Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1674 E. 2018/1858 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1674
KARAR NO : 2018/1858
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/05/2017
NUMARASI : 2016/567 Esas – 2017/341 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/12/2018
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2017 tarih, 2016/567 Esas ve 2017/341 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ZMMS ile sigortalı … idaresindeki … plakalı aracın 08/10/2009 tarihinde davacıya çarparak maluliyetine sebep olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 250,00 TL tedavi gideri, 500,00 TL kalıcı maluliyet, 250.00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere 1.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, öncelikle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kabul edilmediği takdirde sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe teminat miktarı ile gerçek zarar üzerinden söz konusu olacağını, davacının talep ettiği tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının davasının HMK 114/2. maddesi yollamasıyla 2918 sayılı yasanın 97. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine,” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin, sigorta şirketine yazılı başvuru yapmış olmalarına rağmen dava şartı noksanlığından davayı reddettiğini, mahkemece gerek sigorta şirketine başvuru için usulüne uygun bir süre vermemiş olması, gerekse de başvuru yapmış olduklarını bildirmelerine rağmen sigorta şirketi tarafından oluşturulan dosyanın celp ederek incelemediğini, sigorta şirketine başvuru sonrası oluşturulan dosyaya istinaden müvekkiline 28/06/2017 tarihinde 25.276,47 TL ödeme yapıldığını, söz konusu ödemenin alınmış olmasının sigorta şirketine karşı dava açma hakkını ortadan kaldırmayacağını, taraflar arasında imzalanmış bir ibraname mevcut olmadığını, sigorta şirketi tarafından ödenen miktarı yetersiz bularak davayı devam ettirmelerinin mümkün olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
İlk Derece Mahkemesince 2918 sayılı Yasa’nın 97.maddesinde yazılı dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir.
Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
KTK’nın 97. maddesi ile getirilen başvuru koşulu da tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, davacı vekiline 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, başvuru yapılması halinde başvurunun akıbeti beklenmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi olan 20/05/2016 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvurulmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak davacı vekili dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yaptığını 04/05/2017 tarihli 2.celse de beyan ettiği halde mahkemece davalı sigorta şirketinin başvuru üzerine süresinde cevap verip vermediği, cevap verilmiş ise mahiyeti tespit edilmeksizin aynı celsede 2918 sayılı Yasa’nın 97. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Bu nedenle yukarıda açıklandığı üzere HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacı tarafça yapılan başvurunun akıbeti beklenmeksizin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Belirtilen nedenlerle İlk Derece Mahkemesince, davalı sigorta şirketine karşı açılan dava yönünden usulden red karar verilmesi usule uygun olmadığından HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 04/05/2017 tarih, 2016/567 Esas ve 2017/341 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine,
4-Artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2018.