Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1652
KARAR NO : 2019/853
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/06/2017
NUMARASI : 2014/1301 Esas – 2017/459 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun oğlu, diğer müvekkillerinin kardeşi olan …’a, davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 24/11/2010 tarihinde çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, davalı sürücünün meydana gelen olayda tam kusurlu olduğunun ceza yargılamasında tespit edildiğini, kazaya karışan aracın …Sigorta nezdinde sigortalı olduğunu, meydana gelen vefat nedeniyle davacı annenin destekten yoksun kaldığını, davalı … şirketinin 9.862,00 TL kısmi ödemede bulunduğunu ancak bu ödemenin yetersiz olduğunu, davalıların manevi olarak zarara uğradıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla davacı … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsiline, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın 24/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; maddi tazminat açısından yapılan aktüeryal hesaba göre hesaplanan tutarın davacıya ödendiğini, davacının bakiye bir talep ve dava hakkının bulunmadığını, destekten yoksun kalan davacı annenin bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği için kusurlu olduğunu, tazminat hesabında bu durumun da dikkate alınması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili yazılı ve sözlü beyanlarında, kazanın meydana gelmesinde, 4 yaşında ve tam olarak kendi güvenliğini sağlayacak bilgi ve beceriye sahip olmayan müteveffa çocuğun bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan davacı annesinin bu görevi yerine getirmediği için kusurlu olduğunu, Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek yapılan maddi tazminattan indirilmesi gerektiğini, kusur oranını kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, ” Davacı … tarafından davalılar …, …Sigorta AŞ aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne, davacı için takdir ve tespit olunan 9.046,39 TL maddi tazminatın müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, hüküm altına alınan maddi tazminat tutarına davalı … yönünden kazanın vuku bulduğu 24/11/2010 gününden, diğer davalı … . (eski Group ) Sigorta AŞ yönünden temerrüdün gerçekleştiği 29/04/2012 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacılar…, … ve … tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabulüne, davacılardan … için:20.000,00 TL, … için: 10.000,00 TL ve … için:10.000,00 TL olarak takdir ve tespit olunan toplam: 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan tahsil edilerek davacılara ödenmesine, hüküm altına alınan manevi tazminat tutarına kazanın vuku bulduğu 24/11/2010 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine,” karar verilmiştir. Bu karar karşı davalı … vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu olaydan dolayı müvekkilinin Bakırköy 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/823 Esas sayılı dosyasında yargılandığını ve yargılama sonucunda 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığını, bu ceza sebebiyle müvekkilinin iş bu davanın yargılama aşamalarında bulunamadığını, davaya karşı savunmalarını ve cevaplarını sunamadıklarını, ceza infazı nedeniyle bu hususun bekletici mesele yapılması taleplerinin mahkemece reddedildiğini, mahkemece kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden müvekkilinin %100 kusurluymuş gibi değerlendirme yapılarak karar verildiğini, kararın eksik incelemeyle verildiğini, kazanın meydana gelmesinde davacı annenin ve diğer aile bireyleri gözetim ve sorumluluklarını yerine getirmediklerinin açıkça ortada olduğunu, bu kusur durumu irdelenmeden tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı anne ve üvey kardeşler lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, manevi tazminatın tamamına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından 24/11/2010 tarihinde, davalı … Sigorta A.Ş nezdinde sigortalı ve davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davacıların oğlu-kardeşi 2007 doğumlu …’a çarparak ölümüne neden olduğu, davacıların maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin birinci istinaf iddia ve itirazı savunma hakkının kısıtlandığına ilişkindir.
