Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1685 E. 2019/1169 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 05/07/2017
NUMARASI : 2017/3004 D.İş Esas – 2017/3004 D.İş Karar
DAVA : Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle, 04/04/2013 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halindeyken, önüne çıkan diğer sürücü …’ın kullandığı … plakalı araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada,… plakalı araçta yolcu olarak bulunan …ı’nın yaralandığını, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün tali kusurlu, … plakalı araç sürücüsünün ise asli kusurlu olduğunu,…nın yaralanmasının 13/06/2016 tarihli rapora göre %20 oranında meslekte kazanma gücü kaybı niteliğinde olduğunu, maluliyeti nedeniyle maddi zarara uğradığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla bilirkişi raporuyla belirlenecek maddi tazminat tutarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, davacı tarafça daha önceden iki kez Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğunu, bu başvurular sonucunda el çekme kararı verildiğini, davacının üçüncü kez %20’lik maluliyet oranını gösterir rapora dayanarak başvuruda bulunduğunu, bu kararların kesin hüküm teşkil ettiğini, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulü ile 46.195,34 TL tazminatın 14/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile …’ya velayeten … ve …’ya ödenmesine karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafça daha önce Sigorta Tahkim Komisyonuna iki kez başvurulduğunu, hukuki imkansızlık nedeniyle dosyadan el çekilmesine karar verildiğini, davacının iş bu dosyada üçüncü kez başvuru yaptığını, ortada kesin hüküm olduğunu, bu başvurudan sonra davacı tarafça Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/44 Esas sayılı dosyasında aynı rapora dayanılarak bu kez adli yargıda davanın ikame edildiğini, hem kesin hüküm hem de derdestlik nedeniyle başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini, maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden alınması, vekalet ücretinin A.A.Ü.T’ye göre belirlenen miktarın 1/5 oranında olması gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 04/04/2013 tarihinde, …’nın içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacıların çocukları …ı’nın yaralandığı ve kalıcı maluliyetinin meydana geldiği, bu maluliyet nedeniyle tazminat talebi ile başvurunun yapıldığı ve başvurunun kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.Aynı kaza nedeniyle davacı tarafça daha önce iki kez Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulmuş ve maluliyet raporunun alınması ve tahkim yargılamasının 4 aylık sürede sonuçlandırılmasının mümkün görülmemesi nedeniyle dosyadan el çekilmesine karar verilmiştir. Davacı taraf maluliyet raporunu aldıktan sonra istinafa konu iş bu üçüncü başvuruyu yapmıştır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda dosyadan el çekilmesi halinde tekrar başvuru yapılmasına engel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca önceki başvurular hakkında hukuki imkansızlık nedeniyle “dosyadan el çekilmesine” karar verildiğinden bu kararlar, kesin hüküm oluşturmayacaktır.Davacı tarafça istinafa konu edilen iş bu başvuru 28/11/2016 tarihinde yapılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, bu başvurudan sonra davacılar tarafından 26/01/2017 tarihinde , davalılar..Sigorta A.Ş, .. Hayv.Tur. Mad. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … aleyhine maddi ve manevi tazminat davasının açıldığı ve Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/44 Esas sayılı dosyasında davanın devam ettiği anlaşılmıştır. Davacı taraf her ne kadar derdestlik itirazında bulunmuş ise de, derdestlik HMK’nın 114/1-ı maddesine göre, “aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” şeklinde tarif edilen dava şartı olduğundan ancak sonradan açılan davada değerlendirilmesi mümkün olabilecektir. Bir başka deyişle, istinafa konu edilen başvuru, Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/44 Esas sayılı davasından önce yapıldığı için bu dosyada derdestlik durumunun olup olmadığının değerlendirilmesi mümkün değildir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ila 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Somut uyuşmazlıkta kazanın 04/04/2013 tarihinde gerçekleştiği dikkate alındığında, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne göre düzenlenen maluliyet raporunun karara dayanak yapılmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında davacı lehine, başvuru ile kabul edilen tazminat miktarı üzerinden A.A.Ü.T’ye göre belirlenen tam vekalet ücreti verilmiştir. Davalı tarafça Uyuşmazlık Hakem Heyetinin kararına itiraz edilirken vekalet ücretine yönelik herhangi bir itiraz yapılmamıştır. Bu durumda, davacı lehine usulü kazanılmış hak doğmuştur. Dolayısıyla, İtiraz Hakem Heyetince, A.A.Ü.T’ye göre belirlenen tam vekalet ücreti verilmesi de usul ve yasaya uygundur. Yukarıdaki açıklamalar ve tespitler dikkate alındığından, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan ve davalı tarafın istinaf başvurusundaki iddia ve itirazların yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/07/2019