Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1537 E. 2018/1735 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1537
KARAR NO : 2018/1735
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/07/2017
NUMARASI : 2017/108 Esas 2017/728 Karar
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/12/2018
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile: Müvekkiline ait aracın, 12/10/2015 tarihinde dava dışı … yönetiminde bulunan ve davalı şirket nezdinde sigortalı olan kamyonun kusuru ile sebebiyet verdiği kazada hasarlandığını, …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, bu hasar nedeniyle müvekkili aracının değer kaybına da uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL araç onarım bedeli ve 100,00 TL değer kaybının ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile: KTK’nın 97.maddesinin 6704 sayılı yasa ile değiştirildiğini ve bu kanunun 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, kanun değişikliği uyarınca zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, ancak bu dava açılmadan önce müvekkiline yazılı bir başvuru yapılmadığını savunarak davanın usulden reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile: Müvekkiline ait … plakalı aracın değer kaybının davalıdan tahsili için açılan davanın yerel mahkeme tarafından usulden reddedildiğini, dava şartlarından bazılarının sonradan ikmal edilebilir nitelikte olduğunu, bunun için mahkemece taraflara süre ya da kesin süre verilebildiğini, aynı şekilde idare mahkemelerinde dava açmadan önce idareye başvuru şartının bulunduğunu, buna rağmen dava açılmış ise idare mahkemesinin davacıya yazılı başvuruda bulunması için süre verdiğini ve bu sürede başvurunun sonucunu beklediğini, başvuru reddedildiği veya işlem yapılmadığı takdirde davaya bakmaya devam ettiğini, sigorta şirketleri aleyhine açılan davalarda da aynı yolun izlenmesi gerektiğini, aksi takdirde zarar görene hak kaybı yaşatılacağını, hukuk kuralları ve kanun maddelerini gerektiği gibi yorumlayabilmek ve hukuka işlerlik kazandırmak gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar ve değer kaybı bedellerinin tahsili taleplerine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Mahkemece davacıların 2918 sayılı KTK’nın değişik 97. maddesi uyarınca dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunmadıkları; bu hususun HMK 115/2. maddesindeki “diğer kanunlarda yer alan” dava şartlarından olduğu gerekçeleri ile açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir.Tazminat talebine konu olayın KTK’nun 97. maddesinde değişiklik getiren 6704 sayılı kanunun yürürlük tarihinden önce; davanın ise dava yoluna gidilmeden önce sigorta şirketine yazılı başvuru zorunluluğunu getiren bu hükmün yürürlük tarihinden sonra açıldığı, dava açıldığı tarihte bu hususun dava şartı olarak öngörüldüğü hususunda uyuşmazlık yoktur.Bir davada mahkemece öncelikle dava şartlarının inceleneceği ve bu konuda karar verileceği HMK’nın 138/1. maddesinde hükme bağlanmıştır.Genel dava şartları HMK’nın 114/1. maddesinde tek tek sayılmış, maddenin 2. fıkrasında da diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiştir. Öngörülen dava şartlarının bir kısmı nitelikleri gereği dava açıldıktan sonra giderilerek davaya devamı mümkün olmayan; bir kısmı ise giderilebilecek nitelikteki dava şartlarıdır. Kanun koyucu HMK’nın 30. maddesi ile yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini, gereksiz gider yapılmamasını sağlamak bakımından “usul ekonomisi ilkesi”ni benimsemiş, bu ilkeye uygunluğu teminen HMK’nın 115/2. maddesi ile usulden red kararı vermeden önce hakimin eksikliği tamamlaması yönünden ilgilisine kesin süre verilmesi esasını benimsemiştir.Bu cümleden olarak; somut olayda Mahkemece davacıya ilgili (davalı) sigorta şirketine yazılı başvuru yapması için uygun kesin sürenin verilmesi; sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiğinin kabul edilmesi, devamında davanın esasına girilerek delillerin toplanıp değerlendirilmesi ile ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi; kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği halde, davacının sigorta şirketine yazılı başvurusunun bulunmamasının giderilebilir dava şartı olduğu değerlendirilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesi kanunun amacına uygun değildir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karara varılmıştır.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/07/2017 tarih 2017/108 Esas ve 2017/728 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
5-Duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden inceleme yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/12/2018