Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1451 E. 2019/622 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1451
KARAR NO : 2019/622
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/06/2017
NUMARASI : 2016/51 Esas 2017/487 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalıya ait … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalının kusurlu olarak sebebiyet verdiği kazada … plakalı araçlarda hasarın meydana geldiği, sigorta şirketinin sigorta ettirene rücu hakkının bulunduğunu belirterek, davalıdan hasar nedeniyle 11.683,00 TL araç hasar bedelinin rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Meydana gelen kazada 1,82 promil alkollü olarak kazaya karışmış olan dava dışı araç sürücüsü … ile yine kazada 1,02 promil alkollü olarak kazaya karışan… ve diğer sürücü … da kusurları oranında davaya dahil edilmeleri gerektiğini, kazanın ardından hasar tespiti yapılarak müvekkiline herhangi bir bildirim yapılmadığını, işlemiş faizi kabul etmediklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: Davanın kabulü ile; toplam 11.683 TL’nin 9.000,00 TL’sine ödeme tarihi 05/10/2012, 770,00 TL’sine 08/10/2012, 1.913,00 TL’sine 06/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davacının sadece müvekkili şirkete karşı dava açtığını, aracı kullanan … da davalı sıfatında olması gerektiğini, bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olarak hazırlandığını, kazanın ardından tutulan tutanaklarda müvekkili şirket yetkilisinin ve/veya yetkilendirdiği kişilerin imzalarının bulunmadığını, söz konusu tutanakların bu kişilerin yokluğunda imzalandığını ve raporun bu tutanaklar gözetilerek hazırlandığını, kusur tespiti için kamera kayıtlarının incelenmediğini, tanık beyanları alınmaksızın eksik incelemelerle rapor oluşturulduğunu, raporda araçta değişmesi gereken yedek parça bedelleri ve onarım işçiliği, boya ve boya işçiliği bedelleri hakkında herhangi bir emsal değerlendirme bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ZMS sigortacısının sözleşmeye aykırılık nedeniyle kendi sigortalısına rücuen tazminat istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davacı … şirketi, davalı şirketin işleteni olduğu … plakalı aracın ZMS sigortacısı olup bu aracın sürücüsünün alkollü olarak araç kullanarak dava dışı üç ayrı araca çarpması suretiyle meydana getirdiği hasar bedelini hak sahiplerine ödemiş, davalı işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün sözleşmeye aykırılığı sebebiyle ödediği tazminatı davalı işletenden talep etmiştir. Mahkemece olayın münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda içinde nörolog bilirkişinin de bulunduğu kuruldan bilirkişi raporu alınmış ve olayın gerçekleşmesine sürücünün alkollü araç kullanması dışında bir etkenin sebep olmadığı, alkolün etkisi ile meydana geldiği tespit edilmiştir. Kazanın oluş şekli ve dosyadaki belgeler incelendiğinde raporun dosya içeriğine uygun ve denetime açık düzenlendiği, davalı tarafça tanık olarak bildirilecek kişilerin beyanlarının da sonuca etkili olmayacağı değerlendirilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bu rapor esas alınarak davalının zarardan sorumlu olduğu yönünde usul ve yasaya uygun olarak karar verilmiştir. Dolayısıyla bu husustaki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekili istinaf itirazlarında zarardan araç sürücüsünün de sorumlu olduğunu, bu yönüyle kararın yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de; davacı, davalı ile arasındaki sözleşmeye aykırılık nedeniyle talepte bulunduğuna ve dava dışı araç sürücüsü sözleşmenin tarafı olmadığına göre bu istinaf itirazına da itibar edilmemiştir. Kaldı ki, davacının sözleşmeye aykırılığa değil, haksız fiil hukuki sebebine dayanmış olması halinde dahi -davalı işleten, dava dışı sürücü ile müteselsil sorumlu olduğundan- davacı tarafından müteselsil sorumlulardan sadece birine veya bir kısmına yahut tamamına karşı dava açılması mümkün olup bu sorumlulardan sadece birine karşı dava açılması davanın görülmesine engel bir durum değildir. Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 798,06 TL harçtan peşin alınan 199,52TL’nin mahsubu ile bakiye 598,54 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/04/2019