Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1637
KARAR NO : 2019/725
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/03/2017
NUMARASI : 2014/660 Esas 2017/214 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …Ş.’ne sigortalı, diğer davalı … Taş. Tic. Ltd. Şti.’nin maliki olduğu, müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki… plakalı aracın, davalı … AŞ’ye sigortalı, davacı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucunda, davacı …’un aracında bulunan annesi…ve babası …’un vefat ettiğini, …, … ve …’un yaralandığını, diğer davacılar …, …, … ve …’ın ise vefat eden …ve …un mirasçıları olduğunu, müteveffa…ın mirasçılarının ise davalı … (eşi) ile kızı …olduğunu, kaza ile ilgili Malkara Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen soruşturmada alınan bilirkişi raporuna göre …’ın tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek …, …, … ve … için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ayrı ayrı 5.000,00’erTL manevi, … için 75.000,00 TL, … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL manevi tazminat ile 1.000,00 TL maddi tazminat’ın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, müvekkili sigorta şirketine sigortalı sürücünün kusurunun kanıtlanamadığını, davacıların tedavi giderlerinin reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin kişi başına bedeni teminatın 20.000,00 TL, kaza başına 60.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olduğunu, aktüer hesabı yapılmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirkete sigortalı aracın sürücüsünün kusurunun kanıtlanamadığını, ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Malkara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kusurun tespiti açısından kusur incelemesi yaptırılması gerektiğini, davacı tarafından en yüksek temerrüt faizi talep edildiğini ancak, dava konusu kazanın ticari iş olmadığını ancak yasal faiz talep edilebileceğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan ….Ltd.Şti. yazılı cevap dilekçesi sunmamış, davacı vekili davanın müvekkili açısından reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda: “Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile davacılardan … için 55.330,39 TL’nin, … için 6.921,34 TL’nin, … için ise 530,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine; manevi tazminat istemi ile ilgili, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, …için 1.000,00 TL ve … için 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan …. Ltd Şti ile Mirasçılar… ve.. .’dan alınıp davacılara verilmesine, fazla istemin reddine, yine davacılar … için 5.000,00 TL’nin …’un 1.000,00 TL’nin … için ise 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan …. Ltd Şti ile Sürücü Mirasçıları … ve …’dan alınıp davacılara verilmesine, fazla istemin reddine” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Müvekkili … için maluliyet oranının adli tıp raporunda belirlenenden daha fazla olduğunu, müvekkilinin maluliyet oranına göre hesaplama yapılmış olmasının hukuka ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … için ulaşım gideri taleplerinin yerel mahkeme tarafından reddedildiğini, en azından zorunlu iletişim aracı olan İETT ile gidiş gelişinin dahi hesaplanması gerekirken hiçbir araştırma veya hesaplamaya girilmediğini, müvekkili …’un öğrenci olduğundan kaza nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kaldığını, bilirkişi tarafından müvekkilinin işe başladığında kaybedeceği zaman hesaplanırken yanlışlık yapıldığını, müvekkilinin eğitim durumu dikkate alındığında ilk işe başladığında dahi asgari ücret almasının mümkün olmadığını; tüm müvekkilleri açısından hükmolunan manevi tazminat miktarının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili …’un kazada hiçbir kusurunun olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın asgari ücretten daha düşük olduğunu, müvekkillerinin en yakınlarını kaybetmeleri ve bedeni olarak da ölümden döndüklerinin unutulmaması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma ve ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
