Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1541 E. 2019/728 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1541
KARAR NO : 2019/728
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/06/2017
NUMARASI : 2015/127 Esas 2017/691 Karar
DAVA : Maddi (Destekten Yoksun Kalma) Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 24/06/2014 tarihinde muris … yolcu olarak bulunduğu, davalı … şirketine sigortalı, dava dışı .. sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı kazada murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir müvekkili için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, sonrasında taleplerini davacı … için 5.359,52 TL, davacı … için 11.779,49 TL olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle davacı tarafa davadan önce ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluğunu yerine getirdiğini ve sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, olayda müterafik kusurun değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca ölenin hatır için taşınmakta olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla olay tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “Davanın artırılan hali ile kabulüne, Davacı … için 5.359,52 TL tazminatın 25/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Davacı … için 11.779,49 TL tazminatın 25/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Yerel mahkeme tarafından müterafik kusur indirimi yapılmasına ilişkin taleplerinin, emniyet kemeri takılı olmadığı ispat edilemediğinden bahisle reddedildiğini, kişinin araçtan fırlamış olması, bizzat araç sürücüsünün, yolcuların emniyet kemeri takmadığı yönündeki beyanlarının, olay yeri inceleme tutanağında arka koltukta emniyet kemerinin takılı olmadığının tespit edilmiş olmasının müterafik kusur iddialarını açıkça ispat ettiğini, hesaplanan zarardan müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra müvekkilinin yapmış olduğu ödemenin de mahsup edildikten sonra eksik ödeme olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müteveffa … kendisine arsa almak istediğini, bu nedenle … müteveffayı aracına aldığını, yani ona yardımcı olmak maksadıyla aracına aldığı anlaşıldığından hatır taşıması indirimi uygulanması gerektiğini, ayrıca SGK’ya müzekkere yazılarak davacılara rücuya tabi bir ödeme veya gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemlerine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davacılar desteğinin de yolcu konumunda olduğu aracın tek taraflı kazası sonucu araçta sürücü dışındaki üç kişi yaşamını yitirmiştir. Davalıya sigortalı olan aracın sürücüsü, olay nedeniyle yargılandığı ceza mahkemesindeki savunmasında; kendisi dışındaki yolcuların emniyet kemeri takmadıklarını beyan etmiştir. Dava dışı sürücünün taksirle birden fazla kişinin ölümünden dolayı yargılandığı davada sorumluluğunu ve kusurunu ortadan kaldırmak ve cezadan kurtulmak amacıyla bu şekilde beyanda bulunduğunun göz önüne alınması gerekir. Kaldı ki, kendisi araç kullanırken arka koltukta seyahat eden desteğin emniyet kemeri takmadığını fark etmesi de olağan yaşam tecrübeleriyle açıklanabilir bir durum değildir. Ayrıca aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğu kabul edilen trafik kaza tespit tutanağında, emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilemediği yazılıdır. Bu tespitin aksi de davalı tarafça tespit edilememiştir. Araç sürücüsü ceza dosyasında aşamalardaki beyanlarında, davacılar desteği dışındaki, yakın akrabası olan yolcularla arsa bakmaya gittikleri sırada kazanın meydana geldiğini, davacılar desteğinin de onlara katıldığını ifade etmektedir. Bu halde, taşımanın desteğin talebiyle ve sadece onun menfaatine gerçekleştiğinden, dava dışı sürücünün kendisinin de menfaatinin bulunmadığından ve dolayısıyla hatır taşımasından söz etme imkanı yoktur. Bunun dışında, mahkemece davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, SGK’dan verilen cevapta bu şekilde bir ödeme bulunmadığı bildirilmiştir. Bu bağlamda, davalı vekilinin yukarıda belirtilen konulara ilişen istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.170,76 TL harçtan peşin alınan 293,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 877,76 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/05/2019