Davalı vekili, dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinin cezaevinde bulunduğu dönemde kendisini savunamadığını, dolayısıyla savunma hakkının kısıtlandığını iddia etmiş ise de, davacı vekili yargılamanın tüm aşamalarında vekili olarak bulunmuştur. Bu durumda, savunma hakkının kısıtlandığından söz edilmesi mümkün değildir. Başka bir deyişle, davalı vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin ikinci istinaf iddia ve itirazı kusura ilişkindir. Mahkemece karara dayanak yapılan 11/05/2016 tarihli kusura ilişkin bilirkişi heyet raporuna göre, davalı sürücü …’un meydana gelen olayda %100 oranında kusurlu olduğu, yaya çocuk ….’ın kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Karara dayanak yapılan bilirkişi raporu ile trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin örtüştüğü ve kesinleşen ceza dosyasındaki bilirkişi raporunu teyit ettiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla, davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin üçüncü istinaf iddia ve itirazı ise manevi tazminat miktarına ilişkindir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesine göre, ölüm halinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.TBK’nın 56/2. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dosyadaki deliller (kazanın oluş şekli, kusur oranları, müteveffanın geride kalan anne ve kardeşlerinin sosyal ve ekonomik durumları, davalı sürücünün sosyal ve ekonomik durumu, davacı annenin gözetim görevini ihmal etmesin) ve yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, davacıların her biri için verilen tazminat miktarlarının yüksek olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olmadığı kanısına varılmıştır. Bu minvalde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, davacı anne … için 10.000,00 TL, kardeşler olan davacıların her biri için 5.000,00 ‘er TL manevi tazminat verilmesinin makul ve uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminat miktarlarının düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminat miktarlarının düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm KURULMASINA,
Buna göre:
1-Davacı … tarafından davalılar …, … (eski Group ) Sigorta AŞ aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne,
2-Davacı için takdir ve tespit olunan 9.046,39 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-Hüküm altına alınan maddi tazminat tutarına davalı … yönünden kazanın vuku bulduğu 24/11/2010 gününden, diğer davalı … . (eski Group ) Sigorta AŞ yönünden temerrüdün gerçekleştiği 29/04/2012 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine,
4-Davacılar …, … ve … tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne,
5-Davacı …için 10.000,00 TL,
Davacı … için 5.000,00 TL,
Davacı … için 5.000,00 TL
manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/11/2010 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsil edilerek davacılara belirtilen miktarlarda ödenmesine,
6-Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
7-Harçlar Kanununa göre maddi tazminat davası için alınması gereken 617,95 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan (maddi tazminat için 17,00 TL peşin harç + 27,49 TL ıslah harcı toplamı ) 44,49 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 573,46 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
8-Harçlar Kanununa göre manevi tazminat davası için alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 104,80 TL peşin harcın ( manevi tazminat için yatırılan) mahsubu sonucu bakiye 1.261,40 TL harcın davalı …’tan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
9- Davacıların maddi tazminat davası için peşin yatırdığı 17,00 TL peşin harç, 21,15 TL başvuru harcı, 27,49 TL ıslah harcı ve 9,90 TL vekalet harcının davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
10- Davacıların manevi tazminat davası için peşin yatırdığı 104,80 TL peşin harcın davalı …’tan tahsili ile davacılara tarafa ödenmesine,
11-Yargılama sırasında davacılar tarafından sarf olunan 2.200,00 TL bilirkişi ücreti, 428,38 TL posta ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.628,38 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
12-Davalı tarafından sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
13-Sarf olunmayan delil ve gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
14- Maddi tazminat davası bakımından kendisini vekil ile temsil ettiren davacı …. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … (eski Group ) Sigorta A.Ş.’den müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacı ….ya ödenmesine (İlk Derece Mahkemesi kararı maddi tazminat yönden kesinleştiğinden yeniden hesaplama yapılmamıştır),
15- Manevi tazminat davası bakımından kendilerini vekil ile temsil ettiren davacılar lehine kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde (yeniden hüküm tesis tarihinde ) yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan;
– Davacı … için 2.725,00 TL,
– Davacı … için 2.725,00 TL,
– Davacı … için 2.725,00 TL
vekalet ücretinin davalı …’tan tahsil edilerek belirtilen miktarlarda davacılara ödenmesine,
16-Manevi tazminat davası bakımından kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … lehine red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde (yeniden hüküm tesis tarihinde ) yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10.maddesi gereğince hesaplanan;
-2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı ….’dan,
-2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan,
-2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;
1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,
2-İstinaf aşamasında Davalı … tarafından harcanan 45,40 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili tahsili ile davalı …’a verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/05/2019