Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1480 E. 2018/1882 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1480
KARAR NO : 2018/1882
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/1262 E. – 2017/558 K.
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile: dava dışı…’ in 30/04/2006 tarihinde kendisi adına kayıtlı … plakalı aracı ile garaj kısmından geri geri çıkarken müvekkili …’e çaparak yaralanmasına sebep olduğunu, bu kaza sebebiyle müvekkilin yaralandığını ve zihinsel gelişiminin aynı yaş grubu çocuklarla aynı seviyede gelişmediğini, bu doğrultuda Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinin müvekkilinin 2 yıl için %50 zihinsel özürlü olduğu yönünde rapor verildiğini, kalıcı sakatlık sebebiyle müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ve belirsiz alacak davası şeklinde 1.000,00 TL maddi tazminatın, poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 05/05/2017 havale tarihli dilekçesi ile talebini 42.153,76 TL olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesi ile: dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın 22.04.2006-22.04.2007 tarihleri arasında geçerli olmak üzere müvekkili şirket nezdinde 10405467 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, davacının tazminat talep hakkının zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, kusur durumunun belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda: Açılan davanın kabulü ile; 42.153,76 TL’nin dava tarihi olan 16/09/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile: a-Öncelikle dava konusu tazminat talebinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin, ceza zamanaşımı süresini dikkate alarak zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olayda, TCK’nın 89. maddesi ve aynı yasanın 66. maddesi uyarınca, dava zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğunu, meydana gelen kazada, taksirle yaralama suçu kazanın gerçekleştiği an tamamlanmış olduğundan, suçun işlendiği 30.04.2006 tarihinde zamanaşımı süresi başlamış kabul edileceğini, 18.07.2014 tarihli Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu raporunda yer alan maluliyetin, kaza ile illiyeti bulunmayan zihinsel engel olduğunu, söz konusu engelin, kaza ile illiyeti bulunmadığının, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 22.01.2016 tarihli raporda belirlendiğini, dolayısıyla uzamış ceza zamanaşımının, kaza ile illiyeti bulunmayan bir arazın tespitinden itibaren işletilmeyeceğini, keza davacının kaza ile illiyeti bulunduğu belirtilen maluliyeti hakkındaki tazminat talebinin de zamanaşımına uğradığını, davacı …’ın, fizyolojik ve fiziki engeline ilişkin son operasyonların 2006 yılında yapıldığını ve tamamlandığını, dolayısıyla, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu;
b-Davacının, küçük olup çalışmaması nedeniyle gelir elde etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle, davacı için bir yıllık geçici iş görmezlik hesaplamasının dikkate alınmaması gerektiğini;
c-Ayrıca dava dilekçesinde, davacının, geçici iş görmezlik talebinin de olmadığını, taleple bağlılık ilkesi (HMK m.26) gereğince, geçici iş görmezlik hususunda yapılan hesaplamaya dayandırılan yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini;
d-Malul kalan küçüğün 4 yaşından itibaren asgari ücret üzerinden gelir temin etmişçesine hesaplama yapılmış olmasını kabul etmediklerini;
e-Davacı küçüğün ebeveyninin kusuru bulunduğu hususunu kabul etmekle birlikte, %40 oranın düşük kaldığını, kök raporda hesaplanan rakam 39.543,70.-TL iken ek raporda 42.153,76.-TL şeklindeki hesaplamayı ve buna dayanan ıslah ile davanın bu şekilde kabul edilmesine itiraz ettiklerini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava dışı …’in, 30/04/2006 tarihinde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracı ile garajdan geri geri çıkarken davacı küçük …’e çaparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, davacı tarafça kalıcı maluliyet nedeniyle, maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 22.01.2016 tarihli raporda: Yapılan değerlendirmelerde hastalık düzeyinde psikopatoloji saptanmadığı ve kişide bulunan zeka geriliğinin kaza ile illiyetinin olmadığının düşünüldüğü, maluliyet oranının %7,2 olarak belirlendiği, kişinin 30/04/2016 tarihinde geçirdiği iddia edilen trafik kazası nedeniyle ortaya çıkan arızalara bağlı iyileşme süresinin 1 yıla kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Dava dilekçesinde davacıda, trafik kazasına bağlı olarak Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinin raporuna göre %50 zihinsel özür kaldığı, bu şekilde kalıcı maluliyet oluştuğu, bu durumun 30/04/2006 tarihli kazadan sonra geliştiği ileri sürülmektedir. Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinin anılan raporunda davacıdaki engellilik durumunun zihinsel gelişimi ile ilgili olduğu, trafik kazasına bağlı fiziksel rahatsızlıkları ile ilgili bölümde engellilik durumunun oluşmadığının tespit edildiği görülmektedir. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 22.01.2016 tarihli raporda ise zihinsel engelin kaza ile nedensellik bağı olmadığı belirtildikten sonra, kazadan dolayı sağ akciğer yırtığı nedeniyle opere edilen davacının rapor düzenlendiği tarihteki yaşı (14) olarak kabul edilip maluliyet oranının %7,2 olduğu ifade edilmiş, aktüer bilirkişi raporu da bu rapora dayanılarak hazırlanmış, Mahkemece aktüer raporuna göre karar verilmiştir. Davalı tarafın zamanaşımına ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi ve yine oluşan maluliyetin “gelişen durum” sonucu olup olmadığının belirlenmesi için maluliyetin oluştuğu tarihin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda, aktüer raporuna ve dolayısıyla hükme dayanak yapılan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 22.01.2016 tarihli rapordaki açıklamaların yeterli olduğu söylenemez. Bu durumda Mahkemece, daha önce rapor düzenleyen Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından ek rapor alınmalı, alınacak raporda; davacının kazadaki yaralanması ile tüm tedavi belgeleri, maluliyet raporları ve muayene sonuçları değerlendirilmek suretiyle, süreç içinde (kaza tarihinden rapor tarihine kadar) kazadaki yaralanmaya bağlı “gelişen bir durum” olup olmadığının tespiti, gelişen durum olduğunun saptanması halinde ise bu yeni durumun ne zaman ortaya çıktığı, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ve hangi tarihte bittiği konularının da raporda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli şekilde belirlenmesinin istenmesi; daha sonra bu rapor da irdelenerek, zararın ne zaman öğrenildiği ya da öğrenilmesi gerektiği değerlendirilip zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesiyle oluşacak sonuca göre ve taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerekir. Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının kabulüne karar verilmiş; kararın kaldırılmasına ilişkin Dairemiz kararının niteliğine göre diğer istinaf itirazları bu aşamada değerlendirilmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan KABULÜ ile Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1262 E. – 2017/558 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine,
4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/12/2018