Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1495 E. 2019/699 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1495
KARAR NO : 2019/699
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/08/2012 tarihinde, davalı … Tic.Ltd.Şti.’nin maliki ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin sol ayağı, sol kolu, burnu ve elmacık kemiklerinin kırıldığını, akciğerlerinde iç kanama meydana geldiğini, müvekilinin çeşitli hastanelerde tedavi gördüğünü, kazadan önce müvekkilinin ait 4.000,00 TL net gelir ile mobilya aksesuarları ve polisaj işi yaptığını, kazadan sonra efor kaybına, maddi ve manevi zarara uğradığını iddia ederek, efor kaybından çalışılamayan süreden kaynaklanan maddi zararlarına karşılık olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilecek maddi tazminata davalılar … Tic.Ltd.Şti. ile …bakımından olay tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş bakımından 28/04/2013 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, 30.000,00 TL manevi tazminatın Sigorta Şirketi haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminata kaza tarihi olan 25/08/2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, meydana gelen kazada müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığından talep edilen tazminatlardan sorumluluğunun bulunmadığını, olay nedeniyle açılan ceza davasının devam ettiğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic.Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan …. plakalı aracın müvekkilne ait olduğunu,… Sigorta nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, ceza dosyasında, müvekkilinin işleten sıfatyla diğer davalının da sürücü ve çalışan sıfatıyla bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin sorumluluğunun KTK’nın 85.maddesine göre, sürücü …’in kusuru oranında verilen zarar kadar olduğunu, fahiş miktarda manevi tazminat talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini tralep etmiştir. Davalı …sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin veya gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, kalıcı maluliyet tazminatı ve maluliyet oranı belirlenirken bilinen ücretin dikkate alınması, belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğinden faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, davacının avans faiz isteminin yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Maddi tazminat talebinin davalı sürücü … yönünden kabulü ile; 115.397,27 TL nin 25/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, maddi tazminat talebinin diğer davalılar yönünden ise 26/05/2014 tarihli protokol ile davadan sonra konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; Bir miktar kusur indirimide yapılmak suretiyle, 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …. San ve Tic. Ltd. Şti’den 25/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat taleplerinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … vekili, davalı … Ltd. Şti. vekili ve davalı…vekili istinaf yasa yoluna başvurmuşlardır. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin kısmi bir ödeme olduğunu ve makbuz alındığını, maluliyete yönelik Adli Tıp Kurumu raporu dosyaya ibraz edilmeden müvekkilinin kandırılarak düşük miktarda ödeme yapıldığını, yapılan ödemeye karşılık düzenlenen protokolün borcu sona erdiren bir ibraname olmadığını, davalı Sigorta Şirketi tarafından ödenen maddi tazminatın aktüerya raporunda güncellenerek düşümünün yapıldığını, müvekkiline ödeme yapıldıktan sonra davalı Sigorta Şirketi hakkında davaya devam edilmesinin Sigorta Şirketini hiçbir şekilde zarara uğratmadığını, maddi tazminattan davalı …ile birlikte diğer iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, müvekkilinin %61 oranındaki kalıcı maluliyeti ve 18 aylık iyileşme süresi dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminatın da son derece düşük olduğunu kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Davalı …. ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu, müvekkili firmanın çalışanı ve araç sürücüsü …in tali kusurlu olduğunu, bu nedenle davacı lehine hükmedilen 7.500,00 TL manevi tazminatın haksız olduğunu, manevi tazminat yönünden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın görev bakımından reddinin gerektiğini, Asliye Hukuk Mahkemesinin davaya bakmaya görevli olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili tali kusurlu olarak kabul edildiğinden tazminat miktarından sorumlu olmasının düşünülemeyeceğini, Sigorta Şirketi tarafından davacıdan alınıp dosyaya sunulan ibranamenin diğer davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, Yerel Mahkeme tarafından davacının maluliyet aylığı alıp almayacağı tespit edilmeden karar verildiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, 25/08/2012 tarihinde, davalı … Sigorta A.Ş nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı ve davalı …. ve Tic. Ltd. Şti.’nin maliki ve davalı …’in sürücüsü olduğu aracın davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğu, 22/06/2015 tarihli ATK raporuna göre, bu yaralanmanın, davacıda %62 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (geçici iş göremezlik ) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği nitelikte olduğu, meydana gelen kazada davacının %75 oranında asli kusurlu, davalı sürücünün ise %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacının bu kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanun’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanun’un 5/3. maddesine göre ise “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Somut uyuşmazlıkta davalı araç işleteni ile davalı sigorta şirketi arasında zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı da zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine dayanarak davalı sigorta şirketinden tazminat talep etmektedir. Bu durumda dava, TTK’da düzenlenmiş