Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1486 E. 2019/299 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1486
KARAR NO : 2019/299
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/05/2017
NUMARASI : 2015/439 Esas – 2017/381 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat(Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.04.2015 tarihinde, sürücü …. kontrolünde bulunan …. plakalı aracın müvekkillerinin murisi …. çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, kazada müvekkillerinin vefat eden murisi …. herhangi bir kusurunun bulunmadığını, murisin ölümünden evvel butik işlettiğini, murisin çocuğu bulunmamakla birlikte davacıların dışında yakını da bulunmadığını, davacıların murisin ölümü ile onun maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek HMK’nın 107.maddesi gereğince belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davacılara ödenmesine, davacılar için fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminat, 60.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ….A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazalarında kazaya uğrayan ve kazaya sebebiyet veren kişilerin o anki durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacıların müşteki sıfatıyla verdikleri ifadelerin olayın oluş şekli ile örtüşmediğini, müteveffa ile kardeşlerinin ağır kusurlu oldukarını, meydana gelen kazada müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını belirterek, müvekkili şirket aracına konulan tedbirin kaldırılmasını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Şirketi cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkili şirket tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmış olduğunu, KTK’nın 92.maddesi ve Trafik Sigortası Genel Şartları A.3 maddesi e bendi uyarınca manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ile 3. kişilere işletenin kusuru ile verdiği zararla sınırlı olduğunu, müteveffanın kardeşlerine desteği bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı …. dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği ancak herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, “davacı …. davalılara karşı açmış olduğu maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacı …. davalılara karşı açmış olduğu maddi tazminat davasının reddine, davacıların davalılar …. ve …. A.Ş.’ye karşı açtıkları manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne, davacı …. için 20.000,00 TL, davacı …. için 20.000,00 TL’nin 12/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davacılara ödenmesine, bakiye isteminin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı …. A.Ş vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı …. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddi tazminat davasının reddedildiği halde reddolunan kısım için davalı olarak kendilerine vekalet ücreti verilmediğini, Mahkemece reddedilen maddi tazminat talebi bakımından yapılan bilirkişi ücreti de dahil edilerek yapılan oranlamaya göre haksız olarak 1.212,06 TL yargılama giderinden sorumlu tutulduklarını, manevi tazminat yönünden verilen kararda sosyal durum araştırması yapılmadan, ölenin %40 kusur oranı nazara alınmadan dava dilekçesinde 30.000,00’er TL olarak talep edilen manevi tazminatın 20.000,00’er TL’sinin kabul edilmesinin doğru olmadığını, manevi tazminatın fahiş olarak belirlendiğini iddia ederek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan ve davalı …. A.Ş. adına kayıtlı …. plaka sayılı aracın, davalı …. yönetiminde iken 12/04/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaya olan müteveffa …. vefat ettiği, olay nedeniyle vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talep ettikleri anlaşılmaktadır.Davalı ….A.Ş. vekilinin maddi tazminat davası bakımından istinaf talebi değerlendirildiğinde; HMK’nın 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2017 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.110,00 TL olacaktır.Dava dilekçesinde, 2.000,00 TL maddi tazminat talep edilmiş; Mahkemece davacı …. maddi tazminat davasının fergat nedeniyle reddine, davacı Serpil Hanife Tavukçuoğlu’nun maddi tazminat davasının ise esastan reddine karar verilmiştir. Bu halde reddine karar verilen maddi tazminat miktarı karar tarihi itibarı ile 2017 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından İlk Derece Mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir. Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu durumda,, istinaf konusu karar maddi tazminat davası bakımından HMK’nın 341. maddesine göre kesin olduğundan, davalı ….A.Ş. vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Davalı ….A.Ş. vekilinin manevi tazminat davası bakımından istinaf talebi değerlendirildiğinde; TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, ” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi’nce hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı kanısına varıldığından, davalı …. A.