1-Davacı … vekilinin maddi tazminata ilişkin hüküm yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde;
HMK’nın 341. maddesinin (2). fıkrasına göre miktar veya değeri Üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı maddenin (4). fıkrasında da alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü Üç bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın, istinaf yoluna başvuramayacağı öngörülmüştür. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin (1). fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, maddenin (2). fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiştir. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2017 yılı için HMK’nın 341. maddesinin (2). ve (4). fıkralarındaki kesinlik sınırı 3.110,00 TL olmuştur.Somut olayda davacı … için ıslah dilekçesinde, 530.00 TL maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiş; Mahkemece davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Bu davacı bakımından reddedilen bir dava değeri yoktur.Bu halde, davacı … için dava değerinin, kararın verildiği tarih itibariyle 2017 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacı … vekilinin maddi tazminata ilişkin hüküm yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2-Davacılar vekilinin, davacılar … ve … için verilen maddi tazminata ilişkin hükümler yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Davalılar ihtiyari dava arkadaşı olmalarına rağmen, davacılar vekili, dava dilekçesinde davacılar…, … ve… için ayrı ayrı dava değeri belirtmeyip toplamda 1.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, ıslah dilekçesinde de -her bir davacı için talebi konusunda- dava dilekçesini: Davacılar …ve …için 250’şer TL, davacı … için 500 TL olarak açıklamış, devamında ise; davacı … için talebini 530 TL, davacı … için 6.921,34 TL ve davacı … için 55.860,39 TL olarak ıslah etmiştir. Böylece davacılar, ıslah edilen bu bedelleri maddi tazminat miktarının tamamı olarak belirlemişler, mahkemece de maddi tazminat talepleri kısmen değil, tamamıyla kabul edilmiştir. Başka bir ifade ile, davacıların maddi tazminat taleplerinin reddedilen bir kısmı yoktur. Bu nedenle, mahkemenin maddi tazminat taleplerinin tam kabulüne ilişkin kararına karşı davacıların istinaf başvurusunda bulunmaları için hukuki yararları bulunmadığından maddi tazminatla ilgili hükme yönelik davacılar Hacer ve …’un istinaf başvurularının da reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır.
3-Manevi tazminata ilişkin karara karşı bütün davacıların istinaf itirazlarına gelince;
Dosya içeriğine (ATK raporlarına) göre, manevi tazminat davasına konu olan kazada yaralanan davacı sürücü …’ın kullandığı araçta bulunan eşi davacı … %12 oranında kalıcı maluliyet ve 16 ay iş göremezlik oluşacak şekilde; kızı … 9 ay süreyle tedavi görecek şekilde yaralanmış, annesi ve babası da vefat etmiştir. Davacı sürücü …’ın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, karşı araç sürücüsünün (davalılar … ve …’nin murisi) tam (%100) kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı …; kendisinin yaralanmasından (TBK m.56/1), eşinin ve kızının maluliyetlerinden ve yaralanmalarından (TBK m.56/2), annesinin ve babasının da ölümlerinden (TBK m.56/2);
Davacı …; kendisinin maluliyetinden ve yaralanmasından (TBK m.56/1), eşinin ve kızının maluliyetinden ve yaralanmalarından (TBK m.56/2), kayınvalidesinin ve kayınbabasının da ölümlerinden (TBK m.56/2);
Davacı …; kendisinin yaralanmasından ve iş göremezliğinden (TBK m.56/1), annesinin ve babasının maluliyetlerinden ve yaralanmalarından (TBK m.56/2), büyükannesi ile büyükbabasının da ölümlerinden (TBK m.56/2);
Diğer davacılar (davacı-sürücü…’ın kardeşleri) ise, anne ve babanın ölümünden (TBK m.56/2) ötürü manevi tazminat talebinde bulunmaktadırlar.