olan sigorta hukukuna dayandığından TTK’ nın 4/1. maddesine göre mutlak ticari dava olup ihtilafın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2017 gün ve 2014/19001E. – 2017/3223K. sayılı, 30/03/2017 gün ve 2015/5763E. – 2017/3414K. sayılı kararları). Dolayısıyla, davalı … vekilinin, Mahkemenin görevine ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir.Yargılama safhasında henüz davacının maluliyet oranı ve iyileşme süresi ATK raporuyla tespit edilmeden, davalı Sigorta Şirketi tarafından davacıya 40.000,00 TL ana para, 3.000,00 TL işlemiş faiz, 600,00 TL yargılama gideri ve 7.050,00 TL vekalet ücreti toplam 50.650,00 TL ödeme yapılmış ve davacı ile davalı Sigorta Şirketi arasında 26/05/2014 tarihli sulh protokolü düzenlenmiştir. Sulh protokolünün yapılan incelemesinde; protokolün, davacının kaza nedeniyle uğradığı bütün maddi zarar ve tazminat yönünden davalıların borcunu sona erdiren bir protokol olmadığı, sadece davalı Sigorta Şirketi açısından yapılan kısmi ödemeye ilişkin bir makbuz olduğu anlaşılmıştır. Zaten 18/08/2016 tarihli aktüerya raporunda, davalı Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş tutarının düşülmesi sonucu davacının bakiye güç kaybı tazminatının 115.397,27 TL olduğunun tespit edilmesi de, davalı Sigorta Şirketi ile davacı arasında düzenlenen 26/05/2014 tarihli sulh protokolünün, yapılan kısmi ödemeye karşılık bir belge olarak kabul edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durumda, 115.397,27 TL maddi tazminattan davalı sürücü…. ile birlikte aracın işleteni-maliki davalı … Tic. Ltd. Şti. ve aracın ZMS sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken sadece araç sürücüsü davalı …’in sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Başka bir deyişle, davacı vekili ve davalı …vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerindedir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, ” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Somut uyuşmazlıkta, kazanın oluş şekli, kusur oranları, davalının maluilyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanısına varılmıştır. Başka bir deyişle, istinaf kanun yoluna başvuran taraf vekillerinin manevi tazminata yönelik iddia ve itirazları yerinde değildir. Davalı … vekili her ne kadar müvekkilinin kusursuz olduğunu ve davacıya SGK tarafından aylık bağlanıp bağlanmadığının araştırılmadığını iddia etmişse de, dosyadaki tüm kusur raporlarının birbirleri ile örtüştüğü ve davalı sürücünün %25 tali oranında kusurlu olduğu, SGK’nın 29/07/2013 tarihli yazısına göre de, davacının sigortalı hizmet kaydının bulunmadığı dolayısıyla, davacıya herhangi bir ödemenin yapılmadığının araştırıldığı anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, davalı .. . vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir. Yukarıdaki açıklamalar ve tespitler çerçevesinde, davalı …Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının düzeltilmesi ( maddi tazminattan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması şeklinde) amacıyla kararın kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının düzeltilmesi ( maddi tazminattan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması şeklinde) amacıyla kararın kaldırılmasına, ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM OLUŞTURULMASINA,
Buna göre,
a-1-Maddi tazminat davasının kabulü ile; 115.397,27 TL maddi tazminatın, davalı … ve davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden 25/08/2012 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden 02/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Dava açılırken ve bilahare ıslah edilirken karşılanan toplam 480,10 TL harcın alınması gereken 8.395,11 TL harçtan mahsubu ile eksik 7.915,01 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 11.981,78 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b-1-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …. San ve Tic. Ltd. Şti’den 25/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya dair manevi tazminat taleplerinin reddine,
3-Kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti, maktu vekalet ücretinin altında kaldığından, A.A.Ü.T gereğince karar tarihindeki 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar …ve … İthalat İhracat San. Ve Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …. Tic. Ltd. Şti’ye verilmesine,
5-Tamamı davacı tarafça karşılanan toplam 504,40 TL karar ve başvuru harcının tamamı ile; 9 tebligat gideri 72 TL’nin, ( işleten ve sürücü yönünden yargılama giderlerinden feragat edildiği için onlar için çıkarılan tebligatlar katılmadı ) adli tıp inceleme ücreti olan 600,00 TL’nin, müşterek rapor veren kusur ve hesap bilirkişisine ödenen 1.300,00 TL’nin kabul ve ret oranları gereğince 1.666,83 TL’lik kısmının toplamı 2.171,73 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN;
1-Davalı …. Tic. Ltd. Şti. yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 8.395,11 TL harçtan peşin alınan (2.067,37+31,40) 2.098,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.296,34 TL harcın davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-Davacı vekili ile davalı …vekilinin yatırdığı istinaf karar harcının, talep halinde mahkemesince yatırana iadesine,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı 85,70 TL istinaf yasa yoluna başvuru harcı ile 73,80 TL posta giderinden ibaret yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı …in istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı 85,70 TL istinaf yasa yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Davalı … tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
7-İstinaf talep edenler tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, manevi tazminat yönünden HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin, maddi tazminat yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.09/05/2019