Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1582 E. 2019/713 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1582
KARAR NO : 2019/713
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 26/07/2017
NUMARASI : 2017/3341 D.İş Esas – 2017/3325 D.İş Karar
DAVA : Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 05/03/2014 tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin yarlanmasına neden olan ve davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu müvekkilinin araçta yolcu olduğunu ve sürücünün babası olması nedeniyle hatır taşımacılığı indiriminin söz konusu olamayacağını, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 25/07/2016 tarihli raporuna göre, müvekkilinin, meslekte kazanma gücü kayıp oranının %10,3 olarak tespit edildiğini, maluliyet tazminatının ödenmesi için davalı tarafa başvurulduğunu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ederek, maddi tazminatın belirlenmesi ile harcı tamamlama haklarının saklı tutulması kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminatın davalı tarafın temerrüde düştüğü 25/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkiline başvurulması üzerine hasar dosyası açıldığını, davacı tarafından iletilen %10,3 maluliyet oranı için itiraz prosedürünün başlatıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kaza sebebi ile elde ettiği gelir ve tazminatlarının mahsubunun gerekli olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini iddia ederek başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvuru sahibinin 105.446,22 TL tutarındaki tazminat talebinin kabulü ile 11/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvurana ödenmesine karar vermiş, bu karara davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, itirazın reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 25/07/2016 tarihli %10,3 maluliyet oranlı raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden sağlık raporunun alınması gerektiğini, hükme dayanak yapılan sağlık kurulu raporunun, medikal teknik ve içerik olarak sağlıklı ve nihai değerlendirmeye esas teşkil eder nitelikte olmadığını, sağlık kurulu raporunda bildirilen özür oranının olması gerekenden yüksek olduğunu, aktüerya raporunda davacının aktif devresinin kaza tarihi itibariyle başlatılarak değerlendirmenin yapıldığını, Yargıtay kararları uyarınca davacının maluliyet zararlarının 18 yaşından itibaren gelir elde edeceği esas alınarak hesaplanması gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekilinin birinci istinafı maluliyet raporuna ilişkindir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ila 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Somut uyuşmazlıkta, hükme dayanak alınan Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 25/07/2016 tarihli raporunun yapılan incelemesinde; raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan ve 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne uygun olarak düzenlendiği ve raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin ikinci istinafı ise maluliyet tazminatının kaza tarihinden itibaren değil 18 yaşından itibaren hesaplanması gerektiğine ilişkindir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da vurguladığı gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zararlar sonucu oluşan maluliyet zarar hesabının kaza (sürekli çalışma gücünün yitirildiği) tarihinden itibaren yapılması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, hükme dayanak alınan 08/02/2017 tarihli aktüerya raporunda davacının maluliyet tazminatı kaza (sürekli çalışma gücünün yitirildiği) tarihinden itibaren hesaplanmıştır. Dolayısıyla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir. Bu bağlamda; HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/05/2019