Mahkemece manevi tazminat talepleri ile ilgili olarak gerekçede, manevi tazminatın belirlenmesindeki ölçülere ve dosyadaki delillere değinilmemiş, taleplerin kısmen kabul ve kısmen reddinin sebepleri gösterilmemiş, deliller tartışılmaksızın karar verilmiştir. Dosya içeriğine göre, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olduğundan söz etme imkanı yoktur. Olayın oluşumunda tamamen kusursuz olan davacı sürücü …, aracında eşi, kızı, annesi ve babası ile seyir halinde iken karşı araç sürücüsünün tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kazada kendisi yaralanmış ve yoğun bakımda tedavi görmüş, eşi ve kızı ağır şekilde yaralanmış ve ATK raporlarından görüleceği üzere aylar süren geçici iş göremezlik ile davacı …’de ayrıca %12 kalıcı sakatlık oluşmuş, anne ve babası da vefat etmiştir. Özetle, olay davacılar açısından “facia” denilebilecek ölçüde sonuçlar meydana getirecek şekilde gelişmiş ve sonuçlanmıştır. Dava dilekçesinde de davacıların manevi tazminat isteklerinin sebepleri ayrı ayrı açıklanmıştır. Dolayısıyla, olayda her bir davacı için ve her bir yaralı ve ölü bakımından ayrı ayrı manevi tazminat koşulları değerlendirilmelidir. Yine tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile paranın alım gücünün de mahkemece dikkate alınmadığı göz önüne alındığında, manevi tazminata ilişkin davacılar vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olduğu ve kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Açıklanan nedenlerle; Davacı … hakkındaki maddi tazminata ilişkin karar bakımından istinaf başvurusunun, kararın kesin olması nedeniyle, HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca reddine; davacılar … ve …’un maddi tazminata ilişkin istinaf başvurularında hukuki yararları bulunmadığından, bu hükme yönelik istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine;
Manevi tazminata ilişkin kararlara karşı istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca, düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına hükümde belirtilen miktarlar üzerinden davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
A-1-Davacı …’un maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Davacılar … ve …’un maddi tazminata ilişkin istinaf başvurularında hukuki yararları bulunmadığından bu hükme yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
3-Davacılar vekilinin manevi tazminat davasında verilen kararlara karşı istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,
B-Buna göre;
1- Davanın kabulü ile davacılardan … için 55.330,39 TL, … için 6.921,34 TL ve … için ise 530,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
2-Davacılar …, … ve …’un manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile,
a)Davacı … için 40.000,00 TL,
b)Davacı … için 35.000,00 TL,
c)Davacı … için 50.000,00 TL;
-Davacılar …, …, … ve …’ın manevi tazminat taleplerinin kabulü ile,
d)Davacı … için 5.000,00 TL
e)Davacı … için 5.000,00 TL ,
f)Davacı … için 5.000,00 TL,
g)Davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Tur. Taş. Tic. Ltd. Şti. ile davalılar … ve …’dan alınıp davacılara verilmesine,
Davacılar …, … ve …’un fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
Maddi tazminat bakımından;
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.288,62 TL harçtan, peşin alınan (669,45 TL peşin harç + 212,82 TL ıslah harcı olmak üzere toplam=) 882,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.406,35 TL karar harcının davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 669,45 TL peşin harç ve 212,82 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 907,47 TL ‘nin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından müzekkere, tebligat ve bilirkişi ücreti olarak yapılan toplam 1.201,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 7.255,99 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Manevi tazminat bakımından;
7-Davacılar tarafından ayrıca yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.904,95 TL karar ve ilam harcının davalı … Tur. Taş. Tic. Ltd. Şti. ile davalı … ve …’dan müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden kabul edilen manevi tazminat tutarları yönünden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca:
Davacı … için 4.750,00 TL,
Davacı … için 4.200,00 TL,
Davacı … için 5.850,00 TL,
Davacı … için 2.725,00 TL
Davacı … için 2.725,00 TL
Davacı … için 2.725,00 TL
Davacı … için 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı … Tur. Taş. Tic. Ltd. Şti. ile davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalılar …. Şti ile … ve … kendilerini vekili ile temsil ettirdiklerinden, AAÜT uyarınca, reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplanan;
Davacı …’tan 2.725,00 TL,
Davacı …’tan 2.725,00 TL,
Davacı …’tan 3.000,00 TL, vekalet ücretinin bu davacılardan alınarak davalılar …. Ltd. Şti ile … ve …’a verilmesine,
9- Kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN;
1-Davacıların yatırdığı istinaf karar harcının, talep halinde mahkemesince iadesine,
2-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı 85,70 TL istinaf yasa yoluna başvuru harcı ile 49,95 TL posta giderinden ibaret yargılama giderinin davalılar …. Ltd. Şti ile … ve …’ alınarak davacılara verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/05/2019