiplerine ödenen tazminatların ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş ve dava tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Haksız eyleme dayalı davanın, yetkili ve görevli Gaziosmanpaşa asliye hukuk mahkemelerinde yürütülmesi gerektiğinden yetki ve görev yönünden reddi gerektiğini, davaya konu trafik kazası sırasında vefat eden … ve … gerekli tedbirleri almadan, herhangi bir uyarı işareti ve reflektör kullanılmadan emniyet şeridinde durarak lastiklerini değiştirmeye çalıştıkları sırada kazanın meydana geldiğini, dolayısıyla davalı şirkete ait aracı kullanan sürücünün bir kusurunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın müvekkiline ait olduğunu, ancak işletenin dava dışı sürücü … olduğunu, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının gerçekle bağdaşmayacak derecede çok fazla olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk Derece Mahkemesince; Olayın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Sigortalı aracın sürücüsü olan … destek alacaklılarının açtıkları davalarda ve bu kişi hakkında ceza mahkemesinde görülen davada olay nedeniyle tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise %75 oranında kusurlu bulunduğunu, hükme esas alınan bu raporun dosya içeriğine uygun olmadığını, sürücünün olaydan sonra olay yerini terk ederek trafik tutanağı düzenlenmesi için gerekli bilgilerin alınmasını engellediğini, bu kapsamda kişinin alkollü olup olmadığının tespit edilemediğini ve olay tarihinde geçerli genel şartlara aykırı davrandığını, belirtilen nedenlerle müvekkili davacının işleten sıfatındaki davalıya rücu koşullarının oluştuğunu ifade ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep etmiştir.Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın, ZMSS Genel Şartları ve poliçe gereği davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Olay yeri tespit tutanakları ile ceza dosyası içeriğine göre, dava dışı sürücü Hayrullah, olaydan sonra kaza yerini terk etmiştir. Yine dosya içeriğinden bu kişinin olaydan bir hafta sonra beyanının alındığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla “olay sırasında” kişinin alkollü olup olmadığı veya alkollü ise ne derecede alkollü olduğu tespit edilememiştir. Ceza mahkemesince bu sürücü hakkında alkollü araç kullanarak birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verdiği ve bilinçli taksirle suçun işlendiği kabul edilip hüküm kurulmuş ancak, Yargıtayca “sanığın olay sırasında alkollü olduğu ispat edilemediğinden bilinçli taksir nedeniyle cezasından artırım yapılması yasaya aykırı görülerek” hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak, dava dışı sürücü sanık hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.Mahkemece, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda içerisinde nöroloji uzmanı bilirkişinin de bulunduğu heyetten rapor alınmış, olayın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşmediği yönünde görüş bildirilmiş, buna göre davanın reddine karar verilmiştir. Bu açıklamalara göre; araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi başlı başına teminat dışı hallerden olmayıp olayın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiği de davacı tarafça ispat edilemediğinden, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun görülerek davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2- Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/05/2019