Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1457 E. 2019/115 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1457
KARAR NO : 2019/115
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 15/05/2017
NUMARASI : 2017/2263 D.İş Esas – 2017/2263 D.İş Karar
DAVA : Trafik Kazası Sonucu Ölüm Nedeniyle Destekten YoksunKalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuru sahibi başvuru dilekçesinde: 24/04/2006 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon ile çarpışması sonucu … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan …’in hayatını kaybettiğini, müteveffanın araçta yolcu konumunda bulunduğundan kazanın oluşumunda atfı kabil bir kusurunun bulunmadığını, müteveffanın ölümü nedeniyle annesi ….’in destekten yoksun kaldığını, kazada asli ve tam kusurlu olan .. . plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle sigorta şirketine başvuru yapıldığını, başvuruya herhangi bir cevap verilmediğinden dolayı sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.001,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde: Dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitinin kişi başı 57.500,00 TL olduğunu, müvekkili şirketine sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, öncelikle kusur tespiti yapılması ve davacının destekten yoksun kalıp kalmadığının tespitinin gerektiğini, müteveffanın sigortalı araçta yolcu konumunda bulunduğunu bu nedenle hatır taşıması olduğunu, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, sigortalı aracın ticari araç olmaması sebebiyle hükmedilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini, aleyhe hüküm kurulması halinde avukatlık ücretinin yönetmeliğe uygun şekilde hesaplanması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyetince: Başvuru sahibinin talebinin kabulü ile başvurucu … için 57.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta AŞ’den tahsil edilerek başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafça yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince; davalının itirazının reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Dava konusu kazada …’in vefatı nedeniyle anne …’e 11.06.2007 tarihinde 8.326,48 TL, baba …e 11.06.2007 tarihinde 10.086,91 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, yapılan ödemenin bilirkişi raporunda ödeme tarihinden itibaren faiz güncellenmesi kaydıyla hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumlu olduğu teminat limitinin aşıldığını, … plakalı aracın müvekkili şirkete 15.01.2006/2007 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta limitinin 57.500,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili tarafından …in vefatı nedeniyle toplam 18.413,39 TL ödeme yapıldığından bakiye teminatın 39.086,00 TL olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından bakiye poliçe teminat limiti olan 39.086,00 TL’yi aşarak genel şartlara ve hukuka aykırı şekilde hüküm kurulduğunu, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma (maddi) tazminat talebine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davalı tarafça desteğin ölümü nedeniyle, davacının başvurusundan önce hak sahiplerine ödeme yapıldığı ifade edilip, istinaf dilekçesi ekinde buna ilişkin banka dekontu sunulmuştur. Davalı tarafça tahkim yargılaması aşamasında ödemeye ilişkin savunma ileri sürülmemiş ise de ödeme savunması borcu sona erdiren sebeplerden olmakla her aşamada ileri sürülebilir. Dolayısıyla savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığından söz etme imkanı yoktur. Bu itibarla uyuşmazlık hakem heyeti kararına dayanak bilirkişi raporunda yapılan ödeme ile ilgili savunma değerlendirilmediğinden davalı vekilinin ödemenin güncellenmesi suretiyle bilirkişi raporu alınması gerektiği yönündeki istinaf itirazı yerinde görülmüş, hakem heyetince davalının istinaf aşamasında sunduğu ödeme belgesi de dikkate alınarak gerçekte ödeme var ise ödemenin yapıldığı tarih itibariyle miktar güncellenerek, tazminat tutarından mahsup edilmek üzere ek bilirkişi raporu alınması gerektiği düşünülmüştür.Yine, istinaf dilekçesi ekinde olay nedeniyle dava dışı …’e ödeme yapıldığına ilişkin banka dekontu sunulmuştur. Yukarıda belirtildiği şekilde yapılan ödemelerin tespitinden sonra kaza tarihi itibariyle davalı sigortacının sorumlu olduğu miktar (kişi başı ölüm halinde teminat limiti) gözönüne alınarak, ödenmesi gereken bir miktar bulunup bulunmadığı da ek bilirkişi raporu ile tespit edilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyada uyuşmazlık hakemince alınan bilirkişi raporunda desteğin babası …’in nüfus kaydı bulunmadığından sadece davacı anne bakımından desteklik süresi ve payı belirlendiği, ancak dosyaya eklenen nüfus kaydında kaza tarihinden sonra, 15/12/2013 tarihinde baba …’in öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda hesaplama yapılırken, babanın tazminat hesabı ölüm tarihine yapılmalı, ölüm tarihinden sonraki dönem için babanın payı anneninkine eklenerek sonuca ulaşılmalıdır. Bu bakımdan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı da yerindedir. Davalı tarafça yargılama aşamasında verilen beyan dilekçelerinde hatır taşıması indirimi gerektiği ifade edilmiş, hakem heyetince bu savunmaya karşılık herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Dosya içeriğinde olayla ilgili ceza mahkemesi dosyasının bir kısım örnekleri bulunmakta ise de bu belgelerden desteğin yolcu olarak bulunduğu araçta hangi sebepten bulunduğu, sürücünün taşıma karşılığı bir menfaatinin, dolayısıyla hatır taşımasının bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda, olayla ilgili ceza soruşturması dosyasının tamamının celbedilerek müşteki, tanık vs. beyanları incelenip hatır taşıması bulunup bulunmadığı tespit edilmeli ve buna göre hatır indirimi yapılması gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir. Öte yandan kurulca re’sen gözetilmesi gereken müterafik kusur durumu da gereği gibi irdelenmemiştir. Yukarıdaki paragrafta belirtildiği üzere ceza dosyası örneği celp edildikten sonra dosya içeriği itibariyle desteğin sonucun oluşmasında müterafik kusuru olup olmadığı da belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre indirim yapılıp yapılmayacağı tartışılmalıdır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile istinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonunun yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılması için Sigorta Tahkim Komisyonuna gönderilmek üzere mahkemesine İADESİNE,
3-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatıran tarafa mahkemesince iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5- İİK’nın 36/5 maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre ..Sigorta A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, …Bankası A.Ş.’nin 12/05/2017 tarih ve…numaralı 90.000 TL bedelli teminat mektubunun davalı …Sigorta A.Ş.’ye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/02/2019