Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1455 E. 2019/179 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1455
KARAR NO : 2019/179
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/07/2017
NUMARASI : 2013/227 Esas – 2017/636 Karar
DAVA : Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/06/2012 tarihinde, davalı T…’e ait ve davalı … tarafından kullanılan 34 TJ 5320 plakalı aracın, kaldırımda yürümekte olan müvekkili davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davacının sağ bacağında oluşan hasar sonucu ameliyat geçirdiğini ve uzunca bir süre yatmak zorunda kaldığını, davacının kaza nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, aracın davalı …Sigorta A.Ş. nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması koşuluyla 1.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davlılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması gerektiğini, olayda HMK’nın 107.maddesi anlamında belirsiz alacak davası koşullarının oluşmadığını, olayın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle avans faizi talep edilemeyeceğini, davacının meydana gelen olayda kusurlu olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …ile …e, dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalılar herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. İlk Derece Mahkemesince, “maddi tazminatına ilişkin açılan davanın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminata ilişkin açılan davanın kısmen kabulü ile 12.500-TL ‘nın kaza tarihi olan 15.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Davalılar … ve …, Mahkemece verilen manevi tazminat miktarını ödemelerinin mümkün olmadığını, karara bu yönüyle itiraz ettiklerini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davalı …’in maliki ve davalı …in sürücüsü olduğu aracın, 15/06/2012 tarihinde yaya olan davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğu, davacının kaza sonucu %41,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiği, sürücü davalı ..’in kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. “TBK’nın 56. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta kazanın oluş şekli,kusur durumu, maluliyet raporu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminat müessesinin fonksiyonu birlikte dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının dosya kapsamına, usul, yasa ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, davalılar … ve …’in istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları yerinde değildir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalılar … ve …’in istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalılar … ve … istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 853,87 TL istinaf karar harcından peşin alınan 213,46 TL’sinin mahsubuyla 640,41 TL harcın istinaf talep eden davalılar …ve …’den tahsiliyle Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … ve …istinaf başvuruları nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/02/2019