Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1683 E. 2019/947 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 29/03/2017
NUMARASI : 2017/1353 D.İş Esas – 2017/1353 D.İş Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Terör Eyleminden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 02/12/2015 tarihinde, davalı nezdinde zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı ve … sevk ve idaresindeki …plakalı servis aracının seyri esnasında yol kenarında bulunan çöp konteynırın içerisine yerleştirilen patlayıcı maddenin infilak ettirilmesi sonucu müvekkilinin sürekli olarak malul kaldığını iddia ederek, manevi tazminat ve munzam zarar talebine ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 40.500,00 TL sürekli iş göremezlik (maluliyet), 500,00 TL geçici iş göremezlik (maluliyet), 500,00 TL sürekli bakıcı gideri ve 500,00 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplamda 42.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aracın müvekkili nezdinde zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı olduğunu, olayın terör eylemi sırasında meydana gelmesi nedeniyle tazminat talebinin teminat dışında olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun reddine karar vermiş, bu karara başvuru sahibinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, itirazının reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tehlike sorumluluğunun oluşması için zarar ve illiyet bağının yeterli olduğunu, zarar verenin kusurunun aranamayacağını, sigorta kapsamına alınan araca ilişkin özellikler dikkate alındığında, meydana gelen zararların tehlike sorumluluğu esasına göre teminat kapsamında olduğunu, somut olayın ve tehlike sorununun esas alındığı bu tür davaların niteliği irdelendiğinde, sigortalayanın sigortalı aracın karşılaşması muhtemel tehlikeleri göz önünde bulundurulması gerektiğini, somut olay açısından değerlendirme yapıldığında sigrotalı aracın ne amaçla kullanıldığı, terör bölgesinde faaliyet gösterdiği bölge ve arazi şartları ve karşılaşabileceği tehlikelerin göz önünde bulundurabileceğinin şart olduğu, sigorta yapanın, aracın olağanüstü hal şartlarının hakim olduğu ve terör olaylarının sıklıkla yaşandığı bir bölgede faaliyette bulunduğunu gözeterek, bu tür meydana gelen olay ve zararlardan tehlike sorumluluğu esasına göre sorumlu olduğunun kabulünün gerektiğini, kararın bu nedenle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, terör eyleminden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 02/12/2015 tarihinde, davalı nezdinde zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı ve davacının sevk ve idaresindeki servis aracının çöp konteynırının yanından geçerken çöp konteynırının terör eylemi nedeniyle patlatılması neticesinde davacının yaralandığı ve davacının bu yaralanma nedeniyle tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. KTK’nın 86.maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere terör eylemi neticesinde oluşan zarardan sigortalı araç işleteni sorumlu olmadığından, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı olan davalı Sigorta Şirketi de sorumlu değildir. Netice itibariyle Uyuşmazlık Hakem Heyeti ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından başvurunun reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Ancak, başvurunun reddine gerekçe olarak, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası genel şartlarının gösterilmesi doğru olmamıştır.Bu bağlamda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, gerekçenin düzeltilmesi amacıyla kararın kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, gerekçenin düzeltilmesi amacıyla Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre;
1-Davanın reddine,
2-6728 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17.maddesi gereğince başvuru dilekçesindeki miktar dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen vekalet ücretinin 1/5’i olan 994,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
B-İSTİNAF TALEBİ BAKIMINDAN :
1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 154,30 TL istinaf başvuru harcı ile 47,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/06/2019