Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1459 E. 2018/1733 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1459
KARAR NO : 2018/1733
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/02/2017
NUMARASI : 2015/650 Esas 2017/82 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan
İstirdat)
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirkete kasko poliçesi ile sigortalı davalının mülkiyetindeki ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 28.10.2013 tarihinde park halinde bulunan … plaka sayılı araca çarparak hasara sebebiyet verdiğini, hasarın karşılığı 3.063,24 TL’nin 17.12.2013 tarihinde sigortalısı davalıya ödendiğini, davalı mülkiyetindeki araç sürücüsünün kazanın meydana gelişinde %100 kusurlu olduğunu, kaza sırasında sürücünün … olmasına rağmen tutanaklarda …l’in sürücü olarak gösterilerek sürücü değişikliği yapıldığını ve müvekkiline doğru beyanda bulunulmadığını, müvekkilinin hasar bedelini ödemesi akabinde doğru beyan yükümlülüğüne uyulmadığını tespit ettiklerini, …’ın 20.11.2013 tarihli yazılı beyanı kapsamında sürücü değişikliğini belgelediklerini, ödedikleri bedelin tazmini için davalı aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde özetle: Kaza anında aracın … tarafından kullanıldığını, …’ın yolcu koltuğunda oturduğunu, sürücü değişikliği yapılmadığını, yapılması için sebebin bulunmadığını, çünkü her iki kişinin de ehliyeti bulunduğunu ve alkol kullanmadıklarını, davacı şirketin kazadan sonra araştırma için birilerini gönderdiğini ve o tarihte …’in işyerinde bulunmadığını, araştırmacıların olayı derhal sonuçlandırmak istediklerini beyan etmeleri sebebiyle işyerinde bulunan …’ın aracı kendi kullandığını yazılı olarak beyan etmek zorunda kaldığını, ertesi gün …e ulaşıldığını ve aracı kendisinin kullandığını davacıya beyan ettiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda: Davanın reddine, 659,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile: müvekkili şirkete sigortalı davalı …Tic.Ltd.Şti’ne ait … plaka sayılı araç, 28.10.2013 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeyken, … sokağa dönüş yaptığı sırada park halindeki … plakalı araca sol ön yan kısımlarıyla çarparak hasarlandığını, olayın vuku bulduğu esnada sürücü kısmında … bulunmasına rağmen, taraflarca tutulan tutanakta sürücünün …’ın yanında bulunan dayısı ….’in belirtildiği, detaylı araştırma neticesinde sürücü değişikliği yapılarak tutanağın düzenlendiğinin tespit edildiğini, kazanın bizzat … tarafından gerçekleştirildiğinin 20.11.2013 tarihli yazılı beyan ile de açık bir biçimde ortaya konulduğunu, davalı sigortalı kasıtlı olarak gerçeğe aykırı beyanda bulunarak müvekkili şirketi aldatmaya çalıştığını ve sorumlu olmadığı tutarı sigortalısına ödemek zorunda kaldığını, müvekkili şirket tarafından ödenen bedelin TTK m.1472 gereği tahsili yoluna gidildiğini, bilirkişi raporları doğrultusunda verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkemece müvekkili şirket aleyhine 659,00 TL tutarında kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kötüniyetli olduğunun ispat edilememiş olması nedeniyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek, icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesi kapsamında davacı sigortacının sigortalısına yaptığı ödemenin istirdadı için yürütülen icra takibine itirazın iptali istemlidir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Sigortalı tarafından, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B.1.5 maddesi ve TTK 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyeti kasten yerine getirilmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususun sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.Buna göre somut olay değerlendirildiğinde: Davacı sigortacı, davalının ihbar mükellefiyetinin doğru yapılmadığı gerekçesiyle kasko sigortası poliçe genel şartlarının A.5. maddesine aykırılık nedeniyle rizikonun teminat dışı kaldığını ileri sürerek, ödediği tazminatın istirdadını talep etmektedir. Anılan düzenleme, sürücünün kimliğinin belirlenmesini engellemek için kaza yerinden ayrılmayı teminat dışı olarak öngörmektedir. Ancak maddede 5.4 ve 5.5. maddelere atıfta bulunularak yeterli sürücü belgesine sahip olmayan kişi tarafından araç kullanılması ve alkollü araç kullanılması hallerinde, bu durumların tespitinin engellenmesi amacıyla kaza yerinden ayrılmak, teminat dışı bırakılmıştır. Dosya içeriğinden, tutanakta aracı kullandığı belirtilen kişinin ve gerçekte kullandığı ileri sürülen kişinin her ikisinin de yeterli sürücü belgesine sahip oldukları ve yine bu kişilerin alkollü şekilde araç kullandıklarına ilişkin olarak da davacı sigortacı tarafından ispat vasıtası ileri sürülmediği, aracın kaza tutanağında belirtilen kişi dışındaki başka bir kişi tarafından kullanıldığının da davacı tarafça somut olarak ispat edilemediği anlaşılmaktadır.Bu durumda, sigortalının kaza yerinden ayrılmasının tek başına teminat dışı bir hal olarak kabul edilmesi olanağı yoktur. Dolayısıyla, genel şartların 5.10. maddesinin atıfta bulunduğu 5.4. ve 5.5. maddelerdeki teminat dışı durumlar davacı tarafça ispat edilemediğinden, mahkemece davanın reddedilmesinde ve rizikonun teminat dışı olduğuna ilişkin somut dayanağı bulunmayan davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilerek aşağıdaki karara varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf isteminden bulunan üzerinde bırakılmasına,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/12/2018