Ş. vekilinin, manevi tazminat miktarının fahiş olduğu yönündeki istinaf, iddia ve itirazı yerindedir.Bu çerçevede, dosya kapsamı, olay tarihi, davacıların murisinin kusuru ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları değerlendirilerek, manevi tazminat müessesinin amacı ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, takdiren her bir davacı lehine 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanısına varılmıştır. Ayrıca davalı …. istinaf başvurusu bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesince aleyhine hükmedilen 20.000,00 TL manevi tazminat kesinleştiğinden, Dairemizce hüküm kurulurken bu durum gözetilmiştir. Bu nedenlerle; davalı …..A.Ş. vekilinin manevi tazminat davası bakımından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminat miktarı yönünden düzeltilerek, esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-Davalı…… A.Ş. vekilinin İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/05/2017 tarih, 2015/439 Esas – 2017/381 Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun;a-Maddi tazminata ilişkin istinaf bakımından HMK’nın 341.ve 352/1-b maddesi gereğince REDDİNE,b-Manevi tazminata ilişkin istinaf bakımından KABULÜNE, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/05/2017 tarih, 2015/439 Esas – 2017/381 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,Buna göre; 1-Davacı ….. davalılara karşı açmış olduğu maddi tazminat davasının fergat nedeniyle REDDİNE,2-Davacı ….. davalılara karşı açmış olduğu maddi tazminat davasının reddine,3-Davacıların davalılar …. ve …. A.Ş.’ye karşı açtıkları manevi tazminat davalarının KISMEN KABULÜNE, a-Davacı …. için 20.000,00 TL tazminatın (davalı …. A.Ş. 10.000,00 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalılar …. A.Ş. ve ….. 12/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin isteminin reddine,b-Davacı …. için 20.000,00 TL tazminatın (davalı …. A.Ş. 10.000,00 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalılar ….A.Ş. ve …. 12/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin isteminin reddine,4- Davalılar …. ve …. A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu 10.000,00 TL manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 1.366,00 TL ilam harcından manevi tazminat talebi için peşin yatırılan (dava açılırken maddi ve manevi tazminat talepleri için peşin alınan toplam 211,77 TL peşin harçtan maddi tazminat için alınması gereken 29,20 TL’nin mahsubundan sonra kalan 182,57 TL) 182,57 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.183,43 TL harcın davalılar …. ve ….A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,5-Davalı …. aleyhine kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 2.732,40 TL ilam harcınan hükmün 4.bendinde açıklanan davalılar …. ve …. A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu 1.366,00 TL’nin mahsubu ile kalan 1.366,40 TL harcın davalı …. tahsili ile Hazineye gelir kaydına,6- Maddi tazminat davası bakımından 2017 yılı için alınması gereken 29,20 TL ilam harcı için yatırılan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 7-Davacı tarafça yapılan 211,77 TL peşin harç gideri ile dökümü aşağıda gösterilen 1.878,70 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı gözetilerek 1.212,06 TL’ nin davalı …. ve ….A.Ş.’den tahsili ile davacılara verilmesine,8-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul olunan manevi tazminat talepleri yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinden 1.980,00 TL’sinin davalılar ….A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen, kalan kısımının ise davalı ….A.Ş.’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine, (İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ….için kesinleştiğinden davalı …. 1.980,00 TL’ den sorumlu tutulmasına)9-Davalılardan …. Şirketi vekili için reddolunan maddi tazminat talepleri yönünden AÜTT gereği tayin ve takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,10-Davalı…..A.Ş. Kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden redddolunan maddi tazminat miktarı üzerinden AÜTT gereğince tayin ve takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücreti ile reddolunan manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT 10/2.maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ….A.Ş.’ye verilmesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN;1-Davalı …..A.Ş tarafından yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde mahkemesince kendisine iadesine,2-Davalı ….. A.Ş.’nin istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı 85,70 TL istinaf yasa yoluna başvuru harcı ile 32,50 TL posta giderinden ibaret yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı …..A.Ş ‘ye verilmesine,3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/02/2019