Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1497 E. 2019/428 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1497
KARAR NO : 2019/428
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 08/08/2017
NUMARASI : 2017/3653 D.İş Esas 2017/3653 D.İş Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda: Müvekkilinin desteği … trafik kazasında vefat ettiğini, ceza yargılama safahatında alınan kusur raporları uyarınca sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı ve müteveffanın % 75 asli kusurlu olduğunu, sigorta şirketine başvurularına karşın zararlarının karşılanmadığını beyanla, zararın tam ve kesin olarak belirlenebildiği anda artırılmak üzere 10.200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, sonrasında verdiği ıslah dilekçesi ile talebini 182.006,00 TL’ye çıkarmıştır.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde: Müvekkili şirkete yapılan başvuru sonucu açılan hasar dosyasında yapılan aktüerya hesabı ile 123.519,00 TL tazminat tespit edildiğini, tahkime başvuru sebebiyle bu miktarın ödenemediğini, başvuranın delil sunmadan komisyona müracaat ettiğini, müvekkili tarafından toplanan deliller ve yaptırılan aktüerya hesabının mevzuata uygun ve yetkili aktüere yaptırıldığından doğru olduğunu, müvekkili temerrüde düşmediğinden faiz talebinin yerinde olmadığını, müteveffa sürücünün yeterli ehliyeti bulunmadığını, bunun da müvekkiline rücu imkanı vereceğini, bu suretle alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşeceğini belirterek davacının başvurusunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından: Başvuru sahibi için talep edilen 182.006,00 TL’nin sigorta şirketinden, temerrüt tarihi 21.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı vekili tarafından itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti davalı vekilinin itirazlarının reddine karar vermiş, bu karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeniyle başvurunun reddi gerektiğini, murisin motosiklet kullanmaya elverişli ehliyetinin olmadığını, dosya içerisinde de ehliyetin varlığına ilişkin herhangi bir beyan veya belge bulunmadığını, davacıların, murisin vefatı sonucu mirası usulüne uygun olarak ve yasal süre içerisinde reddedip etmediklerinin araştırılması gerektiğini, bu husus araştırılmadan karar verildiğini belirterek Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak başvurunun reddini talep etmiştir.Dava, çift taraflı trafik kazasında asli kusurlu olan davacı desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda : Öncelikle; davalı vekili itirazında destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin karşılanamayacağını ileri sürmektedir. Ancak Genel Şartların A.6. maddesi ile sonrasında Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması sözkonusu değildir. Zira bu değişiklikler somut olayda esas alınması gereken kaza tarihinden çok sonra yapılmıştır.Tazminat talebine dayanak olan poliçenin düzenlendiği tarih 11/07/2014 olup kaza ise 03/11/2014 tarihinde meydana gelmiştir. Uygulanması gerektiği ileri sürülen genel şartlar 01/06/2015 tarihinde, kaza ve poliçe tarihinden sonra yürürlüğe girmiştir. Genel Şartların yürürlük tarihi dikkate alınarak yapılan incelemede Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatları uyarınca; Davacı …’nun ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin üçüncü kişilere verdiği zararların da teminat altına alındığı ve destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı şirket, zararın tamamından kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limiti dahilinde sorumlu olacağından, davacı, davalı kurumdan destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK, 15/06/2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar; YHGK, 22/02/2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar; YHGK, 16/01/2013 gün, 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar)Bu nedenlerle, Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti tarafından tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı vekilinin yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtaya temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.21/03/2019