Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1485 E. 2018/1648 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1485
KARAR NO : 2018/1648
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/05/2017
NUMARASI : 2016/1023 Esas – 2017/398Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 05/12/2018
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2017 tarih 2016/1023 Esas – 2017/398 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesi ile 18/09/2016 tarihinde müvekkili …’in yolcu olarak bulunduğu ve dava dışı …’ün sevk ve idaresindeki araç ile …plaka sayılı aracı kullanan …’nın alkollü olarak sebebiyet verdiği kazada, müvekkilinin yaralandığını beyan ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …ve …den kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte, 1.500,00 TL tedavi sürecinde işten güçten geri kalma ve doğacak maluliyet nedeniyle şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında, davacı tarafça dava açılmadan önce müvekkili şirketi başvuruda bulunulmadığı, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacının zararını ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun ancak sigortalısının kusuru ve teminat limiti kadar olacağını, kusur oranları ve davacının maluliyet bakımından adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğin beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi, 23/05/2017 tarihli kararı ile “1-Davacının davalılar ..ve .. ye karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının bu dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilmesine, tefrik işlemlerinin davacı vekili tarafından yapılıp karşılanmasına,
2-Davacının davalı … Sigorta ŞTi. Ne karşı açmış olduğu davanın 2918 sayılı yasanın 97. maddesi gereğince özel dava şartı eksikliği nedeni ile REDDİNE,
3-Davacının davalılar … ve … karşı açmış olduğu maddi tazminat davasının konusuz kalmış olması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi, davalı … vekilinin 19/06/2017 tarihli tavzih dilekçesi üzerine, 21/06/2017 tarihli kararı ile tavzih şartları bulunmadığından talebin reddine karar vermiştir. Davalı… vekili tarafından ibraz edilen istinaf dilekçesi ile; “Gerekçeli kararın hüküm kısmının 7.bendinde 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılar…ve …den alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulduğunu, halbuki davacı tarafın davası reddedildiğinden vekalet ücretinin … vekiline ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, yapılan hatanın düzeltilmesi için 19.06.2017 tarihinde tavzih talebinde bulunduklarını ancak mahkemenin talebi reddettiğini, tavzih talebinin reddine ilişkin bu kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 305. maddesine göre; ” Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.”Hakim, karar verdikten sonra bu kararını tarafların talebi olsa dahi değiştiremez. Ancak istisnai hallerde hüküm açık değil, hüküm fıkrası birbirine aykırı ise ya da uygulanmasında tereddütler oluşturacak nitelikte ise bu halde belli koşullarda hüküm tavzih edilebilir. Tavzih yolu ile ancak hükümdeki kapalılık, açık olmayan hal, tereddüt ya da çelişki ortadan kaldırılabilir.Ancak tavzihle hükümde belirtilen haklar ve borçlar sınırlandırılamayacağı gibi genişletilemez ve değiştirilemez. Ayrıca mahkeme daha önce unutulan bir hususu hükme ekleyemez veya hükümden çıkaramaz. Bu bağlamda davalı …ı vekili tarafından tavzih dilekçesi ile gerekçeli kararın hüküm kısmının 7.bendinde 1.980,00 TL vekalet ücretinin müvekkiline ödenmek üzere karar verilmesini talep etmesi, hükümde belirtilen haklar ve borçların değiştirilmesi sonucunu doğuracağından, HMK’nın 305. maddesine aykırı olduğundan, İlk Derece Mahkemesince tavzih talebinin reddine karar verilmesi doğrudur. Bu nedenle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 23/05/2017 tarih, 2016/1023 Esas – 2017/398 Karar sayılı kararına karşı, tarafından yapılan istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç davalı vekili tarafından peşin yatırıldığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek bir temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 05/12/2018.